}19{

1.1K 90 36
                                    



Vay be 1. bölümden 19. bölüme geldik, elimde büyüdü resmen kerata.

Neyse duygulandım biraz.

~

"Jimin?"

Kafamı iki yana sallayarak kendime geldim. Gördüğüm şeyler...

Gerçek miydi?

Bu kadar güzel bir an sadece rüya olabilirmiş gibi geliyordu gözüme.

Jungkook bir eli arkasındayken -bişey tuttuğunu anlasamda ne olduğunu çözemiyordum- bana doğru bir adım attı. Fakat ne olduğuna dikkat edemiyordum çünkü gözlerimi bana merakla bakan eşimin gözlerinden ayıramıyordum.

"Daldın gittin öylece, bişey mi hatır-"

Cümlesini tamamlamasına izin vermeden dudaklarına yapıştım. İlk başta şaşırsada çok bekletmeden elini hızla belime atıp beni kendine bastırarak öpüşüme karşılık verdi. Kafamı hafif yana yatırırken alt dudağını dişledim. Hissettiğim yoğunluğu yansıtmak istercesine hırsla öpüyordum onu. Elim saçlarına kayıyor bazense çekiştiriyordu ve Jungkook bundan hoşlandığını asla gizlemiyordu.

İçeri bir adım daha atıp geriye gitmeme sebep olurken ayağının ucuyla kapıyı kapatıp beni çevirerek sırtımı kapanan kapıya yaslamamı sağladı. Çocukların odadan sesi gelsede koridorda kimse olmadığı için rahat hissediyordum.

Üst dudağımı ısırdığında sessizce inledim, eğer biraz daha zorlarsa dudağımı kanatacaktı. En sonunda nefessiz kaldığımızda dudaklarımızı ayırdık. Alnım alnına yaslıyken geldiğinden beri arkasında tuttuğu elini öne çıkardı yüzlerimizin arasına sığan şeye baktım.

Bu bir manolya buketiydi.

"Bu manolyaların kokusu bana hep seni anımsatıyor."

Gözlerim dolmasına rağmen dolu dolu gülümsedim. Yüzlerimiz arasındaki buketten yayılan koku bana o günü hatırlatıyordu.

"Gelirken çiçekçi görünce belki seversin diye almak istedim. Hem bu manolyaların kokusu ba-"

"Sana hep beni anımsatıyor."

Lafını böldüğümde söyleyeceği şeyi harfi harfine tamamlamış olmalıyım ki kafasını hafif geri çekip şaşkınlıkla bana baktı. "Hatırlıyorsun?"

"Hatırlıyorum sevgilim."

Söylesene sevgilim, hatırlamadığım her anı hep böyle yaşatıyordun bana ama ben mi farkında değildim?

Yüzünde eşsiz bir gülümseme belirirken yavaşça belimi okşadı. "Bir daha söylesene." Ne dediğini anlasam bile anlamamış gibi yapmayı seçtim.

Yüzüne "Neyi?" diye fısıldadığımda bakışlarının koyulaştığını hissettim. Belkide koridor karanlık olduğu için salondan gelen loş ışık yanılgıya düşmeme sebep olmuştu.

"Bunu yapacak mısın gerçekten Jimin? Ne olduğunu anlamana rağmen anlamamış gibi davranarak beni yoldan çıkartmaksa amacın ben zaten yoldan çıkmaya hazırım." Kulağıma yaklaşıp tıpkı benim gibi fısıldadı. "Ama bütün evi inlemelerin doldurduğunda arkadaşlarımdan utanan sen olursun, söyleyeyim."

Söylediği şeyler hem yanaklarının kızarmasına hemde içimde yoğun bir istek oluşmasına sebep oldu. İstemsizce beni deli gibi inleteceği senaryolar kafamda dönüyordu.

Kesinlikle iyi değildim.

"Hmm." Aslında şuan diğerlerinin ne duyduğu umrumda bile değildi.

𝓱𝓲𝓻𝓪𝓮𝓽𝓱 - jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin