🔞Kırmızı(19.)

1.6K 76 76
                                    

Beğeniler ve okunma sayısı gün geçtikçe diplere vurdu, demek ki bir yerlerde hata, kusur ya da ne bileyim bir eksiklik var işte. Bu durum canımı sıkıyor, sanırım sırf yarım kalmasın diye yazıp, kısa zamanda da final yapacağım.

-PLAN-

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-PLAN-

Gün doğuyordu ve belki biraz garip gelecekti ama biz Andrés ile saatlerdir evin bir köşesinde oturmuş, tüm karanlık ve sessizliğin içinde, tek duyulan şey nefeslerimizken öylece duruyorduk. Bahçedeki konuşmamızdan sonra dayanamamış, ağlamıştım bir süre ve bu süreçte yanımda durmuş, destek olmuştu bana. Gül konusunda ne kadar hassas olabileceğimi artık çok daha iyi biliyordu. Sonrasında hava soğuduğu için beni eve getirmişti. Ben bir köşeye çekilmiş, şömine ateşine bakarken Gül ile olan tüm anılarımı düşünüyordum, o da kendince bir köşeye çekilmiş beni bekliyordu.

Evet, beni bekliyordu. Uyumamı.

Gece boyunca, birşeyler içmek istiyor muyum diye defalarca sormuştu, hepsini reddetsem de ufak ikramlarda bulunmuştu. Ben konuşmadan konuşmamıştı, başka bir şeyle de ilgilenmemişti. Tüm hedefi beni izlemek gibi davranıyordu, sanki bana bakınca zihnimdeki her şeyi görüyordu, bakışları öylesine anlamlı geliyordu.

"Günaydın Efen- Hanımefendi ve Beyefendi."

İçeriye ne zaman girdiğini duymadığım Basilio bizi fark edince bir şaşkınlık yaşarken, irkildiğimi fark etti mi bilmiyordum ama korkumu saklamaya çalıştım. Onun bu kadar erken bir saatte işinin başına geçtiğini bilmiyordum. Henüz güneş doğmamıştı bile, etraf gri tonlara sahip gibiydi.

"Günaydın."

Andrés karşılık verse de, ben kendimde konuşacak gücü bulamamıştım. Gözlerimi Andrés'e çevirdim, sesi dinç çıkmıştı sanki benimle beraber sabahlamayı tercih eden o değilmiş gibi ama görüntüsü her zamanki düzenli halinden daha dağınıktı. Gömleğinin kollarını geri çekmişti, yakası birkaç düğme kadar açıktı, ifadesi her zamanki gibi sert duruyordu, elini koltuğun kenarından boşluğa bırakmıştı ve tuttuğu viski bardağını ara sıra sallıyordu. Onun da bir şeyler düşündüğü belliydi, ona baktığımı fark ettiği anda sakince gözlerime bakmıştı ve ifadesini biraz daha yumuşatmıştı.

"Teşekkür ederim, yanımda durduğun için. Kendimi yalnız hissetmedim."

Fısıltıyla çıkan sesime karşı, başını eğip kaldırmıştı sadece. Amacının başından beri beni yalnız bırakmamak olduğunu biliyordum, kendi olmasa bile her zaman birilerini bırakıyordu yanımda. Özellikle de en çok kiminle anlaşabiliyorsam, Basilio gibi.

Ayaklarımı koltuktan indirip, ellerimi oturduğum yere yaslayıp destek alarak kalktım. Basilio'nun yanından geçerken mırıldandım.

KIRMIZI +18(2021)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin