BÖLÜM 6

6.7K 351 14
                                    

Medya; Çağan

Gözlerimi açtığımda kendimi çok bitkin hissediyordum dün o kadar kötü olmuştum ki direk üstümü değiştirme gereği bile duymadan yatmıştım

Kalkıp kendimi toparlamam lazımdı saate baktığımda 8 e geliyordu yerimi yadırgadığım için rahat yatamıyordum ama bir iki güne alışırım diye ümid ediyordum yavaşça kalkıp banyoya ilerledim

sıcak suyun altına girdim bedenim sıcak suyun etkisiyle gevşerken biraz oyalandım güzelce yıkanıp banyodan çıktım giyinme odasına girdim biraz kıyafetlere baktıktan sonra gerçekten de kıyafetler aşırı hoşuma gitmişdi pantolonlar etekler a dan z ye her şey vardı hepsinin etiketi üzerinde bulunuyordu

sıcak suyun altına girdim bedenim sıcak suyun etkisiyle gevşerken biraz oyalandım güzelce yıkanıp banyodan çıktım giyinme odasına girdim biraz kıyafetlere baktıktan sonra gerçekten de kıyafetler aşırı hoşuma gitmişdi pantolonlar etekler a dan z ye...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Çanta yok)

Üzerime mavi kot pantolon siyah boğazlı kazak kazağın üzerine siyah deri ceket almıştım

Saçlarımı düzleştirdim ağladığımdan dolayı göz altlarım morarmış ve şişmişti bu nedenle kapatıcı ile göz altlarımı kapatmıştım biraz rimel sürmüştüm

Saat 09:45 olmuştu acaba saat kaçta kahvaltı yapıyorlardı açıkçası dünden sonra bırak onlarla aynı sofrada oturmayı yüzünü görmek istemiyordum özellikle görkem ve batur'u

Kendimi değersiz hissetiren ne kadar insan varsa onlardan uzaklaşmak istiyordum

Telefonumu elime alıp en yakınıma yani çağana günaydın mesajı atmıştım hemen ardından da her zaman buluştuğumuz kafede bu gün buluşmak için sözleşmiştik

Çağan benim okuldan arkadaşımdı ortaokulda tanışmıştık ve arkadaş olmuştuk o zamandan beri de ebedi dosttuk kardeşim gibiydi benim güvendiğim tek insandı hayatımda çok büyük bir yeri vardı benim için

Acıkmıştım dünden beri hiç bir şey girmemişti mideme yemek yemeliydim

Saate tekrardan bakıp telefonumu kapattım ve arka cebime koydum daha sonra odamdan çıkıp asansöre binmiştim sabah sabah hiç o kadar merdiven inemezdim asansör bir alt katta durmuşdu kapı açıldığında içeri gökalp girmişti saçlarımı kırıştırıp"Günaydın"demişti tebessüm edip "günaydın " demiştim yemek odasına gidene kadar ikimizin de ağzını bıçak açmamıştı

Yemek odasına girince tam takır bütün ailenin masada olduğunu görmüştüm" herkese günaydın" demiş ve dün oturduğum yere oturmuştum batur görkem ve tuğra hariç herkes " günaydın" demişti

Mehmet beyin "afiyet olsun "demesi ile kahvaltı yapmaya başlamıştık sesizce

Kafamı hiç kaldırmadan kahvaltımı yapıyordum gerçekten onlarla muhatttap olup günümü zehir etmek istediğim son şey bile değildi

Mehmet bey konuşmaya başlayınca ona dönüm bebimle birlikte bütün aile fertleri de pür dikkat onu dinlemeye başlamıştı " kızım kimliğini verir misin velayet davası açıp seni nüfusuma almam lazım okulun buraya çok uzak kalıyo okulunu da değiştirmemiz gerekiyor seni toprakla aynı okula yollayalım ve de son olarak bu kartı al hiç çekinme istediğin gibi kullan " demişti

Şu an hiç istemem diyemiyecektim çünkü okurken bi yandan çalışamazdım ve paraya ihtiyacım vardı kabul etmek mecburiyetindeydim okulum da gerçektin buraya baya uzaktı mecbur kaydımı almam lazımdı ordan herkesin bakışlarının üstümde olması beni germişti açıkçası hepsi benden cevap veklerken fazla düşündüğümü anlayıp mehmet beyin önce yüzüne bakmıştım daha sonra elindeki karta ve boğazımı temizleyip konuşmaya başladım

"Ewet okulum uzak kalıyor alalım naklimi nasıl isterseniz öyle olsun "arka cebimden telefonumu çıkardım öncelikle daha sonra kabımın arkasından kimliğimi çıkarıp mehmet beye uzattım kartı verip kimliği aldı " kart için teşekür ederim " dedim mehmet bey "duymamış olayım kızım biz senin aileniz ne teşekürü " ona küçük bir tebessüm gönderdim

Görkem bana bakarak "parayı seviyosun baya dedim azıcık gurur yapar da almazsın kartı ama yok yani ikinci günden kart alıcak kadar rahatız bakıyorum peki sen baba nasıl güvenip o kartı o kızın eline verdin "demişti

Mehmet bey konuşacakkken ondan önce davranıp bdn konuşmaya başladım " öncelikle reşit değilim okuyorum ve okurken çalışmak hemde sınav senemde kumar oynamak gibi olur yani mecburen bu kartı alıcaktım beş kuruşsuz ne halt ediceğimi sormak istiyorum sana hadi cevap ver kendini azıcık benim yerimi koymayı dene niye bu kadar öfkelisin bana " dedim yüzüme alayla bakıyordu ve bu benim iyice çileden çıkarıyordu

Kalktım yavaşça oturduğum sandalyeden kimseyle göz teması kurmadan mehmet beye baktım "izninizle arkadaşım ile buşuşacağım fazla geç kalmadan gelirim" dedim mehmet bey anlayışla kafasını sallayıp "tamam kızım " dedi

Yemek odasından çıkıp asansöre bindim odama çıkıp botlarımı alıdım malum yağmur yağıyordu dışarıda tekrardan asansöre binip aşağı indin kapıda botlarımı giyip dışarıya çıktım kafamı gökyüzüne çevirdim gözlerimi kapattım temiz havayı içime çektim daha sonra yürümeye başladım

Biraz ilerimde duran bir kaç koruma vardı onlara doğru yürüdüm yaklaşık 1.88 kumral yapılı bir adamın karşısında durdum bana baktı "buyrun elvin hanım bir şeymi istemiştiniz" dedi " merhaba rica etsem acaba bana bi taksi çağırır mısınız" dedim "sizi bırakalım elvin hanım isterseniz "

Düşündüm biraz taksiye binsem güvenmiyorum açıkçası ne bileyim tenha yerdi burası bir arabayla gitmek daha güvenli olacağını karar verdim  "tamam gidelim" demem ile adam hemen yanındaki korumaya el işareti yaptı yanına gelen ondan bi iki santim kısa iri yarı esmer adama "elvin hanımı gideceği yere kadar bırak " dedi koruma koşup arka taraftan lüks bi amg gt 63 s ile geldi arabaları severdim açıkçası ilgim vardı o nedenle moddellerin çoğunu bilirdim  yanımdaki adam kapıyı açtı oturdum kapıyı kapatığında araba harekete etti

Gideceğim yeri söyledim ve arkama yaslanıp kulaklığımı taktım mamuş baba -Dönersen ıslık çal şarkısını açtım müziğin ruhumu yansıttığını düşünürdüm açıkçası ruhumu dinlendirirdi araba her zaman çağan ile buluştuğumuz kafenin önünde durdu yavaşça kapıyı açıp indim ve kafeye doğru ilerledim buraya her zaman gelirdik küçük minimal sade  bir kafeydi kapıyı iterek açtım kapının üzerindeki deniz kabuklarının çıkardığı tok ses yankılandı kulağımda   gözümü masalarda gezdirdiğimde biraz ileride masada oturmuş çağan'ı gördüm ve ona doğru ilerlemeye başladım yanına ulaştığımda bana sarıldı ayrıldık karşı karşıya oturduk bir garson gelip siparişlerimizi aldıktan sonra çağan " anlat bakalım cennet çiçeği " dedi.....

_____________

MERHABA ARKADAŞLAR

BÖLÜMÜ NASIL BULDUNUZ ?

SİZCE GÖKALPİN BU  DÜŞMANLIĞI NEDEN ?

OY VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN✨



ELVİN✨Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin