Bölüm 1 - Kayıp Prensler ve Mavi İrisler

6.8K 391 158
                                    

Hepiniz hoş geldiniz, Uzun sayılacak bir aradan sonra döndün diyebilir miyiz :))

Buraya başlama tarihimizi bırakalım mı? 💖

Buraya da kitabı nereden keşfettiğimizi

***

Parlak rujlara, renkli farlara ya da simli ojelere en son ne zaman bu kadar kayıtsız kalmıştım, hiç bilmiyorum. 2 kişi geceden de kara ama sudan da parlak saçlarımı şekillendirmeye çalışırken, bir kişi de tırnaklarımla oynuyor ve sıkıntıdan içim oyuluyor. Omuzlarım defalarca sarsılarak inip kalkıyor.

"Asma bu kadar suratını, o kadar da kötü değil." diyor ablam ama söylediğine kendisi de inanmıyor. Buna inanmayacak kadar akıllı bir kadın olduğunu biliyorum.

O kadar kötü değil diye bahsettiği şey en kötü kabusuma sarılıp uyutur beni.

"Şaka gibi gerçekten." diyorum ve dudaklarından neşeden yoksun bir kahkaha dökülüp odaya dağılıyor.

"Yapacak bir şey yok. Sadece bir gece, sonra Esra'dan alırsın intikamını zaten." diyor bakışlarını karşısındaki aynadan almadan.

Hiçbir zaman sakinliği ile anılan bir insan olmadım. Ancak benim bedenimi bile aşacak bir sinirle sınanmaktayım. Sizi daha fazla merakta bırakmadan, yakın tarihte olanlardan ve bu akşam olacaklardan bahsedeyim biraz. Hem belki, biraz olsun sakinleştirir bu beni.

Bu akşam bir düğüne katılacağım. Bir çoklarınızın hayatı boyunca belki de hiç katılamayacağı kadar pahalı bir düğün olacak bu. Her masaya en güzel şaraplar açılacak, ara sıcakların en az birinin içerisinde havyar olacak.

Harcanan birkaç çuval dolusu para hiç kimseyi mutlu etmeyecek. Misafirler, 1 ay önceki gittikleri başka bir düğündeki çiçeklerin daha pahalı olduğundan bahsedecek, şaraba bir kusur bulacak ve memnuniyetsiz gülümsemelerinin yüzlerinde bıraktığı uyuşukluklarla evlerine dönecek.

Ancak, bunların hiçbiri bu akşamı o kadar da kötü yapmayacak tabii ki. Bizim derdimiz daha büyük a dostlar. Gelin Hanım ile aramızda ikimizin de çocukluğuna dayanan bir husumet var. Kendi aramızda kan davasına çevirdik bu husumeti ve ne yazık ki atak sırasının onda olduğu bir anımıza denk geldiniz.

Bu akşam, 5 tane eski sevgilimle aynı masada oturacağım. 5 tane eski sevgilimin baş düşmanım olan gelini nereden tanıdığıdan size bahsederim daha sonra. Zaten tüm bunlar hikayemizin kilit taşlarını oluşturuyor.

Size uzun uzun anlatacağım. Bizi buraya neler getirdi, hangi hataları defalarca yaptım, size uzun uzun anlatacağım.

Genç aşıklara, hatta aşık olmasalar bile yolunu henüz bulamamış gençlere tavsiyeler vereceğim. 30'una artık sayılı zamanları kalmış biri olarak, bunu kendime neredeyse hak görüyorum artık.

Makyajım tamamlanır tamamlanmaz elbisemi giyiyorum. Aynanın karşısında kendimi şöyle bir süzerken, Derin'in yaklaştığını fark ediyorum.

"Teyze." diyor pembe dudaklarını büzerken. Gözleri her zamankinden daha çok ışıldıyor. "Çok güzelsin diye ekliyor biricik yeğenim. Uzanıp onu kucaklıyorum. 7 yaşını bitireli birkaç ay oldu. Belime vuran hafif ağrıyı görmezden geliyorum. Onun büyüyor olduğunu kabullenmek, açan bir çiçeği seyretmek gibi hissettirmiyor. Böyle anlarda zamana düşman oluyorum.

Onun elleri saçlarıma ulaşırken ikimizi aynaya çeviriyorum. "Sen kendine bak asıl, prenses gibisin." diyorum. Gözleri aynayı bulduğunda, gördüklerini beğenmiş olacak ki kafa sallıyor. İri, mavi irisleri göz kapakları ile birkaç kez yavaşça örtülüyor.

Genç Aşıklara TavsiyelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin