9.Bölüm; "Sabrımın Sonundayım"

1.2K 28 2
                                    

Mahidevran.... Yılan Mahidevran... Onunla koridorda karşılaşmıştık... Hiçbir şey söylemeden ve selam vermeden yanımdan geçmeye cürret edecekti ki, bağırdım;

"Sen kimsin hatun ?!.. Nasıl önümden selamsız geçersin, bu ne cürret ?!!"

Bunu duyan Mahidevran, yavaşça yanıma yaklaştı ve yüzündeki şeytansı bir tebessümle cevap verdi;

"Kim olduğumu söyleyeyim.... Senin indiğin merdivenden çıkan kişiyim !.. Sen düşerken, ben yükseliyorum.... O yüzden dikkatlli ol, ve düşmekte olan bir kuş gibi davran !"

Bunun üzerine tokadı yapıştırdım !! Ve ekledim;

"Sen gelip geçici bir kuşsun.... Unutma, kuşlar göç ederler.... Ancak zümrüdü anka kuşları, asla gitmezler, yok olmazlar... Senin bir kıymetin yok ! Gelip geçici bir hevessin sadece.... Sen unutulursun, ama ben unutulmam !"

"Kendini fazla önemsemişsin.. Yazık.... Oysa ki, sarayda en az önemsenen kadın sensin !...."

Böyle söyledi ve hızlıca uzaklaştı oradan.... Canımı öyle bir yakmıştı ki, anlamam !!*

*-*-*-*-*-*-*-*-*-*

Kısa zaman sonra, Sultan Selim sefere çıkmıştı... Artık sarayın en yetkili kişisi; Şehzade Süleyman'dı ! Ve benim de artık doğurma vaktim gelmişti !!!!... Dairemdeydim... Etrafımda hatunlar, hekim kadın, ebe kadın hepsi buradaydı.... Bir taraftan ıkınırken bir taraftan da haykırıyordum;

"Şehzade gelecek !!!...... Şehzade gelecek !!!....... Oğlum olacak !!!"

Kısa zaman sonra, nihayet bebeğimi doğurmuştum.... Temizlenip, yanıma getirildi.... Ve evet !!!! Sonunda istediğimi almıştım !!! Ellerimde tosun gibi bir şehzade vardı..... Allah'a o kadar şükrettim ki anlamam... Hayatımın en mutlu günlerinden biriydi bugün !! Çok geçmeden, çocuğu alıp Süleyman'ın dairesine götürdüler.... Malum, Süleyman buraya şu an giremezdi... Süleyman aldığı bu haberle, en az benim kadar mutlu olmuştu.... Sanırım artık aramız biraz düzelecekti.... Mahidevran ise bu haber karşısında çıldırmıştı !!! Harem'de dolaşan bir dedikoduya göre, bütün gün odasında şehzadem olsun diye dua etmeye başlamış....

Süleyman, her ne kadar artık bana iyi davranmaya başlasa da ben fazla yüz vermemeye çalışıyordum.. Zira artık iş işten geçmişti.. Mahidevran'ın karnında bir çocuk vardı !!... Günler bu şekilde akıp giderken, birgün daha fazla kendimi tutamayıp Süleyman' hasodada içimdeki düşünceyi döktüm;

"Süleyman, artık neredeyse eskisi gibiyiz... O kadar mesudum ki... Lakin Mahidevran hala etrafımızda bir kara kedi gibi dolaşıyor.... ve üstelik karnında bir çocuk var.... Bu durum beni kahrediyor... Sana akarşı sanki önüme bir duvar örüyor... Bu yüzden, senden bir şey isteyeceğim.... Mahidevran.... Karnındaki çocuk alınmalı !!!"

"Sen ne söylediğinin farkında mısın ?! O çocuk benim istikbalim, sevincim... Sen hangi cürretle bunu bana söylersin ?!!!!"

"Süleyman yeter artık !!! Daha fazla dayanamıyorum anladın mı ?!!! Canıma tak ediyor.... Ben oyuncak mıyım, yoksa insan mı ?!!..."

Hemen masanın üstündeki hançeri alıp Süleyman'ın eline tutuşturdum ve elini de kalbime doğru getirdim.... Sonra ekledim;

"Eğer bu şekilde devam edecekse, hayat boyu bu sarayda acı çekeceksem hemen şimdi burada öldür beni !!!! Öldür !!!!!"

REFİKA HATUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin