Kan beynime sıçramıştı. Yusuf'la onun birlikte olduğunu düşündükçe daha da sinirlenmiştim. Nasil olur bu? Farklı değil miş o kız. Diğer yalaka kızlar gibiymiş.
Arkalarından sitemkâr bir şekilde alkış çalarak onlara yaklaştım. Onun ne olduğunu herkes görmeliydi.
İkisi de beni görünce ayağa kalktılar.
"Vaaaay.."
Diye söze başladım ve o kızı aşağılamaya başladım. Yusuf'a da çok sinirliydim. Sözlerimi bitirmek üzereydim ki Hümeyra'nin buz gibi eli suratımda bitiverdi.
Yine hiçbir şey söylemedi, yine gözleri dolu doluydu ve çıktı gitti. O gittikten sonra yanımıza bir kız geldi. Meğer o kız Yusuf'un kız arkadaşıymış. Lânet olası çocuk, niye daha önce söylememişti ki bunu bana?
Humeyra suçsuzmuş. Merve mi ne o kıza eşlik etmeye gelmiş. (Saçmalık hangi devirde yaşıyoruz?)
Lânet olsun! Lanet olsun!
Yusuf arkamdan seslendi.
-"Abi o kızdan özür dilemelisin. Hiçbir suçu yoktu onun. "
-"Kes sesini!."
Yusuf ile biz çocukluktan beri birlikteydik. Ne diye bana bu konudan bahsetmemişti ki? Ben de bodoslama girmiştim olaya. Değişik şeyler hissediyordum. Onun yanina gitmek istiyordum sanki. Ama yok hayır kimse beni kendine bu şekilde hapsedemez. O kıza o tokatın hesabını soracağım!.
Arabama bindim. Hızla ordan uzaklaştım. Trafikte hızımı biraz azalttım. Tam köşeyi dönüyordum ki arkadan biri arabama bodoslama daldı. Arabamın arkası paramparça olmuştu resmen. Sinirle arabadan indim. Karşımda bıyıkları yeni terlemiş 16-17 yaslarinda bir genç vardı. Belli ki ehliyeti de yoktu ve de çok korkmustu. Ama bu onun suçlu oldugu gerçeğini değiştirmez. Bu gün daha ne kadar berbat olabilirdi? Biraz zaman geçtikten sonra trafik polisleri geldi. Yapılan incelemeden sonra karakola geçtik.
Arabamın yaklaşık 50 bin liralık hasarı vardı. Bunu karşı tarafa ödetmeliydim. Muhatap olmak istemedim ve olayı avukatıma devrettim.
..............-"Alo, Alo?."
-"Abla, çok kötü bir şey oldu."
-" Ne oldu Mert, niye ağlıyorsun korkutma beni ablacım ne oldu?"
-"Abla karakoldayım, yanıma gel lütfen."
-" Ne karakolu Mert? Tamam korkma hemen geliyorum."
Mert aradığında sesi çok korkmuş geliyordu. Kalbim cok hızlı atıyordu. Ne olduğunu deli gibi merak ediyordum. Hemen taksiye atlayıp kakarakola gittim. Gittiğimde Mert karakolda başını dizlerinin arasına almış çökmüştü.
-"Allah'ım ne olur kötü bir şey olmasin."
İçimden bunu geçirip duruyordum. Mert'in yanina yaklastim ona sarıldım.
-" Ne oldu Mert? Ne yapıyorsun burda?"
-"Abla ben babamdan izinsiz arabayi aldım. Sonra arabayla kaza yaptim, pahalı bir arabaya çarptım. Arabanın çok masrafı varmış abla biz onu hayatta ödeyemeyiz ne yapacağım ben? Ne olur babamlara birşey söyleme. Önceki sefer ne dediğini hatırla ne olur."
Bir önceki sefer kardeşim yine arabayı çaldığında babam, bir daha böyle bir şey yapmaya kalkarsa ona bunu çok kötü bir şekilde ödeteceğini söylemişti. Bir de babamın kalbi vardı diye onu heyecanlandırmak istemiyorduk o yüzden söyleyemezdik.
Ah bu çocuk neden akıllanmıyor en
deli çağları zaten. Ama karşımda onu bu kadar korkmuş görünce kızamadım bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HARAM
RomanceBaşımı kaldırıp baktığımda bir çift kahverengi göz üzerimdeydi yüzümü süzüyordu. Kaşları çatıktı. Kolumu halâ bırakmamıştı. Üzerinde siyah bir takım vardı. Görebildiğim kadarıyla düzgün bir fiziği vardı. Hemen kolumu geri çektim. Bana yaklaşıp "Bir...