{Özlem}

96 6 8
                                    

"Abişş nereye gidiyorsun? Yoksa Prens aras abi'ye mi?" Kapının eşiğinde dikilen bebeğime döndüm.

"Gelsene bebeğim içeri." Kapıyı tamamen aralayıp koşarak dizlerime sarıldı. Belinden tutarak kaldırdım ve kucağıma aldım.

"Evet bebeğim Prens Aras'a gidiyorum" yüzüne bakıp gülümsediğinde dişlerini göstererek şirince güldü.

Aras'ı tamamen kaybettiğimi sandığım o korkunç zamanlarda, hep Yağmur'a anlattım sevdiğimi o da bunu hiç garipsemedi. O kadar saf ve temizdi ki, bu iğrenç nefes alınması zor dünya'yı masalar diyarı sanıyordu her şey o'nun için toz pembeydi. Ve ben ellimden geldiği sürece o'nu bu iğrenç Dünya'ya rağmen güzel şeylerin de olduğunu öğreteceğim. Belki dershane yüzünden vakit ayıramıyor olabilirim- ha size anlatmadım değil mi?

Ben Dershane'ye gidiyordum Babam dışında kimse bilmiyordu. Bilsinler istemiyordum en azından ben o Mesleği gerçekten kazanabildiğim zamana kadar Mesleğime gelirsek; Down sendromlu ve Özel çocukların da eğitim almasını istiyordum. Bir çok Aile çocuklarının iyi bakılmamasını ve Toplumdan dışlanılmasına, aşağılanmasından korktuğu için çocuklarının eğitim almasından çekiniyorlardı aynı durumu biz de yaşıyorduk. Yağmur Down sendromlu bir çocuktu. Doğduğundan beri en büyük Hayalimdi Özel çocukların eğitimine katkı sağlayabilmek onların da diğerleri gibi bir şeylerin başarabileceğine, o yolda onlara ışık tutan olmak istiyordum.

"Abiiişş nereye daldın?" Düşüncelerden sıyrılıp bakışlarını güzel yüzüne çevirdim.

"Benimle gelmek ister misin Güzelim?" Gözleri ve ağızı kocaman açılmış heyecanla yüzüme bakıyordu gerçekliğini ölçmek adına.

Gülüp yanağını kocaman, üst üste bir kaç kere öptüm.

"Taaabi ki gelirimmm. Hem biliyor musun? O gün Ben Prens Aras abiyi göremediğim için üzülmüştüm.." dudağını büzerek konuştuğunda yüzüne dökülen saçını işaret parmağımla kulağının arkasına sakladım.

"Bebeğim söyleseydin seni götürürdüm yanına. Hem anlatmıştım ya, Annesi rahatsızlandığı için gitmesi gerekmişti. Yoksa o da seninle tanışmak için can atıyordu Meleğim" dişlerini göstererek "hii" diye mırıldandı kendi kendine sevinme biçimiydi.

"O zaman hadi gidelimmm" kucağımdan inmek için eğildiğinde sırtındaki ellimi destekleyip eğildim ve yere bıraktım.

"Önce hırkanı giy bebeğim hava esiyor bu prenses elbisenle üşüyebilirsin" giydiği her elbiseye 'Prenses elbisesi' diyordu off çok sevimliii..

"Tamam" ellimi bırakıp koşarak odadan çıktı.

"Yağmur Koşma Babacım"

"Yağız?"

"Baba" odadan çıkıp koridordaki Babamın yanına ilerledim.

"Bir yere mi gidiyorsunuz? Küçük hanımın heyecanla hırkasını soruyordu da" gülüp kafamı salladım.

"Aras ve arkadaşlarım yeni ev tutmuş onları görmeye gideceğiz"

"Yağmur'a neden götürüyorsun ki?"

"Aras'ı kahvaltıya çağırmıştık ya, annesi rahatsızlandığı için Yağmur'la tanışamadan gitmesi gerekti. Yağmur da üzülmüş bende onu da götürmek istedim" kafasını ağır ağır salladı.

"Seninle gurur duyuyorum. Hem çok iyi bir Evlat hem Abisin. En önemlisi iyi bir İnsansın. Belki ben seni yetiştiremedim ama görüyorum ki, kendi kendini o kadar güzel yetişirmişsin ki.. Seninle övünmemek, gururlanmamak mümkün değil. Küçücük yaşına rağmen kendi acına göğüs gererek, bizi toparlamaya çalıştın yıllarca. Kendi çocukluğunu feda ettin benim yüzümden.. Özür dilerim oğlum sana iyi bir Baba olamadığım için.." titreyen sesiyle kalbim sızlıyordu.

Amore segreto |Bxb| Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin