Unutamadım | yarı texting

yirmi yedi

Gaye'den

"Beni nereye kaçırıyorsun, derken ciddi değildim Giray."

1 saattir yoldaydık ve nereye gittiğimizi kesinlikle bilmiyordum.

Bence o da bilmiyordu.

Hâlâ cevap vermiyor ya!

"Vardığımızda seni boğacağım." Dedim.

Sadece güldü.

"Ciddiyim Giray. Gülme!" Dedim.

Ve gülmeye devam ediyor.

"Giray sabırlı biri olmadığımı sen de biliyorsun."

"Tamam geldik sayılır." Dedi.

Çok bilgilendirici oldu.

Tekrar ağzımı araladığımda beni susturmak için radyoyu açtı.

Alya Dikmen-Anlamazdın

"Geldik." Dedi Giray.

Sonunda!

Arabadan çantamı alarak indim. Etrafa baktığımda yemek yiyecek bir yer yoktu.

"Kahvaltı da kum mu yiyeceğiz Giray? Tercihen pek sevmiyorum. Çok tuzlu."

Kahkaha atarak bagaja doğru gidip, bagajı açtı.

"Sen kum yiyebilirsin ama ben şahsen düzgün bir şekilde kahvaltı yemeyi yeğlerim." Dedi elindeki sepeti göstererek.

Yanıma gelerek elini uzattı. Uzattığı eli tutarak beraber deniz kenarına doğru yürüdük.

Sahil çok kalabalık değildi. Tek tük insan vardı.

"Piknik mi yapacağız?" Diye sordum.

Saçma bi' soru ama olsun.

"Yok Gaye denize gireriz. Güzel olur. Sabah duş almış oluruz."

"Olabilir." Dedim.

Cevap vermek yerine gözlerini devirdi.

O getirdiklerini hazırlarken ben denizin resimlerini çektim.

Gerçekten denizin şu an çok güzel bir görüntüsü vardı.

Geri Giray'ın yanına döndüm.

"Geldiğine göre başlayalım." Dedi.

Çaprazına oturdum.

"Böyle yemekler, kumsal falan; hayırdır yeniden evlenme teklifi mi edeceksin?" Diye sordum.

"Hayır. Bi' evlilik teklifi 2 kere olur 3.'sü olmaz." Dedi.

"Allah'ın hakkı 3'tür." Dedim tebessüm ederek.

"3.'yü senden bekliyorum." Dedi göz kırparak.

"Ben senin kadar romantik olamam ama." Dedim.