ii. sigara kokusu

1K 121 190
                                    

ryujin'in başkan shin yuna'nın yanına gitmesiyle masadaki oğlanlar dağılmıştı. beomgyu beklentileri boşa çıktığı için üzülse de bunu dışarı yansıtmadı ve göz devirerek telefonunu masaya koydu.

"ne oldu, soğuk prenses yüz vermedi mi?" jeongin dolu ağzıyla mırıldandı. beomgyu'nun ona olan sert bakışlarını görmesiyle ağzındaki lokmayı yuttu ve mırıldandı. "aman be, sizinle de konuşulmuyor."

beomgyu ona masasından gitmesini söyleyecekken duyduğu kahkaha sesiyle başını arkaya çevirdi. evet doğru duymuştu, kai ve yeonjun buraya geliyordu. kai tercihini ince bir tişört ve bacaklarını belli eden kot şorttan yana kullanmıştı. yeonjun'un da ondan aşağı kalır yanı yoktu, beyaz bir gömlek ve dar siyah bir pantolon giymişti. dudağının kenarındaki piercing ışığı aldığı yöne göre parlıyordu. ancak işin garip tarafı yeonjun'un elinin sarışın oğlanın belinde durmasıydı.

"jeongin, gelmişsin!" kai yanlarına gelmiş ve kısa arkadaşına sıkıca sarılmıştı. "geç kalacağını sanıyordum."

"ben asla geç kalmam." oğlan şirince gülümsemiş ve saçlarını karıştırmıştı. ortamdan memnun olmayan iki kişi vardı, beomgyu ve yeonjun. beomgyu genel olarak jeongin'den pek hoşlanmazdı fakat yeonjun hatırladığı kadarıyla genç erkekle oldukça iyi anlaşırdı; şimdi neden sinirlendiğini anlamamıştı.

sonunda dayanamayan siyah saçlı uzun çocuk lafa daldı. "jeongin, ruh eşin kim olsun isterdin?"

"şaka mı yapıyorsun? tabii ki de kim seungmin."

bir de bu vardı, jeongin'in okul temsilcisi seungmin'e aşık olduğunu neredeyse herkes bilirdi, öğretmenler dahil. "ama inanıyorum ki beni fark edecek."

beomgyu alayla güldü, seungmin tanıdığı en düz erkek olabilirdi. "bir gün memelerin büyürse şansını deneyebilirsin."

jeongin ona göz devirdi, ağzını açmıştı ki kendini en yakın arkadaşı minjeong tarafından mutfağa sürüklenirken buldu.

beomgyu burun kıvırarak jeongin'in biraz önce masaya bıraktığı içkiden bir yudum aldı. "siz peki, siz ruh eşlerinizin kim olmasını istersiniz?"

"kai!" yeonjun bağırarak kollarını kai'ın karnına dolamıştı. sarışının yutkunmasıyla beomgyu onların arasındaki 'şeyin' arkadaşça olmadığını söyleyenlere katılmaya karar verdi.

"ruh eşim bir erkek olsaydı eğer gider kendimi uçurumdan atardım." içkisinin sonunu içerken umursamazca söylenmişti. yeonjun'un sert bakışlarını fark edince sorar anlamda kaşlarını kaldırdı ve ensesini havalandırmak için kısa süreliğine saçlarını kaldırdı.

"ruh eşinin bir erkek olmadığından nasıl bu kadar eminsin?" beomgyu yüksek sesli bir kahkaha attı. "ben de bir erkeğim çünkü. tanrım.. erkek erkeğe iğrenç."

kai'ın düşen yüzünü fark etse de düşündükleri doğruydu, en azından kendine göre.

"kai, gel taehyun'ları karşılayalım."

ikisi yanından ayrılırken beomgyu kai'ın kolundan tuttu. "yuqi nerede biliyor musunuz?"

tabii ki biricik 'homofobik' arkadaşı yuqi olmadan bu partinin tadı çıkmazdı.

"en son biriyle üst kata çıkıyordu."

başıyla onları onayladıktan sonra üst kattaki lavaboya gitmeye karar verdi. zaten makyajını düzelttikten sonra yuqi'yi de bulurdu ve beraber tüm okulun dedikodusunu yaparlardı.

insanlar arasından zar zor geçerek lavaboyu buldu, ev cidden tıklım tıklım dolmuştu.

aynanın karşısına geçti ve gelişigüzel düzeltti saçlarını. tam banyodan ayrılacakken yan taraftaki tuvalet kapısı açıldı, içeriden uzun boylu ve yakışıklı bir erkek çıkmıştı. siyah saçları beyaz teninde parlıyor ve siyah tişörtü kaslı göğsünü sarıyordu. beomgyu'nun gözleri istemsizce oğlanın yüzüne takılınca yutkundu. öpülmek için yaratılmış kalp şeklindeki dudakları ve koyu kahverengi gözlerinin üzerine kibarca kondurulmuş uzun kirpikleri yakışıklı yüzünü aydınlatıyordu. oğlan kendine yaklaşınca beomgyu sorarcasına gözlerini ona çevirdi.

"izin verirsen geçeceğim?"

etrafından yayılan sigara kokusuna buraya gelme sebebini açıklıyordu, kai'ın evde sigara içmek konusunda büyük kuralları olduğunu herkes bilirdi.

hâlâ diğerine cevap vermediğini ise gözlerinin önündeki gözlerle fark edip yerinde sıçradı. "minik, kenara çekilmek için davetiye mi bekliyorsun?"

bir bardak bile içmemesine rağmen sarhoş olmuş gibiydi, sadece başını sallayarak yana çekildi. uzun olan giderken katın diğer ucundan kırık bir ses duydu. "soobin! buradayız."

soobin'in kim olduğunu bilmiyordu ama önemsemedi. şu an yuqi'yi bulması gerekiyordu. doğru ya, yuqi'yi unutmuştu.

aceleyle lavabodan çıktı ve etrafa bakmaya başladı. birkaç odanın kapısı açıktı ve içerisi boştu. o sırada gözüne koridorun sonundaki kapalı kapı çarptı. adeta koşarak odanın önüne geldi ve kilitli olmayan kapıyı kolaylıkla açtı.

tabii karşısında tişörtünü çıkartmış yuqi'yi ve onun kucağında da neredeyse kendinden geçmiş müzik kulübünün başkanı cho miyeon'u görmeyi beklemiyordu.

---

---

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

fav çiftim yeonkaimm 🙋🏻‍♀️miyuqi çok severim ins siz de seversiniz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

fav çiftim yeonkaimm 🙋🏻‍♀️
miyuqi çok severim ins siz de seversiniz

bu fici sevin wattpadde soogyu yok
yazarsanız bana da haber verin 😔

oh boy it's you, soogyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin