O gece sessiz sedasız yediğimiz yemekten sonra odama gidip saatlerce neden olduğunu bilmediğim bir şeklide ağlamıştım regli olacaktım büyük ihtimalle duygularım çok çabuk değişiyordu ve o gecenin üzerinden bir hafta geçmişti
Bu bir haftalık süre zarfında yunus hocanın yanına gitmiş güzel bir azar yemiştim sonrasında ise antrenman yapmıştım
Çağan bizim okula nakil aldırmıştı arjin ben ve çağan küçük bir plan yapmış toprağa iftira atan kızın peşine düşmüştük iki gündür izliyorduk pazartesi harekete geçicektik
Bu gün günlerden cumartesiydi kalkıp kısa bir duş almıştım havalar iyice soğuyordu giyinmeye başladım
Yeşil baskılı bir sweatshirt Yüksek Bel bol paça denim kot palazzo pantolon giydim
Giyindikten hemen sonrasında odamı da topladım kapım tıklatıldı gir diye seslendim yatağıma otururken toprak odaya girdi
"Günaydın"diyerek gelip çalışma masamın önündeki sandalyeyi çekip oturdu ben de aynı şekilde günaydın diyerek karşılık verdim
"Abla annem dışarda kahvaltı yapalım bu gün değişiklik olsun diyor " demişti
"Nerden çıktı simdi bu aniden" toprak eline kar küremi alarak incelerken konuşmaya devam etti "bilmiyorum annem yapar arada böyle şeyler yarım saate çıkıyoruz bi de"diyerek kalkarak odasına geçti hazırlanmak için
Ben de onlar hazırlanana kadar telefonumla oynamaya başladım yarım saat sonra aşşağı indim
Mehmet bey toprak ve görkem oturuyordu ben de "günaydın" diyerek Mehmet beyin yanına geçip oturdum aynı şekilde karşılık verdiler
Telefonumun kilidini açarak çağana günaydın mesajı attım mehmet bey benimle konuşmasıyla kafamı telefondan kaldırıp ona baktım
"Nasılsın bakalım güzel kızım" bana gülümseyerek şevkatle bakıyordu " iyiyim allaha şükür mehmet bey siz nasılsınız" yüzündeki gülümsemeyi hiç silmeden bana cevap verdi
"İyiyim ben de kızım okulun nasıl gidiyor bakalım " koltukta yönümü tamamen ona döndüm bacağımı bir bacağımın altına alarak mehmet beye cevap verdim " iyi gidiyo güzel bir okul öyle yani " şefkatle saçıma dokundu
"O da güzelmiş benim güzel kızım bir ihtiyacın olursa sakın çekinme gel söyle " ben de gülümseyerek ona baktım ve kafamı salladım sadece
Bir süre daha orda oturduktan sonra geri kalan abi tayfası inmişti en son bizim valide de inince arabalara binmek için dışarıya çıktık
Toprak mehmet beylerin aracına binince ben de yanına oturacakken bir el bileğimden tutu arkamı dönüp baktığımda bu kişinin tuğra olduğunu gördüm
Çatık kaşlarım ile bir bileğimdeki eline bir yüzüne bakıyordum manasız bakışlarımı görünce hızla çekmişti elini bileğimden boynunu kaşıdı öncelikle "sen bizimle geliyorsun" dedi
Anlamsıca ona bakıyordum ne mana yani ne gerek vardı buna "gerek yok ben Mehmet bey ile gideceğim" dedim onunla gideceğimi düşünüyorsa yanılıyordu
Yüzüme bakarak oflamışdı arkasını dönüp hafif ensesine vurmuştu daha sonra tekrar bana dönerek" tamam" demişti direk arabaya binerek
Toprağın yanına kuruldum hemen yola çıktık yolculuk mehmet bey ve özlem hanımın sohbetiyle geçmişti
Birbirlerini çok seviyorlardı hele ki mehmet beyin o bakışları beni bile mest etmişti bakmaya bile kıyamıyordu özlem hanıma
Sahil kenarında çok şık ve sade bir mekanın önünde durdu araba hep beraber içeriye girdik deniz kenarında bir mekandı dışı camdı tamamıyla dört katlı olan mekanın direk en üst katına çıkıp cam kenarına oturmayı tercih etmiştik
Siyah mermer desen masalar vardı köşede salıncak ve bitkiler bulunuyordu sandalyeler ise krem rengindeydi mekan gayet sakindi içeride çok fazla müşteri yoktu
Masanın bir başında mehmet bey bir başında özlem hanım oturuyordu mehmet beyin solunda ben benim yanımda toprak onun yanında gökalp oturuyordu
Sol tarafta ise tuğra görkem ve batur vardı iki garson yaklaşarak ellerindeki menüleri masaya bıraktı kısa sürede kahvaltılık vesaire siparişleri verildi masa kuruldu biz de kahvaltı yapmaya başladık
Ortada Gökalp' in çocukluk maceraları vardı tuğra gülerek anlatmaya başlamıştı bu sefer ki anısına " baba şeyi hatırlıyor musun gelmiş telefon elinde sırılsıklam diyor ki telefon bana beni yıka dedi ben de yıkadım" ben de onlarla birlikte gülüyordum
Mehmet bey de konuşurken gülüyordu " kerata ya gülerek anlatıyordu bana nasıl yaptığını almış telefonu sabunlu suda çitiliyo"
(çocukluğumdan bir anı ben de anneme böyle söylemiştim tabi tepki farklı ama olsun)
Bütün aile bu anılara gülüyorduk babam ise çaktırmamaya çalışarak sürekli tabağıma bir şeyler ekliyordu fark edince de "çok zayıfsın kızım yemen lazım güç kuvvet olsun" demişti
Sırıtarak aslında ne kadarda değerliydi bu anlar eski ailemde hiç bu kadar sıcak samimi bir ortamda bulunmamıştım asla çıt çıkmazdı yemek masalarında ya da çıkardı çok büyük kavgalar o zamanları hatırlayınca bir iç çektim
özlem hanım ve mehmet beye günden güne daha çok çekiliyordum bunun farkındaydım
Şefkatlerini benden esirgemiyorlardı hele ki şu bir haftada nerdeyse her gün nasıl olduğumu neler yaptığımı falan soruyor saçma sapan şeyler hakkında sorular sorarak sürekli benimle iletişim kurmaya çalışıyorlardı bu da benim kesinlikle çok hoşuma gidiyordu
Aile kavramı bana çok uzaktı ben aile ne demek bilen bir insan değildim şu bir kaç günde aile kavramını hissetmeye başlamıştım
Kahvaltı bittikten sonra kalkıp gezmeye başladık öncelikle yerebatan sarnacına gittik her sey mükemmeldi tarihi yapısı beni mest etmişti adeta tuğra sürekli beni takip edip rahatsız etmese her şey daha iyi olabilirdi ama olsun
Pişman olduğunun farkındaydım kendini affettirmek için adım atmaya çalışacağının da ama bunu pek beceremiyordu
En azından karşısına alıp bak ben pişmanım özür dilerim diyebilirdi ben onu affeder miydim asla süründürmeden burnundan getirmeden olmaz
Yerebatan sarnacından çıktık daha sonra dolaşmaya başladık hep beraber gidip toprağın koluna girdim
Gülerek bana baktı ben de ona gülümseyerek dil çıkardım kafamı kaldırmam ile karşımda gördüğüm kişiyle bir anda şok oldum....
Selammm
Evet ben geldim arkadaşlar bölümü nasıl buldunuz ?
Sizce Elvin nasıl bir intikam almalı?
Bir sonraki bölümde görüşmek üzere 💗
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELVİN✨
General FictionNeşem çalındı benden koca gülüşlerim mutluluklarım bir hiç uğruna 17 yılım çocukluğum... # yenikitap 1 # klasik 1 # biyolojik 1