5. Bölüm

1.2K 62 10
                                    


Öbür bölümü ne kadar saçma bir yerde bitirdiğimin farkındayım. İlk bölümler biraz fazla sıktı sanki ha? Onu büyüten ailesi ile olan kısımlar bana biraz sıkıcı geldi. Ama sanırım o kısımlardan biraz daha fazla olacak. Aslında bir iki bölüm sonra tamamen biyolojik ailesi ile arasında geçen olaylara odaklanmak istiyorum. Ama şöyle bir şey de var ki öbür ailesi ile olan kısmı nasıl sonlandıracağım ile ilgili aklımda hiçbir fikir yok. Hiç aralarını da bozasım yok. Bana birazcık tüyo verebilirseniz çok iyi olur valla. Lütfen bu satıra bu konu ile ilgili düşüncelerinizi yazın canlarım. 😊

Demek ikizim denen veledin adı Aden'di. O da geldiğinde doktor yerine oturdu ve konuşmaya başladı.

"Her iki taraftan da kan örnekleri alındı. Birkaç gün içinde sonuçlar da çıkar. Çıktığında sizi tekrardan ararız. Gelirsiniz ve burada konuşuruz yeniden."

"Hem suçlular hem de iki de bir ayaklarına çağırıyorlar bizi. Hah. Beyin yerine göt taşıyorlar herhalde." Dedim mırıltılı bir şekilde ya da ben öyle sanmıştım çünkü annemin cimciği ile yerimden sıçradım.

"Ya anne ne yapıyorsun ya? Canım acıdı.

"Doğru konuş kız o ne biçim laf?"

"Haklıyım ama anne. Beyin olsaydı bebekleri karıştırmazlardı zaten. Nasıl mezun oldular hala inanamıyorum açıkçası." Karşı tarafa baktığımda Aden denen velet anırmamak için kendini zor tutuyordu keza diğerleri de öyle.

"Gülün gülün içinizde kalmasın." Dedim tripli bir şekilde ve oda da büyük bir kahkaha tufanı oldu. Bu bebenin kafadan iki üç tahta eksik herhalde. İlk geldiğimde suratı sirke satıyordu. Bir de şimdi bak.

Belki annesi giymek istemediği kıyafetleri giydirmiştir. Bazen sen de böyle oluyorsun. Hatta ne bazeni çoğu zaman.

Kes be. Ben surat asınca gün bitene kadar gülmüyor ve konuşmuyorum.

Ne marifet ama

Tabi ki de sen bile yapamıyorsun.

Yav he he

En sonunda o lanet odadan ve hastaneden çıkabilmiştik. Babam bilip bilmeden kızımı size vermem diyerek beni almıştı ve şimdi eve gidiyorduk.

🎞️🎞️🎞️🎞️🎞️🎞️🎞️

Test yaptıralı bir hafta olmuştu ve daha sonuçlar çıkmamıştı. Bu bir haftada Buğra ile birçok vakit geçirdik. Eskiden yapmak isteyip de yapamadığımız şeyleri yaptık. Kardeşimle uzun zamandır ilgilenemediğimi fark etmiştim. Onun içinde çok üzülüyordum ama son bir haftadır olan olaylar yüzünden ne yapacağımı bilemiyordum.

Bugün dışarı çıkıp kalbimizin götürdüğü yere gitmeye karar vermiştik. En sonunda yorulup eve dönmeye karar verdik.

"Ee nasıldı beğendin mi bugünü?"

"Nasıl beğenmem abla? Seninle geçirdiğim her günüm mükemmel oluyor. Seninleyken insanın sıkılmaya vakti olmuyor."

"Yalakaya bak yalakaya. Söyle bakayım ne istiyorsun?"

"Ne? Ablaya illa bir şey mi istemeliyim aaa? Sadece testin sonucundan çok korkuyorum." Bende.

"Korkma oğlum niye korkuyorsun? Ben senin ablanım ve bu hep böyle kalacak. Kan bağına ne gerek var."

"Haklısın abla. Ama işte."

"Tabi ki de haklıyım. Ne güzel benden kurtulursun artık." En başta da dediğim gibi bir şeyleri pek kafaya takan biri değilim ama bu durum beni de korkutuyor. 

Aileme bir şey belli etmek istemiyorum çünkü herkes kötü durumda. 

Hayatında 3 günden fazla işe gitmeyen babam bir haftadır evdeydi ve her gün beraber vakit geçiriyorduk.

Eve geldiğimizde herkes salonda oturmuş bizi bekliyordu. Yani herkesten kastım annem babam ve kardeşlerim. Kesin sonuç çıktı.

"Hoş geldiniz çocuklar."

"Hoş bulduk babam. Eee niye toplandınız böyle?"

"Sizi bekliyorduk. Hastaneden aradılar sonuçlar çıkmış." Hadi lan demiştim demi ben? Hehe

"Hastaneye mi gideceğiz?"

"Evet gitmek için sizi bekliyorduk."

"Tamam üzerimi değiştireyim de çıkalım."

"Tamam bekliyoruz."

( Giydikleri kafasında siyah şal var

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

( Giydikleri kafasında siyah şal var.)

Hemen giyinip arabaya bindim. Hastaneye geldiğimizde diğerleri de buradaydı ama bir kişi fazlalardı. 

Doktorda geldiğinde yerimde iyice yayıldım. Gıcıklık değil mi banane. Hehe. 

Karşıda Aden ve öbür çocuk kaşlarını çatmış bakıyorlardı bende onlara aynı şekilde tip tip bakarak önüme döndüm. 

Doktor bir iki öksürüp sözüne başladı

"Evet sonuçlar çıktı. Lina Yıldırım %99,9 Hakan Teksoy'un kızıdır. Hazel Teksoy da %99,9 Mehmet Yıldırım'ın kızıdır."

Lina Yıldırım %99,9 Hakan Teksoy'un kızıdır. Hazel Teksoy da %99,9 Mehmet Yıldırım'ın kızıdır. Kafamda bu söz dönüp duruyordu. Ne demek lan? Babam benim babam değil miydi? (bu nasıl cümle ya sdgfhu)  her şey bir yalandı yani. Anneme baktığımda ağlıyordu. Buğra desen benim duygusal kekim. Dağ gibi olan babam yıkılmıştı bildiğiniz. Peki şimdi ne olacaktı. Annemler gerçek kızlarını ister miydi? Ya öbür aile beni alırlar mıydı?

________________________________________________________

LİNAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin