İlk Tanışma

190 15 0
                                    

Selim isminin anlamı gibi sağlam, kusursuz ya da doğru değildi. Ama bunu ancak şimdi öğrenebilecekti.

"Selim. Seni severim bilirsin."

Serdar Cevizci gözlerini Tezcan'ın gözlerine sabitledi. Çünkü biliyordu ki manipüle etmenin bariz yollarından biri de karşısındakini hapsetmekti. Ve bu da ancak gözlerin esaretiyle mümkün olurdu.

"Selim biliyorsun ki kısa bir süre önce seni yanıma aldım."

Cevizci karşışındakini daha da kapana kıstırmak için samimiyet silahını kullandı. Ve elini Tezcan'ın sırtına atıp usulca sıvazladı .

"Koçum bu işler senin için kolay. Sende daha büyük bir potansiyel var."

Cevizci için Tezcan'ı kullanmak bir saniyesini bile almazdı. Ama onun istediği, istediğini hiç sorgulamadan, düşünmeden yapacak biriydi. Bunu ne bir sertlik, ne bir tehdit, ne de bir zorlama sağlayamazdı.

Cevizci'nin bu hayattan öğrendiği bir şeyde samimiyetin zorlamadan daha etkili olacağıydı. Tezcan'a ilk önce kendisinin ne kadar doğru bir insan olduğunu gösterecek sonra sözde iyi niyetiyle kanına girecekti.

En iyi savunma savunmasızlıksa en iyi manipülede samimiyetti.Hele ki karşındakinin ilgiden nasibini almamış biri olduğunun farkındaysan.

"Eee Selim var mısın büyük oynamaya?"

Selim o anda sessiz bir kabullenişle dile getirmişti cevabını. Bir kere şekil değiştirmiş emre "evet" demesi koşulsuz mecburiyet hissiyle yıllarının geçmesine sebep olmuştu.

Emre itaat onun için hiç verilmemiş ama verilmesini sağlamış olduğu cezalardan kurtuluş yoluydu. Arada sırada da başı sıvazlanarak yeni göreve hazırlanırdı. Ama üstü kapalı emirler hiç bitmezdi. Kaç kere şahit olmuştu ceza çekenlere, yakalanıp ateşe atılanlara.

Öldürmek, zarar vermek, yok etmek bu kadar kolay mıydı sahiden. Emrin sesi sessiz olanla mı duyrulurdu her yere?

Selim farkına varmıştı varmasına. Aptal da değildi zaten. Ama hiç bir şey farketmedi. Boynuna vurulmuş görünmez korkaklık prangası yerinde olduğu sürece böyle olacağını da biliyordu. Ama bilmek yetmezdi Selim de öğrenmişti bunu. Bazı şeylerin bitmesi gerekirdi.

Sadece bir "emir cümlesi" ve "mecburiyet hissi" her şeyi başlatıp bir çok şeyi bitirebiliyorsa emir cümlesiyle başlayan hayatını ölüme hissettiği mecburiyetle bitirecekti.

Ses VerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin