18. YAŞIMA HİTABEN, hâlâ insanları kırmamak için, içindeki öfkeyi dindirmeye çalışırken kendini mahveden kız adına...
-Mafya'nın Tutkusu-
❤️🖤
"Neden böyle yapıyorsun?"
"Çünkü senin kırmızın benim siyahıma çok yakışıyor."
❤️ 🖤
"Ben bunu yapamam!"
...
Aşağıdaki gif Wilmar gibi düşünün. Bu sıra Orginals'e fazla taktım, tvd falan derken kendimi iyice vampir sanacağım. Aranızda vampir varsa beni bir kere kıtlar mısınız?
Beğenmeyi ve en önemlisi yorum atmayıı unutmayın lütfen!
...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
-WİLMAR-
Andrés'in kıskançlık sonucu yaptığı şey sayılmazsa, bence parti adı altında yapılan bh organizasyon oldukça iyi gidiyordu. Barış Bey'in neyseki burnunda bir şey yoktu ki, tuvalete gidip biraz kendiyle ilgilendikten sonra eski haliyle geri gelmişti yanıma. Onun yokluğunda bende istemeyerek de olsa birkaç kadınla tanışmıştım. Barış Bey ile aramdaki ilişkiye burunlarını sokma çabalarını cevapsız bırakmış, onun dışında iyi bir iletişim kurmaya gayret etmiştim.
İlerleyen dakikalarda, çiftlerin dans etmesi adına bir müzik açmışlardı. Çoğu çiftte sırf bu dans için gelmiş gibi ortaya atlayınca, onları izlemeye dalmıştım. Herkes gözüme mükemmel geliyordu, onların kötü gerçeklerini görmemi engelleyecek kadar doğal davranıyorlardı. Sahi, bende onlar gibiydim artık değil mi? Arkamda bıraktığım dört ceset vardı, bir de bugünü eklersek bu sayı beşi bulacak gibiydi. Zamanını bekliyordum, Wilmar'la başbaşa kalabileceğim bir an yaratmalı ardından ondan kurtulmalıydım. Kutay denen adam biraz daha uyanık duruyordu, Wilmar ise eğlenmek için her şeyi göze alabilecek gibiydi. Kolay lokma olan kimse, ondan başlayacaktım.
"Kırmızı Hanım, benimle dans etmek ister misiniz? "
Yanımdan gelen sesle başımı oraya çevirdiğimde gözümün içine beklentiyle bakan adamı reddetmek için dudaklarımı aralamıştım ki, konuşmama müsaade etmeden devam etti.
"Rica ediyorum, sizin gibi güzel bir kadın böyle durmamalı."
Önümde bir prens gibi eğilip elini uzattığında gülümsedim ve elimi avcuna bıraktım. Hızla doğrulup, gülümseyerek beni dans edilen sağaya çektiğinde ona ayak uydurdum. Bazı dans eden çiftler bize yol vermek için kenara çekildiğinde bizi tam da pistin ortasına getirmişti. Çoğu göz üzerimize çevrilirken, heyecanımı yok sayıp ritme ayak uydurarak bir elimi eline kenetledim ve diğerini omzuna bıraktım. Uyum içinde dans etmeye başladığımızda, gülümsemeden edememiştim. Dans etmeyi severdim, ruhumu rahatlattığına inandığım bir şeydi. Tabii dans tecrübelerim pek sağlıklı olmuyordu, genelde kendimi direk dansı yaparken buluyordum. Fark edenler arasında Andrés olduğu gerçeği de vardı ama onu pek umursadığım söylenemezdi, tehditinden sonra bir daha yapamamıştım. Fırsatım olsa, yapacağım şeyler arasındaydı.
Beni kendi etrafımda döndürdüğünde, uçuşan elbisemin görüntüsü hoşuma gitmişti. Tekrar ona dönüp elimi omzuna koyduğum sırada, bakışları üzerimizde olan Andrés'i görmüştüm. Gözlerindeki hayranlığı görebiliyordum, bunu fark etmemi istiyor gibiydi her seferinde zaten. Onu sinirlendirmediğim anlarda, ki bu çok nadirdi, genelde beni incelerdi ve hayranlığı mimiklerine yansırdı. O, tahmin ettiğimden daha fazla seviyordu beni.
