yirmi dört

18.1K 880 123
                                    

Gaye'den

   Giraya yazdığım mesajla oturup beklemeye başladım.

Bitiyordu.

Aptalca planım sonumda bitiyordu.

En başında yapmam gerekenleri, yapmaya başlayacaktım.

Kafamı koltuğun gerisine yaslayarak derin bir nefes aldım.

Gözlerimi kapatıp çalan müziği dinlemeye başladım.

Sanki saniyeler geçmiyor gibiydi.

Kapı zilinin çalması ile ayağa kalktım.

Kapıyı açtığımda karşılaştığım yüz Giray'ın yüzüydü.

Çok kısa sürede gelmişti.

"Hoş geldin." Dedim tebessüm ederek.

Sadece tebessüm ederek salona doğru geçti. Onun peşinden bende salona geçtim. Açıkcası şu an gerilmiştim.

"Bi' şey ister misin? İçecek olarak." Dedim.

"Hayır sağ ol." Dedi. Nasıl tarif edeceğimi bilmiyorum ama sesi çok soğuk çıkıyordu.

Tam onun karşısında olan koltuğa oturdum. Göz temasından kaçınıyordu.

İkimizde konuşmuyorduk.

"Nasılsın?" Diye sordum.

Amaçım tamamen konu açmaktı.

"Gaye buraya hal hatır sormaya gelmedim. Anlatacağım şeyler var, dedin ve geldim. Bekliyorum." Dedi Giray.

"Tamam." Dedim.

Giray'ın bana evlenme teklifi etmesinin üzerinden 2 gün geçmişti. Hiçbir şekilde iletişim kurmamıştık.

Bu sürede bende kimse ile konuşmamıştım.  Evde kalmıştım. Evi biraz dağıtmış olabilirdim.

Her neyse en sonunda ne diyeceğim kafamda iyi kurgulamıştım. Yani şu an ki konuşmayı yaklaşık kafamda 10 kere oynatmıştım.

Ve 10'u da bok gibi konuşmalar olmuştu.

Ama bence şimdi gerçekte uygulamanın tam zamanıydı.

"Şöyle ki gerçeği söylemek gerekirse, biz boşanmadan yaklaşık 1 hafta öncesi ben baş ağrılarım yüzünden doktora gitmiştim belki hatırlarsın." Diyerek başladım.

"Testlerin sonunda parkinson hastalığının bende oluştuğunu söyledirler. Bilmiyor daha önce anlatmış mıydım ama halamda aynı şekilde by hastalığa sahipti."

"Ölen halan mı?" Diyerek sordu. Çok tereddütle sorduğu belliydi.

Tek sıkıntı sadece 1 tane ölen halam olmasıydı.

Tamamen genetikti.

Ailemde bulaşıcı bir hastalıktı.

"Evet." Dedim.

"Bunu öğrendiğimde ne yapacağımı bilmiyordum. Eve o gün çok geç gelmiştim. Doktora sabah gitmeme rağmen tüm gün bir bankada oturup durmuştum. Tek düşündüğüm ne yapacağımdı."

Her şeyi plana oturtmuştum.

"Geldiğimde boşanmamızı istediğimi söylemiştim. Bu tamamen o günki planımdı. Sonrası ise öyle geldi."

"İlk senden uzaklaşacaktım. İki nedeni vardı; biri senden kopmamın her açıdan zor olacağı için. İkincisi ise ise ayrılmamızın üzerine herkesi depresyona girdiğime inandıracaktım."

"Ciddi misin?" Diye sordu.

"Biliyorum çok bencilim. Bahane bulmuyorum ama bu aptalca ve çocukça planı uyguladığım zaman psikolojim bozuktu. Yan etkiler."

"Boşandığımızdan sonra tatile diye 1 aylığına şehir dışına çıktığımı söylemiştim. Aslında o ay tamamen hastanede hastalığı yavaşlatmak için kalmıştım."

"Bunla övünmüyorum ama herkes bana inandı ve ben herkesi kandırdım."

Konuşurken gözlerim dolmuştu. Ağlak biri olmaktan nefret ediyorum. Sinirlendiğimde ve saçma konuşmalar yaptığım zaman hemen gözlerim doluyordu. Bunun gitmesi için bir sürü şey yapabilirim.

"İlk senden başlamak istedim. Çünkü en çok seni üzdüm. Ve bu yüzden kendime nefret ediyorum. Ki berbat biri olduğum içinde etmem lazım."

Yalan değildi.

Hak ediyordum. Psikoloğumu en başından beri dinlemeliydim.

Belki şu an bu aptal konuşmayı yapmaktansa ailem ile güzel zamanlarımı geçiriyor olabilirdim.

Sustuğumda Giray hiçbir şey demediğinde başımı kaldırdım.

Dumura uğramış gibiydi.

Ayağa kalkıp bir anda yanıma gelip bana sarıldı.

"Söylediğin her şey gerçek di mi?" Diye sordu.

"Lütfen saçma bir şaka olsun. Gaye yemin ediyorum hiçbir şey demem." Dedi.

Sırtımdaki ıslak su damlaları ile ağladığını anladım.

"Maalesef değil."

"Yavaş bir şekilde ölüyorum. Senden ve diğerlerinden uzak kalamadığım için sizde bunu izlemek zorunda kalacaksınız." Dedim çaresiz çıkan sesimle.

"Gaye ben çok özür dilerim. Bunu- bunu anlamam lazımdı. Ben senin kocanım. Nasıl bu kadar kör olabiliyorum?"

"Özür dilemesi gereken kişi benim Giray. Seni hiç kimsenin kırmadığı kadar kırdım. Belki hayatını boka çevirdim."

Ne diyordum ki ben? Bütün düzenini mahvetmiştim.

Sarılmayı bıraktığında, konuşmaya başladı.

"Doktorunla görüşmek istiyorum. Tedavi hakkında bilgi alabilirim. Yurt dışında doktor bulabilirim. Nöroloji alanına mı giriyordu hastalık? Sergen'in Küba'da nöroloji ile ilgilenen bi' tanıdığı vardı. Sana yardımcı olabilir."

Çok hızlı ve telaşlı konuşuyordu.

"Giray sakin ol. Çok sorun var biliyorum ama yarın." Dedim.

"Yarın konuşalım." Diye ekledim.

"Gaye 1 gün daha bekleyemem. Her şeyi planlamalıyım. Bu senin hayatın daha fazla bekleyemeyiz."

Çoktan koltuktan kalkmış, bir ileri bir geri gidiyordu. Gözleri ağlamaktan kızarmıştı.

Giray'ı uzun zaman sonra ilk defa böyle görüyordum.

En son onu Derin kaza yaptığı zaman böyle görmüştüm.

Onun gibi ayağa kalkıp yanağını öptüm.

"Yarın." Dedim.
__

Merhabaaa!

Ay nasılsınız ayol?

Tüm gün uyuya kaldığım için yeni yazdım bölümü.

Öyle işte.

Sizi seviyorum ayol, görüşürüz<33

Unutamadım | yarı textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin