Sahne 6;Bıçak yarası.

33 6 0
                                    

Selam canımlar!Bu aralar çok fazla bölüm yazma isteği var içimde.Bu bölümü yazarken diğer bölümde ne yazacağımı düşünüyordum...Neyse neyse geçiyorum buraları.Bölümler yavaş yavaş uzayacak ve karakterlerimizin hayatlarına dokunmaya ve yön vermeye başlayacağız sizi bölümle baş başa bırakıyorum..

Bölümler yavaş yavaş uzayacak ve karakterlerimizin hayatlarına dokunmaya ve yön vermeye başlayacağız sizi bölümle baş başa bırakıyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bölüm 6;
"Sırtımda o kadar çok bıçak yarası var ki, artık daha fazla kimseye yaslanamıyorum.Canımı acıtıyorlar."

1 saati aşkındır belki de Eylem kucağımda uyuyordu.Aralarda hafif hafif mırıldandı,sonra gülümsedi ve huzurlu olduğunu belli etti.Hareket etmemek için verdiğim çaba yüzünden belim feci şekilde kasılmıştı.Eylem'in telefonu çaldığında korku ile sıçradım.Sehpanın üzerinde duran telefona baktım,ekranda "Mirza" yazıyordu.Açmalı mıydım?Açmalıydım bence Eylem'in onlara ihtiyacı var.Telefonu aldım ve aramayı yanıtladım.

"Eylem,nerede kaldın?Haber de vermiyorsun,merak ettik seni." dedi karşıdaki ses.Boğazımı temizledim ve "Ben Vuslat." dedim.Arama sessize alındığında kaşlarımı çattım.30 saniye sonra falan geri açıldı.

"Eylem nerede?"

"Kucağımda." ne?Evet,kucağımdaydı ama böyle diyince de yanlış anlaşılacaktım.

Telefon hoparlördeydeydi yüksek ihtimalle,arkadan Pozan denen çocuk bağırdı.

"Ne?Kucağında mı!Sadece kek getirecekti ama,kucak nereden çıktı?!" Pozan'ın tepkisine gülmemek elde değildi resmen.Burnumdan nefes vererek güldüm ve konuştum.

"Kucağımda derken yani beklenilmedik bir şey oldu,uyuyakaldı o yüzden.Hemen şimdi gelip Eylem'i kucağımdan almazsanız fıtık olacağım sanırım.Çünkü kaç saattir hareketsiz,oturur halde göğsüme yaslanmış Eylem'i uyutuyorum, sayamadım." dediğimde telefondan kulağımı rahatsız eden hışırtılar geldi.

"Beklenmedik şeyler derken?" dedi Mirza gülerek.

"Bir daha Eylem'i kek yollarken yalnız bırakırsam namerdim!" diye bağırdı Pozan.

"Konum atayım mı?" dedim,evimi bildiklerini hatta göz göze geldiğimizi biliyordum ama çaktırmamaya çalıştım.

Mirza, "Evini biliyoruz,bildiğimizi sende biliyorsun." dedi alaylı ses tonuyla.Ardından telefonu yüzüne kapattım.

Onlara olanları telefonda anlatmam ne kadar mantıklı olurdu,bilemiyordum.Geldiklerinde anlatmam en doğrusu olacaktı.Çünkü fazla telaş yapıp beni dinlemezlerdi,genelde böyle olurdu yani.

Eylem hafif kıvrandı,uyandığını düşündüm ama o daha da yayılıyordu.Ne zaman gelecekti ki bunlar?Evler yakındı tahminime göre.Hatta adımlarıma göre.Evet,evlerimizin arasındaki adımları saymıştım.Ciğerlerimin yandığını hissettiğimde nefesimi tuttuğumu anlamıştım.Ne?Gerçekten bir insan rahatsız olmasın diye nefesimimi tutuyordum ben?

Ölüm Kokan ZihinlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin