“Beyefendi karınız için uygun olan ciğerler bulunmuş, bu akşam ameliyat edilecek. Geçmiş olsun.”
Oha! İnanamıyorum... O iyi.AMY
Hastaneden 1 aydır çıkmıştım ve herşey çok iyi gidiyordu. Justin ile aramız çok iyi ve yeni çocuk için çalışmalara başladık bile. Justin artık bana çok iyi davranıyordu. Her istediğimi yapıyor, istemediğim şeyleri asla 2. kere istemiyordu. İşe başlamamıştı ama ben ders çalışmaya başlamıştım çünkü ünüversite sınavına girecektim. Sonunda hayalim olan işi yapacaktım. Baş hemşirelik!
Justin bana kitap almaya gitmişti ben de evde oturuyordum. Bazen bu ev fazlasıyla sıkıcı olabiliyor. Sonunda kapı çaldı. Kapıyı açtığımda ellerinde torbalar olan Justin ile karşılaştım.
“Justin bunlar ne”
“Kitap aşkım”
“O kadarını bende anladım. Neden bu kadar çok kitap var?”
“Çok çalış diye her dersten 3 farklı kitap aldım. Beni içeriye almayı düşünüyormusun?”
Kapının önünden çekilip Justin'in içeri girmesini sağladım. Justin elindeki çuvalları kapının kenarına bırakıp kendini kanepenin üstüne attı. Bende gidip üstüne oturdum. Dudaklarına doğru eğildim.
“Biraz eğlenceye ne dersin sevgilim?” deyince
“Evet derim sevgilim” diye cevap verip beni altına aldı. Dudaklarını dudaklarımın üstüne kapatıp sert bir şekilde öpmeye başladı. Üstümüzdekilerden kurtulduk. Justin kafasını boynuma gömüp nazik öpücükler bırakmaya başladı. Daha fazla dayanamayıp içime girdi...Sabah uyandığımda bügünün doğum günüm olduğunu hatırladım. Gözümü açtığım da yanıma Justin değilde bir notun bulunduğunu fark ettim. Notu açtığımda “Dolapta ki kutuya bak” yazıyordu.
Dolabın kapısını açtığımda mor ve büyük bir kutu ile karşılaştım. Kutuyu yatağın üzerine bıraktım. Kutuyu açtığımda bir elbise ile karşılaştım. Bu elbise muhteşemdi. Mor ve Siyah rengindeydi. Sade ama çok hoş bir elbiseydi. Altına da siyah topuklu bir ayakkabı bırakmıştı. Elbise ve ayakkabıyı yatağın üstüne koyarken yere bir not düştü. Eğilip notu aldığımda çok ağır olduğunu fark ettim. Notu açınca yere bir anahtar düştü. Bugün ne çok şey düşüyordu böyle! Anahtarı yerden aldım ve notu okumaya başladım. “Akşam saat 18:00'da Pink Bar'a gel. Yanına anahtarı da al. Şimdi aşağıya in ve kavaltını yap. Seni Seviyorum Prenses.”
Saat 16:30'du. Elbiseyi ve ayakkabıyı giyip makyajımı yapmak için aynanın karşısına geçtim. Dudağıma saydam ve mor olan parlatıcıyı sürüp gözüme ince bir kalem sürdüm. Makyaj yapmayı seviyordum. Ama sade makyaj yapmayı seviyordum. Mor çantamı alıp içine anahtarı attım ve hazırdım.
Taksiden inip parasını verdim. Bar'a doğru ilerledim. Kapı kilitliydi. Justin'in bana verdiği anahtarı hatırladım. Çantamdan anahtarı çıkarıp bar'ı açtım. Merdivenlerden çıktığımda inanılmaz bir görüntü ile karşılaştım...
Geç geldi ve kısa oldu biliyorum. Ama son günlerde pek yazacak havada değildim. İyi okumalar :)))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BieberGasm
FanfictionYaklaşık 5 sene önce yazdığım hikaye tekrar yayında. Ne kadar muhteşem olmasa da yayınlanmasını istedim. Geçmişte okuyan herkese çok teşekkür ederim. 😊 Gece yine Jaxon'un bağırışları ile uyandım. Ne olurdu bu bebek ağlamasa? Hı ne olurdu? Justin'e...