Bölüm 8 - Kapalı Kutular ve Kıskançlıklar

2.4K 363 36
                                    

Oylar lütfennn

Ay Wattys 2021 kazananı yazar kimmişş, benmişim💖 Bir kere de buradan, şimdiye kadarki tüm okuyucularıma destekleri için teşekkürler 🥺🥺🥺 Sizi çok seviyorum

***

Bir elin ekmeğime bal, bir elin kaymak sürdüğünü ve bana da sadece bunları afiyetle yemenin düştüğü güzel günler yaşıyoruz çiçeklerim. Öncelikle biraz koşuşturmalı ancak çokça mutlu günlerime hoş geldiniz.

Hoş geldiniz derken, gerçekten hoş geldiniz. Yeni evimin turuncu L koltuğuna alayım sizi lütfen. Henüz tam olarak yerleşmemiş olsam da, burada bir ev var ve o ev benim evim artık.

Aldığım birkaç parça dekoratif eşyayı yerleştirmek için geldim bugün buraya. Ancak yalnız değilim. Yağız Emre'de bir şekilde ablam tarafından peşime takıldı. İkimiz de nasıl olduğununu pek anlamasak da sessiz ve rahatsız bir yolculuk geçirdiğimizi söyleyebilirim.

Eşyalarımı benimle birlikte yukarı çıkarıyor Yağız Emre. Daha sonra ona bir kahve ikram ediyorum. Ben işlerimi hallederken ayak altında dolaşıp estetik algılarımı bozmasını istemiyorum.

Evet, itiraf etmeliyim ki her estetik algıya hitap edecek bir görünüşü var. Yine de, aynı evde yaşıyor oluşumuzun 6. gününde bile bir şekilde ayarlarımı bozuyor. Hiçbir şey yapmasa, sadece öyle duruyor olsa bile acaba Derin hangimizi daha çok seviyor. Onu olamaz bence, hem ne kadar vardı ki hayatında? Ama Derin'e çok oyuncak almış, olabilir mi acaba? anafikrinde dönen türlü düşünceler sarıyor zihnimi.

Yağız'ı mutfağa bırakır bırakmaz ben 1+1 evimin salonuna geçiyorum. Aldığım birkaç çerçevenin içerisine fotoğraflar yerleştiriyorum. Siz de fark etmiş olmalısınız, zaten çok geniş bir çevrem yok aslında.

Derin ile çekilmiş fotoğrafımızı koyuyorum televizyonun önüne. Ablam ve eniştemle olan bir fotoğrafımızı duvara asıyorum. En sonunda bir tane de Bahar ve Levent ile olan fotoğrafımı koyuyorum ve hepsi bu kadar. Gerçekten değer verdiğim, yanlarında kendimi eksik hissetmediğim insanlar sadece bu kadar ve bir tanesi henüz 25 kilo bile etmiyor.

Özenle seçtiğim birkaç bibloya gidiyor sonrasında elim. Televizyonun önüne bırakıyorum onları da. Sonrasında, gözlerim Derin ile olan fotoğrafımıza kayıyor. Dümdüz, laciverte çalan siyahlıkta ve parlaklıkta saçlarımız var. Onunki benimkinden daha pembe olsa da dolgun dudaklarımız ve iri elmacık kemiklerimiz.

İlk bakışta, teyze yeğenden daha çok abla kardeşe ya da anne kıza benziyor olabiliriz hatta. Ancak aramızda ufak bir fark var. Derin'in benzersiz, masmavi gözleri var. Her baktığımda bana amcasını hatırlatan ve itiraf etmek istemesem de oldukça güzel gözleri.

Yaklaşan adım sesleri, hemen arkamda duruyor. Bir süre ikimiz de bir şey söylemiyoruz. Yağız da önümdeki fotoğrafa bakıyor belli ki. "Çok benziyorsunuz."

"Öyle söylerler."

Dudaklarımdan sesli bir iç geçirme dökülüyor sonrasında. Aramızda bir boşluk olduğunu biliyorum. Edilmemiş bir teşekkürün boşluğu. Bunu birkaç gündür erteliyorum.

Sen olmasaydın, bu kadar çabuk halledemezdim. Demeliyim belki de. İyi kızlar öyle yapar ya da zaten öyle yapılmalı. Ancak canım bunu hiç istemiyor. Ona ya da bir başkasına minnet duymak, bir şekilde duyuyorsam da bunu göstermek istemiyorum.

"Emlakçı için teşekkürler." diyorum sadece.

"Önemli değil." ses tonu her zaman o kadar düz tınıyor ki, kendimi onun yanındayken hiç kalkmadığım bir poker masasında gibi hissediyorum. Hep bu kadar kontrollü mü merak ediyorum. Sürekli dürtülüyorum. Sinirlendiğinde, kontrolü kaybettiğinde nasıl olduğunu merak ediyorum. Üzüldüğünde, hayal kırıklığına uğradığında, çok sevdiğinde ya da sevindiğinde.

Genç Aşıklara TavsiyelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin