BÖLÜM 7

6.3K 330 43
                                    

Medya; Tuğra Bozarslan
Medya 2; sertap erener-olsun

Çağana her şeyi anlattığımda ağlamıştım tekrardan son zamanlarda tükendiğimi çok iyi biliyordu ve bana destek çıkmaya çalışıyordu ama benim kendimi toparlamaya gücüm yetmiyordu çok yıpranmıştım ama ben biliyordum ki sadece ben toparlayabilirdim kendimi çağan her zaman varlığıyla bana destek oluyordu zaten onun beni teselli etmesine saatlerce konuşmasına gerek yoktu benim yanında hiç konuşmadan da dursa ben huzur buluyordum onunla...

Kafeden çıkıp sahilde yürümüştük saatlerce her zamanki gibi o şen şakrak halleriyle beni güldürmeyi başarmıştı

Onun yanında huzur buluyordum ve bütün dertlerimi unutuyordum saate baktığımda baya geç olduğunu farkettim ve çağan'a geç olduğunu söyledim sarılıp ayrıldık alelacele

Aşırı baskıcı bir aile idi eski ailem bu yüzden onlar da bana böyle davranır mı diye çekiniyordum ama her insan aynı değildir diyerek içimden kendimi telkin ettim

Bir taksi çevirip bindim evin adresini verip arkama yaslandım çağanla zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştım ki lanet olsun saatin farkında bile değildim araba evin önünde durduğunda tutarı ödeyip indim taksiden

İndiğimde korumaların hepsi bana bakıyorlardı sabahleğin beni kafeye bırakan koruma beni gördüğü gibi birini aramıştı ben ise kapıya gitmiş ve zili çalmıştım

Kapıyı özlem hanım açmış beni endişeli gözlerle baştan aşağı süzmüş ve aniden sarılmıştı sarılışı ile kaskatı kesilmiş ve şaşkına dönmüştüm çok tuhaf hissetmiştim kendimi benden ayrılıp

Ağlayarak konuşmaya başladı "iyi misin allaha şükür yarabbim aklım çıktı " dedi ağlayarak ve benden ayrıldı "iyiyim özlem hanım sakin olun"dedim emin olmak için gözlerimin içine baktı ve

Elimden tutarak beni içeri doğru yürütmeye başladı salona girdiğimizde bütün aile fertlerinin burda olduğunu gördüm tuğra batur ve görkem bana sinirle bakıyordu toprak gökalp ve mehmet beyin ise endişeli gözleri ile karşılaştım

Özlem hanımla salonun ortasında durduğumuzda tuğra oturduğu tekli koltuktan fırlayarak bana doğru atıldı kolumu özlem hanımdan çekerek beni kendine yaklaştırdı ve

" nerdeydin lan sen " diyerek bağırmaya başladı asla ondan böyle bi tepki beklemediğim için şaşkına dönmüş ve açıkçası bağırmasıyla biraz ürkmüştüm ama ona bunu asla belli etmek gibi bir niyetim yoktu yoksa daha çok üstüme gelirdi bunu çok güzel deneyimlemiştim zamanında

Elimi çekmeye çalıştım hemen "bırak kolumu delirdin mi sen napıyosun" diye bağırdım ama bağırmam onu zerre etkilemiyordu kitlenmiş bir şekilde bana bakıyordu mehmet bey girdiği transtan çıkmış ve hemen kalkarak bize adımlamaya başlamıştı yanımıza vardığında direk beni çekip arkasına aldı

"haddini bil kardeşine nasıl böyle davranırsın sen" diye bağırmıştı mehmet beyin sinirli hali korkutucu oluyordu tuğra babasının gözlerinin içine bakıyordu şimdide öfkeden sık sık nefesler alıyordu mehmet bey gibi arkadan görkemin konuşmasıyla tüm gözler ona dönmüştü"kim bilir kimin yanında ne halt yiyordu abim haklı böyle davranmakta ne halt ediyordun bu saate kadar hangi sevgilinle nerde sürtüyordun "dedi iğrenerek baştan aşağı süzdü beni ve kafasını iki yana salladı batur da aynı şekilde bakıp alayla güldü

Bu lafları hak edecek kadar bişey yapmamıştım resmen bana ne iması yapıyordu bu çok iğrenç ti bir kız geç kaldığı için böyle bişey söylenemezdi

Önce koca bir kahkaha attım deli gibi gülüyordum sonra yavaş yavaş gözlerim dolmaya başladı biliyordum bu bir sinir krizi başlangıcıydı hepsi bana bakıyordu sinirle öne atıldım ve avazım çıktığı kadar bağırmaya başladım

"iğrençsin tek kelimeyle iğrençsin bir kız sırf eve geç geldiği için böyle bir ithamda nasıl bulunabilirsin istediğim saate dönebilirim ben sen beni bu şekilde itham edemezsin böyle bir hakkı sana kim tanıyo görende seni bişey sanır yazık kafana düşüncelerine senin pişman olucaksın bu söylediklerin için sakın sakın yaklaşma bana bir daha asla eğer aklın başına gelirse de özür dilemeye kalkışma sakın" arkamı döndüm

Tuğra'nın gözlerinin içine bakarak konuşmaya devam ettim kendimi ağlamamak için sıkmama rağmen lanet göz yaşlarım sicim gibi akıyordu parmağımı havaya kaldırıp tuğra'yı hedef aldım bu sefer

"ve sen asla bi daha bana dokunma hesap sormaya hakkın yok daha düne kadar deli dana dana gibi bağırıp duruyordunuz hayırdır ne değişti size dedim 4 ay kalıcam sadece lanet olası 4 ay sonra defolup gidicem bi daha asla yüzümü görmeyecek siniz biraz anlayış gösterin dedim ama birazcık saygı bile göstermediniz bana bu kadar mı nefret ediyorsunuz ya benden daha buraya geleli iki gün olmadı nasıl bu kadar nefretinizi kazanabildim benim hayatım tepetaklak oldu bunun da farkındasınız dimi hic bilmediğim insanların evinde hiç bilmediğim bi semtte yabancıyım ben benim sizi yadırgamam kabullenmemem gerekirken yaptığınıza bakın ya ben sizden beni sevmedinizi kabul etmenizi de istemiyorum ben sadece biraz saygı istiyorum bu kadar"

Bu sözleri söylerken bir dakika bile gözlerimi ayırmamıştım tuğra'dan hem ağlıyor hem konuşmaya çalışıyordum ve bu benim nefesimin kesilmesine neden oluyordu

Sözlerim bittiğinde direk salonun kapısına yönelmiştim sinir krizi geçirecektim bundan adım gibi emindim hızla merdivenleri çıkıp bana verilen odaya girmiştim nefesim bana yetmiyordu

Ben artık kaldıramıyorum bu kadarını bi cehennemden çıkıp başka bir cehenneme girmiştim insanın sevilmediğini istenilmediğini bilmesi iliklerine kadar hissetmesinin ne kadar berbat bir his olduğunu anlatamazdım eski ailen de sevmezdi beni hep biliyordum beni sevmeyeceklerini kızım seni büyüten insanlar bile sana bir gram sevgi vermekten sakındı sen kimden ne sevgisi bekliyorsun dese de içimdeki küçük kız çocuğunun içten içe hep sevileceğine inandığını da biliyordum

Ne yapacağımı asla bilmiyordum koca bir çıkmazdaydım sanki neye elimi atsam elimde kalıyordu hiç bir şekilde öfkemi dindiremiyordum kızgınlığım kırgınlığım geçmiyordu bir türlü odada deli gibi volta atıyordum ellerimi saçlarımdan geçirdim ağlıyordum da bir yandan

Nefesim kesilircesine ilk gözüme masamın üzerinde sol tarafta bulunan kalem kutusunun içindeki makasa değdi o an sağlıklı asla düşünmüyordum ve bi anlık gafletle masaya doğru yürüdüm

İlk makası elime aldım hiç düşünmeden makas ile saçlarımı kesmeye başladım o an o doğru gelmişti ve yapmıştım ne kadar kestim nasıl kestim bilmiyordum ellerim titriyordu masanın önünde duruyordum zaten üzerindeki her şeyi devirdim

Sonra çöktüm yatağımın dibine dizlerimi kendime çektim kollarımı bacaklarımın etrafına sardım yerimde küçülebildiğim kadar küçüldüm ağladım içim çıkana kadar o gece her zaman olduğu gibi.....

_______________________

ÖNCELİKLE KESTANE BALININ DİYARI ZONGULDAKTAN HER KESE SELAMLAR

BÖLÜMÜ NASIL BULDUNUZ ?

SİZCE ELVİN HATA MI YAPTI SAÇLARINI KESMEKLE ?

ELVİN✨Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin