1.Bölüm: "Oradan Oraya Savrulan Köle"

2.8K 57 1
                                    

REFİKA: "Benim Şehzade Süleyman'ı bulmam da zor olmuştu.. Onu bulmadan önce ilk payitahta getirilmiştim.. Kemal Reis ile birlikte..."

Ekim 1508...

Bu ilk kez gördüğüm soğuk duvarların arasından geçerken, nasıl birisinin yanına gittiğimi bile bilmiyordum.. Gittiğim kişi acaba nasıl birisiydi ?.. Sustuğum halde bunları bile düşünmeye fırsat bulamıyordum. Tedirginlikten, öfkeden, korkudan bir şeyleri kafamda tam olarak tasarlayamıyordum bile... Yürüdük, yürüdük.. En sonunda kapkalın, büyük bir kapının önünde duruvermiştik..  Yanımdaki ağanın kapıya vurmasıyla içimdeki tedirginlik daha da artmıştı, neredeyse nefes alamayacaktım..

KEMAL REİS: "Korkma, bu yaşında burada tutmazlar seni. Hünkarımızı görmem görekiyor, bu sırada seni de göstermem icap ediyor, hepsi bu..."

İçimdeki tedirginlik uçup gitse de yerini daha ufak bir tedirginliğe bırakmıştı.. Beni burada tutmazlarsa ne yapacaklardı ?.. Sanırım yine üzülmeye yüz tutacaktım..

KEMAL REİS: "Hatun, yürüsene hadi.."

Bunları düşünürken beklendiğimizi unutmuştum bile.. Kapı açılmış, Osmanlı sultanı bizi bekliyordu.. Hemen giriverdim içeriye.. Kapı kapandığında sultan ile reis çoktan konuşmaya başlamışlardı..

SULTAN: "Kemal Reis, hoş geldin.."

REİS: "Hoşbulduk hünkarım."

SULTAN: "Yolculuk nasıl geçti ? Malumatları veresin.."

REİS: "Hünkarım, yolculuk çok iyi geçti.. Gitmeden önce her şeyi hesap ettiğim için bir sıkıntı yaşamadım çok şükür.. Memlük sultanı da beni çok..."

Kemal Reis konuşurken Sultan gözlerini bana dikmmişti.. Kendisi orta yaşlı bir adamdı, sakallarının tam olmasa da geneli beyazlamıştı. Daha önce isminin Bayezid olduğunu işitmiştim.. Beni görünce hemen soruverdi..

SULTAN: "Kimdir bu küçük kız ?"

REİS: "Hünkarım, söylediğim gibi Memlük sultanı beni çok iyi karşıladı. Akılları başlarına gelmiş olacak ki kendisi bana birçok ikramda bulundu. O ikramlardan biri de bu küçük kızdır."

SULTAN: "Kaç yaşındadır bu kız ? Yaşının küçük olduğu belli, ona haremde yer yoktur bilmez misin ?"

REİS: "Elbette hünkarım, onu sadece size göstermek adına karşınıza çıkardım, bundan sonrası saray ağalarının, kalfaların işidir."

SULTAN: "Casus falan olmasın ?"

REİS: "Hünkarım, bizzat tetkik ettirdim, casus olmadığına adım kadar eminim.."

Bu konuşmadan sonra haremin kalfalarına teslim ettiler beni.. Yaşım küçük olduğu için sadece eğitim almam icap ediyormuş, eğer bir yaş daha büyük olsaymışım hareme alabileceklermiş.. İyi ki almamışlar, şükrediyorum..

1 gün haremde kaldıktan sonra eğitim alacağım yer olan Manisa'ya gitmek için at arabasıyla yola çıktım...

Yolda ilerlerken de sürekli kötü giden kaderimi düşünüyordum.. Yaşadıklarım yetmezmiş gibi şimdi de oradan oraya savrulan bir köle olmuştum, bakalım beni nereye götürecekti kaderin rüzgarı..

1 Ay'a yakın bir sürede Manisaya ulaşmıştık.. Manisa'da sandığımdan iyi bir hayat geçirmiştim. Memlük sarayındaki kadar olmasa da hayatımın birçok kısmından daha iyi bir yaşam sürüyordum... Taht kavgalarının başlamasıyla Osmanlı iyice karışmıştı.. Ancak ben olanları pek kafama takmıyor, bir köşede kaderimi bekliyordum...

REFİKA HATUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin