BÖLÜM 8

6K 324 12
                                    

Medya: Gökalp

Ne kadar süre o halde oturdum bilmiyorum en sonunda sakinleşmiştim ama yerimden kalkmadım gözlerim bir ölü gibi karşımdaki kitaplıkta geziniyordu kapım çaldı ilk olarak cevap vermedim bir süre sonra kapı açıldı bir kaç adım sesi sonrası birinin başımda dikildiğini hissettim ama kafamı kaldırıp bakmadım

Bir süre sonra koluma dokunan elle irkilerek kafamı kaldırdım kafamı kaldırmam ile bana şaşkın gözlerle bakan bir adet toprak vardı ifadesiz gözlerle ona baktım ağladıktan sonra hep böyle olurdum sanki ruhum çekilmiş bir ölü gibi

Ruhsuz gözlerle toprağa baktığımda bir bana bir yerdeki saçlarıma bakıyordu gözleri adeta mekik dokuyordu aramızda yavaşça yanıma oturdu benim gibi sırtını yatağa yasladı gözlerime bakmadı masaya bakdı bir süre

Yutkundu gözleri bana döndü ağzını araladı ve konuştu "iyi misin" diye sorduğunda dudağımın bir köşesi alayla kıvrıldı

"Sence iyi miyim" diye sordum "saçların" sustu gözlerimin içine baktı "kesmişsin" dedi "evet" dedim sadece ağzını araladı bir şey söyleyecek gibi oldu ama konuşmadı ben de tekrardan karşımdaki kitaplığıma bakmaya basladım bir süre daha oturdu yanımda

Sonra yavaşça kalktı kapıya doğru yürüdü kapı koluna uzandı ama açmadı omuzunun üzerinden bana baktı "özür dilerim abim adına" bunu kısık bir sesle söylemişti "kimse için özür dileme bana"dedim bişey diyemedi çıktı dışarıya

Bi süre daha öyle oturdum o şekilde kendime gelmem gerekiyordu güçsüzce davranamazdım ağlayarak hiçbir şeyi de çözemezdim kalktım sonradan gidip duş aldım kendime gelmek amacıyla rast gele bir pijama giyip yatağıma geçip uyudum ...

_____________

Şu an sıkıntıdan patlamak üzereydim saatlerdir test çözüyordum ve gerçekten de çok sıkılmıştım sınav senem olduğu için sürekli test çözmem gerekiyordu

O günden sonra nerdeyse kimseyle muhatap olmuyordum kimsenin de beni taktığı söylenemezdi açıkçası sadece toprakla bir iki defa kısa sohbetlerimiz olmuştu

Saçlarını kestiğim günün sabahı kuaföre gitmiş ve saçlarımı düzgünce küt  kestirmiştim aklım başıma geldiğinde köpek gibi pişman olmuştum kestiğim için ama yapacak bir şeyim de yoktu şu saaten sonra kökü bendeydi sonuçta uzardı bir de eski ailemin evime gitmiştim kimsenin o lanet düşünceleri umrumda falan değildi sadece biraz kafa dinlemek istiyordum

Olabildiğince az odamdan çıkıyordum çoğu zaman ders çalışıp kitap okuyordum zaten bunları düşünürken açlığım baş göstermişti sabah kahvaltı yapmamıştım yemek saatine daha vardı bu yüzden aşağı inip birşeyler atıştırma kararı aldım

Mutfağa girdiğimde kimse yoktu biraz dolapları karıştırdıktan sonra makarna bulmuştum sonra üzerine su koyup bir paket makarna yapmıştım aşırı güzel olmuştu

Makarnayı tabağa doldururken arkamdan birinin mutfağa girdiğini hissetim  yan dönerek baktığımda Gökalp olduğunu gördüm bana bir zararı dokunmamıştı açıkçası  en sıcak davrananlardan biri de oydu ilk gün sonra bir de sabahları falan karşılaşıyorduk bir haftadır da sadece günaydın iyi akşamlar dan öteye gitmemişti muhabbetimiz

"Nasılsın " dedi "iyiyim sen nasılsın" nezaketen sormuştum "iyiyim ben de makarna mı yaptın?" bu sırada dolaptan süs biber çıkarmakla meşguldüm acı biberi aşırı sevdiğim doğrudur (kendimden birşeyler katıyorum burda elvin'e sjsjsj)

"Evet acıkmıştım da sana da doldurmamı ister misin" mutfakta olan masaya oturmuş yan dönmüş ve bana bakıyordu izlenilmek hem de bu kadar dikkatli beni diken üstünde hissetiriyordu ama asla bozuntuya vermeden işime devam ediyordum "doldur bakalım yiyelim" demişti ben de ona da bir tabak makarna doldurarak önüne koymuş hemen yan tarafına oturmuştum yan yana yemek yiyorduk

Kapıdan toprak da girmişti Toprak mutfaktan içeriye girerek "selam gençler " diyerek masaya kurulmuştu ikimizde selam demiştik Gökalp ile ben de acıkmıştım diyerek kendine bir tabak makarna koyarak yanımıza kurulmuştu

Bir süre sessizce yemek yedikten sonra toprak konuşmaya başlamıştı "babam seni bizim okula aldırmıştı biliyorsun zaten ne zaman başlamayı düşünüyorsun sınav senen olduğu icin geri kalma diye diyorum yani" toprağı seviyordum açıkçası bana hiç kötülüğü dokunmamıştı bana hep iyimser yaklaşmıştı

Ona tebessüm edip konuşmaya başladım "bu bi hafta biraz kafa dinlemek istedim o yüzden gitmedim ama yarın pazartesi başlamayı düşünüyorum geri kaldım derslerden haklısın" demiştim

"Hmm anladım sen de haklısın yaşadığın şeyler kolay değil" demiş ve kafasını eğmişti birşey demeden önüme dönüp yemeğime devam ettim

Eşyalarım yanımda değildi eski evden hiç bir şey almamıştım daha doğrusu onların olan onları hatırlatan hiç bir şeyi istemiyordum sadece zamanında çağan'ın bana aldığı hediyeleri almıştım bi de tatilde çalışarak aldığım canım kitaplarım onları orda bırakamazdım

Saate baktığımda üç olduğunu gördüm geç değildi bir alışveriş merkezine gidip ihtiyacım olan şeyleri alabilirdim derken telefonum çalmıştı

Eşorfmanımın cebinden telefonumu çıkarıp baktığımda çağanın aradığını görmüştüm sevinçle telefonu açtıım "nasılsın güzelim" diyen çağanın neşeli sesiyle ben de neşelenmiştim

"iyim yakışıklı sen nasılsın" dediğimde gülmüş "senin sesini duydum daha da iyi oldum" ben de onun gibi gülmüştüm "bu gün bi işin var mı yarın okula baslayacağım da hic bir şeyim yok alışveriş merkezine gidicem benimle gelir misin bi işin yoksa " diye sormuştum "işim yok güzelim gelirim tabi " demişti " o zaman yarım saate buluşuyoruz " " tamamdır reis " demiş ve telefonları kapatmıştık

kafamı kaldırdığı da toprak ve gökalp'in beni dikkatle izlediklerini görmüştüm bu kadar çok ve dikkatli izlenilmek beni rahatsiz ediyordu açıkçası boğazımı temizleyip kalktım o an topark beni şaşırtarak konusmaya başladı tekrardan " şey ben de gelebilir miyim sizinle hem biraz eksiklerim var da onun için yani tabi rahatsız olucaksan ben abimle de gidebilirim daha sonra" toprak bana yavru kedi bakışları atıyordu

Bana hiç zararı olmadığı için ona ılımlı yaklaşıyordum en azından evde birileri ile insan gibi iletişim kurabiliyorduk " tabiki gelebilirsin rahatsız olmam yarım saate hazır ol çıkalım" bu sırada masadan kalkmış tabağımı da almış makineye yerleştirmek için sudan geçiriyordum "tamam o zaman ben hazır olurum yarım saate" diyerek kalkmıştı yerinden

Ben de son olarak suyumu içip hala yemeğini yiyen Gökalp'e afiyet olsun diyerek mutfaktan çıktım odama doğru yol aldım

Odama çıktığımda direk özlem hanıma toprakla alışverişe gidiceğimize dair bir mesaj atıp  giyinmeye başladım

Siyah crop top siyah pantolon ve de siyah kadife bir hırka giymiştim ayakkabı olarak da siyah Balenciaga Speed LT sneakers aldım biraz kapatıcı biraz da rimel sürdüm dudağımın renginde bir de ruj sürdüm iki tane kolye de taktığımda hazırdım ( ayakkabının adını zor buldum olmasada olurdu aslında)

Son olarak telefonumu ve mehmet beyin verdiği kartı almıştım  ayakkabılarımı elime alarak aşağı indim salona girdiğinde toprağı koltukta oturmuş telefonu ile oynarken buldum

Benim gibi siyahlar içindeydi siyah bir sweatshirt siyah pantolon ve bir kolye çok tatlı olmuştu yaşına göre uzun ve yapılı bir çocuktu "hazırsan çıkalım" demem ile kafasını kaldırıp bana baktı "hazırım çıkalım" diyerek ayaklandı evden çıktık ve alışveriş merkezine gitmek için yola çıktık...

____________

Selam

Bölümü nasıl buldunuz ?

Toprak hakkında ne düşünüyorsunuz ?

ELVİN✨Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin