}10{

2K 163 30
                                    



profilim... uyum takıntım olduğundan bahsetmiş miydim?

her neyse asıl atmamın sebebi diğer kitap içindi önceki bölümdede dediğim gibi yeni bir hikaye yayınladım ve eğer ilginizi çekerse bakmanızı tavsiye ederim. Bu hikaye bittiğinde -ki daha bitmesine var gibi basit olsun istemiyorum- jikook ve taegi dışında istediğiniz diğer shipler için de hikaye yazmayı düşünüyorum, genelde bir çift ile ilgili yazı yazmadan önce sürekli onların moment videolarını izliyorum ve bu istemsizce bana fikir veriyor neyse çok konuştum salıyorum sizi

~

Gördüğüm rüyanın etkisiyle korkuyla uyandım. Jungkook beni uyandırmak için muhtemelen sarsmıştı ve bu yüzden elleri kollarımı tutarken endişeyle bana bakıyordu.

"İyi misin?"

Konuşacak halim olmasada kafamı onaylarcasına salladım. O buna inanmamış olacak ki kafasını iki yana sallayıp komodinin üstündeki sürahi ve bardağa uzandı. O bana su doldururken ben sadece yüzünü izliyordum. Nedenini bilmesem bile sürekli riyalarıma girmesi korkutucu olmaya başlamıştı. Gördüğüm an her şey o kadar gerçekçiydi ki uyandığımda asıl rüyada olduğumu bile düşünüyordum.

Suyu uzattığında sessizce teşekkür edip bardağı kafama diktim. Hava hafiften aydınlanmaya başlamıştı muhtemelen benim gördüğüm rüya -içinde onun olduğu düşe kabus diyemiyordum- yüzünden o da uyanmıştı. "Kusura bakma seni de uyandırdım."
Gözleri yüzümü tararken terden alnıma yapışan saçlarımı geriye attı.

"Önemli değil, ayrıca sen rüyanda beni mi görüyordun." Gözlerim kocaman açıldı.

"H-hayır seni görmüyordum tabiki saçmalama."

"Adımı sayıklayıp durdun Jimin. Umarım sevişmiyoruzdur çünkü küçük Jungkook'u ilk canlı gör istiyorum." İması üzerine koluna sert bir yumruk geçirip yataktan ittim. Böyle bişey yapmamı beklemiyor olacak ki itmemin etkisiyle yere kalçasının üstüne düştü. O bana kaşlarını çatıp acıyla kalçasını ovarken ben yüksek sesli bir kahka patlattım.

Gülmez olaydım.

"Jimin, tatlım erken mi kalktın." Annemin odamın kapısını çalarak sorduğu soru ile daha yeni normale dönen gözlerim tekrar irileşti. Bu sefer gülen taraf Jungkook'tu ve ben ne yapacağımı bilmediğim için korkuyla kapıyı süzüyordum.

Geceyi cayır cuyur işler yaparak bitirdikten sonra nasıl bu kadar erken kalkmıştı bu kadın gerçekten anlayamıyordum.

"Bu arada kapının önündeki erkek ayakkabılarını görmedim sanma, Taehyung geldi dimi. Söyle o hergeleye bu sefer kahvaltı yapmadan bırakmam ona göre."

"Evet anne Tae geldi, uyansın söylerim ben merak etme."

Annem muhtemelen Taehyung rahatsız olur diye odamı girmemişti. Ben ne zaman eve bir arkadaşımı getirsem odama girmemeye özellikle dikkat ediyordular zaten rahatsız etmemek için ve bu durumun bu kadar işime yarayacağını hiç tahmin etmezdim.

Jungkook hâlâ sırıtarak bana bakarken ben kolundan tutup cama sürükledim evimiz ikinci kattaydı bu yüzden demirlere tutunarak rahatlıkla aşağıya inebilirdi. Ben onu cama doğru itmeye çalışırken o kahvaltıya kalayım o kadar ısrar etti kaynanam diyerek daha çok sinirlerimi bozuyordu. "Tamam tamam şaka yapıyorum bari ayakkabımı ver yalınayak mı gideyim?"

"Valla yalınayak mı gidersin uçarak mı gidersin ben bilmem o senin bileceğin iş."

Oflayıp cebindeki telefonuna uzandı.

"Yoongi beni dinle, şimdi sana atacağım konuma gelmen lazım."

...

"Taehyung ile olduğunu biliyorum onu da getir."

𝓱𝓲𝓻𝓪𝓮𝓽𝓱 - jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin