Keyifli okumalar..
Yorumlarınız mutluluk sebebim. 🙂...☕...
Odaya kendini zor atarken üzerindeki gelinliğin ağırlaştığını hissediyordu. Oldukça yorucu bir gün olmuş ve sonunda bitmişti. Gelinliğin eteklerini hareket etmek için hafiçe dalgalandırırken kapının açılması ile olduğu yerde kalmıştı.
İçeri giren kocasına utanarak bakamamış, al al olmuş yanaklar ile başını eğmişti. Genç adam ise karısını karşısına alacak şekilde durarak cebinden çıkardığı kolyeyi boynuna takmış ve alnından öperek geri çekilmişti.
"Yorucu bir gündü. Dinlen."
Geldiği gibi odadan çıkarken genç kadın ardından bakakalmıştı. Ne yapacağını bilemediği gibi tek kelime dahi edememişti. Kocasının ardından bakmayı bıraktığında ise boynundaki kolyeye göz atıp yatağın üzerine oturmuştu. Bir süre sonrada üzerini değiştirip eşofmanlarını giyindiği gibi salona geçmişti.
Lambaderin ışığında köşedeki koltuğa oturmuş, dışarıyı izleyen genç adama yaklaşmış ve elini omzuna koymuştu. Gözlerini bulan gözlerin ağladığını farkettiğinde ise endişeye kapılarak eğilmişti.
"Fatih.. İyi misin?"
Gözlerindeki yaşları silip kendisini toparlayan Fatih başı ile onaylayıp yüzüne zoraki bir gülümseme yaymıştı.
"Neden uyumadın?"
"Seni merak ettim. Öyle gidince.. Seni kıracak bir şey mi yaptım?"
"Hayır hayır."
"Neden ağlıyorsun peki?"
Karısının ellerini tutup öptükten sonra karşı koltuğa oturmasını sağladı ve derin bir nefes alarak dudaklarını araladı.
"Özür dilerim Şeyma."
"Ne için?"
"Sana daha önce anlatmadım, anlatamadım. Şimdi anlatmaz isem.. Yüreğim bu yük ile yaşayamaz biliyorum."
"Fatih ne demek istediğini anlamadım. Ne yükü bu?"
Gözlerini karısının gözlerine dikti ve her şeyi bir bir anlattı. Onu sessizce dinleyen genç kadın ise önce şaşırmış ne diyeceğini bilememiş, sonrada aniden ayaklanıp gözleri dolu dolu odasına gitmişti.
Ardından bir çift yaşlı göz izledi onu.. Her şeyin yoluna gireceğini umut etti. Yüreğindeki yangının dineceğini umdu.
Bir başka yüreğe yük olmak istemiyordu. Kendi yandığı ateşte başkası yansın istemiyordu. Seven bir yüreğe zulüm etmek istemiyordu.Haftalar geçmişti.. Yürekler buruk, hayatlar stabildi. Sanki her şey olması gerektiği için oluyormuş gibiydi. Yada Şeyma öyle hissediyordu.
Yüreğine çöken ağırlık bir türlü gitmezken sık sık gözyaşları dökülüyor, içten içe kendisini yiyip bitiriyordu.Hastane ile ev arasında mekik dokuyor, eve gelince içini garip bir his kaplıyordu. Kocasının anlattıkları aklından bir türlü gitmiyor, kendisini huzursuz ediyordu.
Aldatılmış mıydı? Kendisini sevdiğini sanan adam, hiç sevmemiş miydi? Bir söz üzerine mi evlenmişti? Böyle nasıl yaşanırdı?
Gözlerini kapatıp elini karnına götürmüştü. Gözlerinden yine inciler dökülmeye başlamış, hıçkırıklarıklarını iki dudağı arası hapsetmişti. Elindeki valizi bırakıp yatağın üzerine usulca otururken birkaç hafta öncesine gitti.
Fatih'e hamile olduğunu söylediğinde karşılık olarak sadece tebessüm edip saçlarından öpmüştü. Sonra ise her şey olduğu gibi devam etmişti. O günden sonra hayal kırıkları kalmış, Şeyma bu haberden sonra kocasının daha samimi olacağını sanmıştı. Ama sanrı olarak kalmıştı bunlar.
Şimdi ise evliliğini bitirmek üzere karar almış ve harekete geçerek valizini toplamıştı. İçeride televizyon izleyen kocasına bunu bildirmek için ayaklanıp birkaç adım atmıştı ki Fatih'in içeri girmesi ile olduğu yerde kaldı.
Genç adamın gözleri önce valize sonra dışarı çıkmak için hazırlanmış olan karısına çevrildi."Şeyma, bir yere mi gidiyorsun?"
"Evet. Bu evliliğe devam edemeyeceğim artık."
"Neler söylüyorsun?"
"Fatih sen bir başkasını sevip onun acısı ile yanarken.. Ben yapamıyorum. Bunu bile bile yaşamak çok ağır geliyor."
"Onları seviyor olmam seni sevmeme engel değil. O ateş içimde yanıyor olabilir ama ben karımı, senide seviyorum."
"Sevdiğini sanıyor olmayasın."
"Şeyma.."
"Olmuyor Fatih. Çok demedim, yapamıyorum. Her gün ölmek gibi.. Ben artık nefes bile anlamıyorum."
"Söyleme böyle."
"Kararlıyım. Olmuyorsa zorlamanın bir anlamı yok."
Geri döndüğü gibi valizini ve çantasını alarak çıktı. Fatih ise ardından öylece bakakalmıştı. Gözleri dolmuş, kendisini yatağın üzerine atmıştı. Ellerini yüzüne kapatarak hıçkırarak ağlamaya başlamıştı.
Ağlayan sadece o değildi. Şeyma'da dökmüştü incilerini.. Evden çıkıp arabanın yanına gitmiş, kendisini kaldırım taşının üzerine bırakmıştı. Hıçkırıkları artık dizginlenemiyor, gözleri sağanak olmuşcasına yaşlarını indiriyordu.
Bir süre sonra kendisini toparlamaya çalışarak arabadan tutunarak güç almış ve ayağa kalkmıştı.
Çantasına elini atıp arabanın anahtarını aramaya geçmiş ama bulamamıştı. En son şifonyerin üzerine koyduğunu hatırladığında ise göz yaşlarını silerek eve doğru yöneldi.Girip anahtarı alıp çıkacaktı. Dış kapıdan girdi ve usul adımlarla odaya yöneldi. Kapısı açık olan odadan şifonyer görünürken anahtarıda görmüş, orada olduğundan emin olmuştu. Birkaç adımla odaya girip şifonyere yönelmiş ama yatağın üzerinde genç adamı görmesi ile omzundaki çanta yere düşmüştü.
"Fatih.."
Elindeki silahı başına dayamış, ateş etmek için ağlamaktan şişen gözlerini sıkıca kapatmıştı taki karısının senini duyana kadar. Aniden açılan gözleri genç kadını görmesi ile küçülürken yaşlar yol yaptığı yanağından aşağı kayıp gitti.
"Fatih bırak elindekini.."
"Affet beni Şeyma."
"Fatih lütfen."
"Yapamam. Yaşayamam.."
"Gitmeyeceğim. Geri geldim bak. Yanındayım."
"Şeyma.."
Genç kadın hızla kocasına yaklaşıp elindeki silahı alarak yatağın diğer ucuna fırlatmış ve boynuna kollarını dolayarak sarılmıştı. Fatih'te tekrar hıçkırıklara boğulmuş, karısının yüreğine sığınmak istercesine başını göğsüne koymuştu.
"Gitme Şeyma'm.. Beni bırakıp gitme."
"Gitmeyeceğim. Söz veriyorum. Son nefesime kadar."
"Yüreğimde kal hep Şeyma'm."
...☕...
Geçmişten kesitler bunlar.
Hikayenin ilerleyen bölümlerini daha iyi aktara bilmek adına..Kesit hakkındaki tahminleriniz?
Ve merak ettikleriniz?
☕
(763)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP BİR YER (Tamamlandı)
General Fiction"Yüreğin başka türlü sönmez Ezher." "Peki ama.." "Aması yok. O kayıp yerden çıkmalısın. Hiç bir insan kayıp bir yerde yaşamamalı." "Nasıl çıkacağım?" "Zamanla ... Acılarında kaybolmuş bir yürek, kendisini bulabilecek mi? Ait olduğu yerde kalabilecek...