-Sude-
İrem dün gece de eve gelmemişti. Annemgil artık bana inanmıyorlardı. Bende doğruyu söylemek zorunda kaldım. Anlattığımda annemi hiç bu kadar sinirli görmemiştim. Hemen İrem'i aradı.
"İrem derhal eve geliyosun!!! ". Telefonu kapatıp odanın içinde onlarca tur attı. Bende korkarak onu izliyordum. O sırada Berkay aradı ama açmadım hemen 'müsait değilim sonra konuşalım' diye mesaj attım. Sonra telefonumun şarj uyarısı geldi annemin yanından sakince ayrılarak odaya gittim. Şarj aletimi bulamıyordum bi türlü. Tam o sırada kapı çaldı, kesin İrem'di bu. Hemen indim aşağıya kapıyı açtım. Karşımda Koray ve İrem duruyordu. Annem sinirle Koray'ı gönderdi İrem'e de içeri geçmesini söyledi.
İrem içeri girer girmez annem konuşmaya başladı. İrem'e baya bir kızdı. Sonra bana odama çıkmamı söyledi. Sanırım İrem'le özel konuşacaktı. İtiraz etmeden odama çıktım kapıyı kapattım telefonumu şarja taktım. Sonra dayanamayıp merdivenlere gittim ordan gizli gizli dinlemeye başladım. Of lanet olsun bişey duyamıyordum. Sonra aniden İrem kapıyı çarptı ve gitti. Bende hemen odama gittim telefonumu ve şarj aletimi aldım. Aşağı inip kapının ordaki askılıktan çantamı ve ceketimi alıp bende dışarı çıktım. Kapıyı kapatır kapatmaz annem çıktı ve nereye gittiğimi sordu. Bende cevap vermeden yürümeye devam ettim.
İrem'i arıyorum açmıyordu, görünürde de yoktu. Hemen Koray'ı aradım o da cevap vermiyordu. Korkamaya başladım gerçekten. Hemen taksiye bindim ve Berkay'a mesaj attım. 'Berkay acilen ***** gelmen lazım lütfen' mesajı göndermemle şarjım bitti ve telefonum kapandı. Taksi beni Berkay'la buluşacağım yere getirince parayı ödeyip indim. Telefonumu şarj etmek için bir dükkan aradım. Sonunda bir tane kafeye girdim. Kasiyere telefonu ve şarj aletimi uzattım o da beni kırmayıp aldı elimden ve taktı şarja. Bir bardak portakal suyu istedim ve cam kenarında bir masaya oturdum. Aklım hala İrem'deydi. 10 dakika sonra portakal suyu geldi. Başımı kaldırdığımda yüzü görünmeyen uzun boylu bir genç bana bardağı uzatıyordu. Almak için uzandığımda diğer eliyle elimi tuttu ve susmamı söyledi. Ben korkmaya başlamıştım sonra elime bir not bıraktı.
"Sessizce kalkıp benimle gel. Eğer birine bişey belli edersen İrem ölür" ben notu okurken o genç uzaklaşmaya başladı bende hemen kalktım ve peşinden gitmeye başladım. Belki beni İrem'e götürüyordur diye düşünüyordum. Kapıdan çıktı dar bir sokağa girdi ardından eski, yıkık dökük bir eve girdi ve peşinden bende girdim. Burda ne işimiz var acaba. Hiç bir etkisi olmayan duvarlardan bile korkuyordum, çok ürkütücü bir yerdi. Dönen merdivenleri çıkarken gıcırdıyordu. Ellerim titriyor ayaklarım geri geri gidiyordu. Çantamda telefonumu aradım birine haber vermek için ama telefonum şarjda kalmıştı of şansa bak. Sonra yüzünü göremediğim çocuk bir odaya girdi benim de girmem için eliyle işaret etti içeri korkuyla girince kapıyı hızlıca kapattı. Yerimde sıçradım ve hemen arkamı döndüm. Yüzünü göremiyordum ne yaparsam yapıyım. Ben ona bakarken arkamdan birisi eliyle ağzımı kapattı ve sonrasını hatırlayamıyorum..Uyandığımda ellerim ve ayaklarım yatağa bağlanmış bir haldeydi, ağzım bir bezle kapatılmıştı. Kendimce çırpınmaya çalıştım, her ne kadar kurtulmayı başaramasam da. Sonra bağırmaya başladım ama sesim çıkmıyordu bez yüzünden. O sırada kapıdan içeri birisi girdi. Gözlerimi hemen kapattım uyuyor numarası yaptım.
"Uyumadığını biliyorum sürtük, aç gözlerini" nee bu bana sürtük mü dedi ne hakla. Dur bi saniye bu ses çok tanıdık geldi bana ama kim aklıma gelmiyordu. Gözlerimi açmadım, bana yaklaştığını hissettim. Ağzımdaki bez parçasını çıkarttı. Rahatlamıştım. Sonra geri çekildi sanırım.
"Sana diyorum Sude aç gözlerini. Kim olduğumu merak etmiyor musun yoksa?? " (Deli gibi merak ediyorum ama açmayacağım tabi ki)
"İrem'i özlemedin mi?? "