AÇIKLAMA: Arkadaşlar, kusura bakmayın ama benim bu hikayeye hiç devam edesim yok. Sırf siz güzel okuyucularıma saygısızlık olmasın diye, uzun bir süredir zar zor devam ettirmeye çalışıyorum lakin artık biri şu hikayeyi elimden alsa da kurtulsam diyorum. Yani sizin anlayacağınız hiç yazasım gelmiyor. Ama yine de sizlere, bunca zamandır takip ettiğiniz için bunu borç bildiğimden dolayı, önemli noktaları kısa kısa anlatacağım bir final yazacağım. Umarım beni anlarsınız... İsterseniz beni takip edin, farklı hikayelerime göz atın.. İleride yazacağım yeni hikayelerimle veya şu an yazmakta olduğum "Titanic" hikayemle yeni ufuklara yelken açalım... Ne yazık ki Refika Hatun'un saraydan ayrılmasına daha 6 yıl var ve ben bu kadar bölümü bu isteksizlikle asla çıkaramam. Normal şartlarda en az 10 bölüm daha devam etmesi gerekiyordu çünkü.. Neyse, dediğim gibi, yazılarımı beğeniyorsanız beni takip edin, ben hep Wattpad'te olacağım.. Şimdi, son bölüm için; iyi okumalar :)
- - - - - - - - - -13.Bölüm (FİNAL);
Kısa bir süre sonra Mahidevran'ın bebeği doğar. Doğan bebek bir şehzadedir.. Süleyman, adını "Mustafa" koyar. Bu, elbette ki Mahidevran için bir mucize, Refika için ise bir hayal kırıklığı meydana getirir. Kısa sürede Mustafa büyür ve Refika'nın oğlu olan Şehzade Mahmud'tan çok daha ön plana çıkar.
Yıllar sonra Yavuz Sultan Selim vefat eder ve 30 Eylül 1520'de Süleyman, Osmanlı padişahı olur. Tabii bununla birlikte Refika da Mahidevran da artık Haseki Sultan olarak Topkapı Sarayı'na yerleşmişlerdir. Lakin tam gücü elimize aldık derken, saraya öyle bir kadın gelir ki, ikisinin de, hatta Gülfem Hatun'la birlikte üçünün de hayallerini yerle bir eder. Gülfem Hatun'un ve Süleyman'ın yeni gözdesi; Alexandra'nın 1521 yılında Dünya'ya getirdikleri, Şehzade Murad (Gülfem Hatun'dan) ve Şehzade Mehmed (Hürrem Hatun'dan) de Refika'nın tam anlamıyla gözden düşmesine hatta neredeyse tamamen itibarsızlaşmasına yol açar. Aynı yıl içinde Refika'nın oğlu olan Mahmud'un ölümüyle beraber Refika, büyük bir kedere gömülür ve artık daha fazla dayanamadığından kendini Süleyman'a zar zor da olsa azlettirir. Böylece saray hayatına sonsuza dek veda eder....
Hayatının geri kalanını dul bir kadın olarak geçirir ve kimseyle evlenmez... Ancak kendi yalnızlığında mutludur. Her şeye ramen, herkese nasip olmayacak günler geçirdiği için bardağın dolu tarafından bakar ve hayata küsmez.. aksine, hayata olan bakış açısı olumlu hale gelir. Hayatı boyunca, oğlunun katilinin Mahidevran olduğunu düşünmüş, ve bu düşüncesinden asla taviz vermemiştir. Ölünceye değin, yalnız ama mutlu bir kadın olarak yaşar. Yalnız kaldığı bu günlerde, hayatını yazdığı; "Refika Hatun" adlı eseri de, okunmaya değerdir. ;)
* S O N *
Not; Tabii ki gerçekte Refika böyle bir kitap yazmadı. Refika da, yazdığı kitap ta tamamen benim hayal ürünümdür. Tabii Refika'nın sadece ismi ve yaşadığı bazı olaylar benim kurgum, yoksa Tarih'te gerçekten böyle bir kadın var. Onu da yanlış anlaşılmamak için eklemiş olayım...
Ayrıca, bunca zamandır sabırla yeni bölümleri beklediğiniz için ve tüm bölümleri okuyup, vote ve yorumlarınızla beni desteklediğiniz için hepinize teker teker çok teşekkür ediyorum.... Başka hikayelerimde görüşmek dileğiyle.....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
REFİKA HATUN
Historical FictionSultan Süleyman'ın şehzadelik dönemindeki ilk aşklarından biri olan, Tarih'te Fülane Hatun olarak geçen kadının hikayesini anlatıyoruz... REFİKA HATUN.