"Baba!"
Ses tonum kulak tırmalayıcı bir şekilde çıkmıştı. Bilerek yapmamıştım elbette, sadece heyecanlanmıştım biraz.
"Bebeğim?"
Adımlarımı hızlandırarak arka bahçede olan babama resmen koşup boynuna sarıldığımda cüsseli ve yaşına rağmen kaslı bedeni beni kolayca olmasa da karşılayabilmişti.
"Hoşgeldin Taehyung"
Babam bana sarılırken Taehyung yanımıza geldiğinde onu görür görmez seslenmiş ve benden ayrılacağının sinyallerini verdikten sonra gerçekten de ayrılıp ona sarılmıştı.
"Banyolar yapılmış bakıyorum" demişti babam Taehyung'dan ayrılır ayrılmaz kıs kıs gülerken. Taehyung utangaç bir şekilde gülmesini tutmaya çalıştığı sırada ben oflamış ve birden elimi kaldırarak yüzüğümü görmesini sağlamıştım.
"Banyodan daha önemli konular var" demiştim bilmiş bilmiş parmaklarımı sallarken. Yüzümde mutlu bir sırıtış vardı.
"Bu ne şimdi?" Demişti elimi tutup sabitlediği sırada yüzüğü incelerken. "Evlenme teklifi mi aldın yoksa?"
"Yani teknik olarak ben ettim gibi ama boşverelim oraları, evet aldım ve sence ben hemen kabul etmiş miyimdir?"
"İnanamıyorum şu anda" demişti başını iki yana sallayıp hafif hafif gülerken. "Bence Taehyung seninle evlenmek isteyecek kadar delirmiş gibi görünmüyor. Doğruyu söyle, kaç para verdin bu yüzüğe?"
Ha, ha ve ha. Çok komik.
"İnanmazsan inanma" diyerek gözlerimi devirdiğimde bakışları Taehyung'a dönmüştü.
"Gerçekten de böyle bir delilik yaptın mı?" Demişti ciddi bir tavırla. "Jungkook'a katlanabileceğinden emin misin?"
Taehyung gülerek başını onaylar anlamda salladığında istemsizce dudaklarım kıvrılmıştı. Babamı es geçerek Taehyung'un yanına gidip onun yanağını öptükten sonra sarıldığımda elleri hemen belimdeki ve sırtımdaki yerini bulmuştu. Ondan tamamen olmasa da ayrılıp babama döndüğümde yüzündeki geniş gülüş yavaşça küçülmüştü ve omuzları düşerken derin bir nefes vermişti. Ardından da ellerini saçlarının arasından geçirmiş ve birden buğulanan gözleriyle birlikte bize yaklaşmış, ikimize de aynı anda sarılmıştı.
"Şaka bir yana, bu yaşıma kadar aldığım en güzel haberlerden biriydi" demişti sessizce. "Sizin adınıza ne kadar mutlu olduğumu tahmin bile edemezsiniz. Tebrik ederim ikinizi de" diyerek geri çekilip sırayla ikimizin de alnına birer öpücük bıraktığında dudaklarımı büzerek ona ayrı olarak sarılmıştım. O da bunu bekliyormuş gibi uzun bir zaman sonra geri sımsıkı sarıldığında dudaklarım anlık olarak titrer gibi olmuştu ama gözlerimi kapatarak toparlamıştım kendimi.
"Daha dün miniciktin sen" demişti babam mızmız bir tonda. "İki günde nasıl büyüdün ve evden gitmeye karar verdin?"
"Yuh baba-" demiştim ondan ayrılıp gözlerimi büyütürken. O ise devam etmeme izin vermeden birden ağzımın ortasına küçük bir tokat yapıştırmıştı.
"Babaya yuh denmez"
"Ya! Ama ben evden gidiyorum demedim. Sen beni kovmaya meraklısın galiba?"
"Taehyung mu bize taşınacak yoksa? Bizimle mi yaşayacaksınız?"
Babam sözlerimi farklı anlayarak heyecanla sorduğunda iç geçirmiş ve ona tekrardan sarılarak saçlarını sevmeye başlamıştım.
"Hayır baba. Sadece daha bunları konuşmadık"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Equestrian: taekook
FanfictieBir dansçı, bir profesyonel binici ve bir de Bay Jeon. Not: Kapaktaki edit @hhisasihunn'a aittir.