19. Acı

693 93 87
                                    

Keyifli okumalar ❤️

(Yazar anlatımıyla)

Her şey o kadar kolay değildi aslında, ne sevmek, ne sorgusuz sualsiz durmak. Çoğu şeyin cevabı verilmeliydi. Yoongi o kadar da kolay bu olanları kabul edecek biri de değildi. Soracaktı. Bu kadar gelişmiş bir ekibin haftalardır uğraşıp bulamadığı Jimin'i nasıl bir gecede bulabilmişti Hoseok. Şu an kucağında ona sarılıyor teşekkür ediyordu. Yoongi Hoseok'u cidden seviyordu. Ama bu ona güveneceği anlamına gelmiyordu. Sevgi güven miydi? İnsan sevdiği insana hemen güvenebilir miydi? Hayır.

Hoseok insani duyguları anlamaya çalışıyordu, sırf Yoongi için. Fakat çoğu duyguyu yanlış anlamıştı. İblis yaşını düşündüğümüzde 200'ünü çoktan geçmişti. İnsan bedeninde ise 26'sının sonlarındaydı. Bu kadar yıl yaşamış olmasına rağmen, ilk defa deniyordu Hoseok hissetmeyi. Belki diyordu içinden, "belki annemden birkaç insani özellik geçmiştir. Belki ben de o güçsüz bedenlerin hissettiği gibi şeyler hissedebilirim. Yoongi'yi gerçekten sevebilirim."

Hoseok'un Yoongi'den önceki hayatına aldığı iki insan vardı. Onların biri annesi, ki o küçükken ölmüştü. Ve Jeongguk.. o ise sadece dört yaşında bir çocuktu. Onu Hoseok büyütmüş, Hoseok gibi bir insan olmuştu. Şimdi de Yoongi'yi izliyor ilk defa anlamaya çalışıyordu. Yoongi ise daha tam olarak ne olması gerektiğini bilmiyordu.

Oturduğu kucaktan sakince kalktı. Karşısındaki adamın gözlerine baktı, derin bir soluk aldı ardından. Gözlerinde anlamlandıramadığı güçlü, korkusuz bir saflık vardı. Ama aynı zamanda sertlik, bilinmezlikler. Yatağın üstüne oturdu o da, ve bağdaş kurdu. İblisi izlemeye devam ediyordu, düşünüyordu genç adam, düşünmeliydi. Jung Hoseok denen adam nereden çıkagelmişti? Beyninde yankılanan cevapsız sorular başını ağrıtıyordu. "Kim bu adam?" , "Nereden geldi?" , "Hakkında ne biliyorum ki?" , "Ya kötü biriyse?" en korkutucu olanı ise " Ya son zamanlarda yaşanan olaylarla bir alakası varsa?" Yoongi rahatsızca iç çekip alnını ovuşturdu. Bu sırada Hoseok'un sesleri çıkardı onu bu düşünce aleminden,

- Yoongi?

Yine seslendi Hoseok,

- Yoongi?

Kafasını salladı genç adam ve ona bakan gözlerle buluşturdu gözlerini,

- Kimsin sen Jung?

Melül melül baktı iblis,

- Ciddiyim kimsin sen? Nereden geldin? Nasıl bir anda dahil oldun hayatıma? Jimin'i nasıl bir gecede buldun Hoseok? Bu kadar zamandır çocuklarla aradığımız çocuğu, üstelik Jungkook'un ikiziyle birlikte nasıl buldun? Bunları bana açıklamak zorundasın.

Hoseok'un bakışlarındaki yumuşaklık yok oldu, sert bakışları aldı yerini. Birden bire ne olmuştu, mutlu olsun diye yapıyordu Hoseok her şeyi, ne diye sorguluyordu onu?

- Cevap vermek zorundasın Hoseok.

Yoongi her konuştuğunda iblis birazda olsa sinirleniyor, bakışlarını sertleştiriyordu. Derin bir nefes aldı. Düşündü sakince,

- Ne bu sorgu Yoongi, daha önce bir kere bile sormadın bunları.

Yoongi tek kaşını yukarıya kaldırdı, donuk bakışlarla konuştu,

- Ne zamandır hayatımdasın ki sorayım?

Hoseok'un nefes alış verişleri kesikleşmeye başladı, sinirleniyordu. Oldukça sinirleniyordu.

- Kim olduğumu mu merak ediyorsun?

Dedi aynı şekilde çıkışıp Yoongi'ye,

- Evet. Anlat bakalım kimsin?

Red Hunter | SopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin