on iki

25.9K 971 97
                                    


Çalan kapı ile Haspa ile olan bakışmamız bitmişti. Gelen kişi büyük ihtimalle Tuğçe'ydi. 10 dakika uğramak için geleceğini söylemişti.

Tuğçe bu hayattaki en büyük şansımı kullandığım şeylerden biriydi.

Biraz deli doluydu ve bi' dediği bi' dediğini tutmazdı.

Ama hepimizin değişik huyları var.

"Hoşgeldin canım." Dedim.

"Hoş bulduk. Sana anlatacaklarım var. Kahve yapsana. Bi' de senin şu kurabiyeleri ergen bitirmediyse versene. Atıştırayım." Nefes aradı verdi ve devam etti.

"Toplantım var 1 saat sonra. Oh hızlı konuştum." Dedi.

Kollarımı sarılmak için açmışken üzerime montunu ve çantasını koydu ve içeri geçti.

Dangoloz!

"Sağol ya bende iyiyim." Dedim.

Mutfağa geçip kahvelerimizi yaptıktan sonra onları elime alarak salona geçtim.

Aslında kurabiye vardı ama dangolozluk yaptı.

"Kurabiye?" Dedi sorarcasına.

"Yok." Dedim dudaklarımı büzerek. O da yüzünü ekşitti.

"Ne anlatacaksın?" Diye sordum.

Tuğçe tam ağzını aralamışken telefonumdan gelen bildirim sesi ile sustu.

"Anlatacağım şey geldi." Dedi.

Dediğinden bir şey anlamadım açıkcası. Üç numaralı bakışlarımı attıktan sonra konuştu.

"Giray'a bir şey gönderdim. Yazışın diye. Tuvaletteyim." Dedi ve banyoya doğru koştu.

Telefonumu elime alıp whatsappa girdim.

Giray: Gaye bunu sen mi gönderdin?

Giray:

Giray: Üzerinde bu not var

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Giray: Üzerinde bu not var

Giray:

Giray:

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Unutamadım | yarı textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin