20. Bölüm: Mutlu ve Sonsuz.

210 9 2
                                    

Kantine indiğimizde Efe köşedeki masadan el salladı. O tarafa yönelirken garip bir şekilde heyecanlanıyordum.

"Hoş geldiniz, hemen bekleyin." demesiyle Efe yan masadan sandalye çekmek için kalktı.

"Yalnız Efenin arkadaşları da harbi iyimiş." diyerek fısıldadı Derin.

"Ayarlayalım birini sana." diyerek sessizce güldüğümde Derinde kıkırdıyordu.

"Gelin, oturun şöyle." Efenin gösterdiği sandalyelere oturduk ve sohbeti dinlemeye başladık.

"Aa yenge hoş geldiniz " Yenge? Daha çok heyecan yapmam normal sanırım.

Gülümseyerek cevapladım. "Hoş bulduk." Ve ardından Derinde aynı cevabı verdi.

"Güzelim, bugün hava esiyor niye ince giyindin?"

"Öğlene durur diye düşündüm de durmayacak gibi." Efe başıyla onayladı.

"Durmaz zaten. Al benim montumu, zaten kalın giymiştim."

"Peki, tamam." Montunu bana giydirirken diğerleri bizi izliyordu. Böyle şeylerden ciddi anlamda utanıyorum..

"Biz geldiik!"

"Bir anda ne bağırıyorsun Hilal? Korktum yemin ederim."

"Amaan ne olacak sanki. Enişteciğim nasılsın?"

Efe gülerek cevap verdi. "İyiyim Hilal sen?"

"İkinizi böyle gördükçe daha iyi oluyorum." deyip sırıttı ve bana göz kırptı.

Hilal masadakileri süzerken Demette yanımıza oturmuştu. Geçen hafta ondan anonim diye bahsederken şimdi onu tanımak gerçekten garip hissettiriyordu. Belki de fazlasıyla mutluluk. Hala tam olarak adlandıramıyorum.

Bir süre sonra zil çaldı herkes öğlen için sözleşip sınıflara dağıldı.

...

"Hocam son sayfaları da yazacak mıyız ya?"

"Derin hanım siz yazmak zorunda değilsiniz."

"Haa iyi o zaman." Derinin koluna alttan vurup sessizce fısıldadım. "Hoca dalga geçiyor."

"Ya hocam kusura bakmayın da haklı bir soruydu bu. Zaten 10 sayfa yazmışız yetmez mi?"

"Eğer istemiyorsan kırarım 50 puan yazmazsın."

"Yu- yani tamam hocam, yazarım ben. Kırmaya hiç gerek yok."

"Ben de öyle düşünmüştüm Derinciğim." Diyerek gülümseyip sınıftan çıkmıştı hoca.

Sonunda öğlen arası..

"Derin biz inelim aşağıda buluşacaktık." Başıyla onayladıktan sonra telefondan gözünü ayırmadan yürümeye başladı.

"Düşeceksin bak şimdi.."

"He kim ben mi, yok düşmem."

"Tabi Derin tabi. Sen neye bakıyorsun öyle?"

Gülümseyerek konuşmaya başladı. "Hani Efenin yanındaki gözlüklü çocuk var ya onu stalklıyordum."

"Birazdan canlı canlı göreceksin zaten, yürü hadi." Okuldan çıkıp kapının orada diğerlerini de beklerken Hilalin aramasını cevapladım. "Nerede kaldınız siz? Tamam bekliyoruz."

"Gözlüklüm nerede kaldı ya?"

"Bilmem Derin, gelirler birazdan."

"Lan şu okula yürüyen merdiven koysalar neyleri eksilecek sanki? Yemin ederim inip çıkarken yediklerimi geri verdim." Diye sitem ederek yanımıza geldi Demet.

"Bak cidden +1 diyorum hakediyor."

"Çüş Hilal burda bile mi +1 diyorsun?" Dedim Hilal ile Demetin oflayışını izlerken.

"Evet, diyorum.." dedi Hilal. "Ona katıldığımı uzun uzun anlatmak varken +1 diyorum kısacası, zaten sizde anlıyorsunuz."

Herkes Hilalin yüzüne boş boş bakarken tekrar konuşmaya başladı. "Yoksa anlamıyor musunuz?"

"Anlıyorum ben." Dedi Derin. "Bu salakları bilemem ama.."

"Ağzına da küfür pek yakışıyormuş." Bu ses, Derinin gözlüklü diye bahsettiği çocuktan geliyordu. Evet, yine şansı onu bulmuştu..

Efe sessizce yanıma gelip kolunu omzuma atmış, diğerlerini izliyordu.

"Ah şey.. yani genelde küfür kullanmam." Dedi Derin. Salak bu kız, bir de bize diyor.

Tekrar ederek konuştu. "Kullanmazsın, iyimiş."

"Bak ne dicem, sen adını söyle bi."

"Ben Ege, sende Derin değil mi?"

Kafasıyla onayladı Derin. "Evet evet."

"Peki, ne diyecektin?"

"Aa ben mi bir şey diyecekmişim? Yo demeyecektim." Dedikten sonra hızla arkasını dönüp yürümeye başladı.

Ege arkasından gülerken tekrar konuştu. "Derin, yalnız o taraftan gitmeyeceğiz."

Derin, elleriyle yüzünü kapatırken bize doğru gelmeye başladı. "Bu kadar rezil oluşum yeter ya."

"Of Derin rezillik değil seninki, saçmalıyorsun sadece." Dedim Derine.

Göz devirip konuşmamayı tercih etti.

"Gitsek mi artık? Açlıktan öleceğim de."

"Gidelim Demet gidelim, bende çok açım." Dedim ve herkes onayladıktan sonra ilerlemeye başladık.

"Oğlum gidiyoruz da, nereye gidiyoruz?" Oğuz haklı bir soru sorunca herkes duraksadı.

"Kızlar siz seçin, ona göre bir yere gidelim." Dedi Efe. "Çünkü benim için fark etmez."

"Aramızda çiğköfte sevmeyen var mı?"

"Bence yoktur Egeciğim. Gidelim istersen."

Herkes Derinin dediğine kıkırdayınca, Derin ağzına sahte fermuar çekti.

"Süper o zaman Derinciğim." Ege 'Derinciğim' kelimesini bastırarak söylediğinde Derin utanmışa benziyordu.

...

Çiğköfteciye geldiğimizde oturmuş ve kendi aramızda yarışa başlamıştık.

"Olm yavaş olsanıza lan, ben çiğnerken siz ikinci lokmayı yutuyorsunuz." diye sitem eden Oğuzu kimse umursamayarak hızla yemeye devam ediyordu.

...

-----
Burada kitabı bitirmek istiyorum. Güzel ve anlamlı günleriyle akıllarda kalsınlar!
Sizleri çok seviyorum <3

Güzelim | Yarı Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin