𝓱𝓲𝓻𝓪𝓮𝓽𝓱 - jikook

}18{

şimdi ekrana dokun, işte köşedeki yıldıza dokunduğun an bu fice destek olmuş olacaksın

oyladığın için teşekkürler bebeğim<3

~

Yumruklarımı sıktım, eğer bunu yapmasaydım muhtemelen yaşlı olmasına falan aldırmayıp karşımdaki adama ağız burun dalacaktım.

"Ben mi aklımı kaçırdım yoksa bu babalık bizim eski hayatımızdaki şifacı amca mı?" Taehyung'un sorusuyla cevap ver der gibi baktım yaşlı adama. Herif sanki kafayı çekmiş gibi aptal bir gülümsemeyle bizi izliyordu.

"Doğru söylüyor, ben bir zamanlar sarayda şifacılık yapan yaşlı amcanızım. Kafanızın karıştığını biliyorum, lütfen önce oturun herşeyi anlatacağım." Taehyung ile göz göze geldiğimizde ikimizde aynı şeyi düşünmüş olmalıyız ki tereddüt etmeden oturduk. Adamın oturduğu sandalye dışında odada gereksiz birkaç eşya vardı sadece, bu yüzden yere oturmuştuk. Neyseki halı vardı.

"Görüşmeyeli uzun zaman oldu ha?"

Konuşmasıyla köşeden hızla geçen kara böcekte olan gözlerim onu buldu.

"Oturup hâl hatır sormayacağız herhalde?" Oturma kısmını yapmış olsakta hâl hatır sormayı hiç düşünmüyordum.

"Sakin ol Jimin, elbette sorularınızı cevaplayacağım."

Adamın verdiği sakin yanıt istemsizce sesimi yükselttiğim için utanmama sebep oldu. Aklım sürekli Jungkook'a kayıyordu ve istemsizce geriliyordum.

"Bak sesimi yükselttiğim için üzgünüm fakat belli ki sende çok normal biri değilsin. Bizi sana yönlendiren adama zerre güvenmiyorum ve burayı gösterdiğine göre belli ki onunla bir tanışıklığınız var. O yüzden ne anlatacaksan anlat herkes evine dağılsın." Söylediğim şeye gülmesiyle kaşlarım çatıldı.

"O zaman neden güvenmediğin bir adamın lafiyla sevdiğin adama yalan söyledin?"

Sorusu afallamama sebep olurken kısa bir süreliğine Taehyung ile göz göze geldim. Elleri temkinli bir şekilde dizlerindeydi ve her an kaçacakmış gibi bir ifadesi vardı.

"Bak evlat, amacım sizi suçlamak değil fakat bana şüpheyle yaklaşırsan ne anlatırsam anlatayım sana hiçbiri inandırıcı gelmez. Önce biraz sakinleş. Herşeyi öğrenmek istiyorum demiştin değil mi? O zaman ne kadarını hatırladığını söyle ve bende eksik kısımları tamamlayayım."

Bir süre tereddütte kalsamda anlatmaya başladım.

"Geçmişte kraliçe, yani Jungkook'un annesi bizi basmıştı en son fakat ondan sonra ne olduğunu hatırlayamıyorum. Bu durumdan sana bahsetmiş miydik o zamanlar ve Kraliçe öğrenince ne yaptı?"

Derin bir nefes alıp konuşmaya başladı. "Evet biliyordum fakat bana yakalandığınızı söyleyen siz değildiniz, bizzat Kraliçe yanıma gelip anlatmıştı." Cevabıyla kaşlarım çatıldı. Kraliçe neden Kral'a söylemek yerine ona gelmişti ki?

Sanki ne düşündüğümü anlamış gibi sormama fırsat vermeden açıkladı. "Hatırlıyor musun bilmiyorum fakat şifacı olmamın yanı sıra büyüler konusunda da ustaydım. Hatta tıbbi bir yardım olmaksızın büyü ile insan iyileştirdiğim bile oluyordu, tabi yaptıklarım sadece iyi şeylerle sınırlı değildi. Kraliçe o olaydan sonra Jungkook ile ne kadar konuşsa da senden ayrılmaya ikna edememişti ve Jungkook sana bişey olursa saraydan kaçıp tahttan vazgeçeceğini söylediği için soluğu yanımda almıştı. Çünkü Kral'ın resmi olmayan bir ilişkisi daha vardı ve eğer Jungkook tahta geçmezse ondan sonraki çocuk olan gayrimeşru oğlu tahta geçecek kişiydi. Halk her zaman gerçek soylu olan Jungkook'un tahta geçmesini istesede inandıkları adamın sarayı terk ettiğini ve üstelik bunu bir oğlan için yaptığını öğrendiğinde Kraliçeyi değil ikinci kadını destekleyeceklerdi. Kraliçe ise bu ihtimalden çok korkuyordu."