~Baranın Ağzından~
Yine klişe bir sabah, yine okul. Dün Çağatay bende kalmıştı. Gecenin bi yarısında gelmiş ve çok içmişti hayvan. Ve ayrıca beni işimden alıkoymuştu. Ona birşeyler sormaya çalıştım fakat o kadar içmişti ki hiçbirşey duymuyordu. Tek söylediği şey "yapamadım" olmuştu.
Aşağı indiğimde Çağatay hala yatıyordu. Yanına yaklaştığımda ne kadar pis koktuğunu fark ettim.
"Çağatay" dedim dürtükleyerek
"Çağatay" bi kez daha
"Çağatay" ve bir kez daha. Bu böyle uyanmıcaktı anlaşılan. Kendimi hazin sona hazırlayarak sağlamından bi tane tokat yapıştırdım.
"Noluyor lan" diye sıçradı yerinden.
"O kadar seslendim uyanmayınca çaktım tokadı suratına." dedim umursamaz bir şekilde.
Henüz kendine gelmediği için bir şey söylemedi.
"Leş gibi korkuyorsun, git bi duş al sonrada okula gidelim." Başını olumlu anlamda sallayıp yanımdan ayrıldı. Aynı şeyleri giyinmesin diye benden bişeyler ayarlayıp yatağın üstüne koydum.
Bi yarım saat geçtikten sonra Çağatay benim ayarladığım şeyleri giyip aşağıya inmişti.
"Hadi gidelim." deyip kapıya doğru yürümeye başladı. Şöför koltuğuna geçtikten sonra bende yanına oturdum.
"Anlatmayı düşünüyor musun?" Bunu söyledikten sonra yüz hatları gerildi.
"Ne anlatmamı bekliyorsun? Yapamadım, anladın mı olmadı. Lanet olsun herşey daha beter oldu. Onun için Cihan denen adamı karşıma aldım ve en sonunda o bana naptı, tokat attı inanabiliyor musun bana tokat attı."
Sözünü bitirdiğinde gözleri sinirden parlıyordu. Eğer üstüne gidersem daha çok sinirlenecekti. O yüzden susmayı tercih ettim.
Etrafa göz gezdirdiğimde okula geldiğimizi fark ettim. Arabayı usta bir şekilde park etti.
Kapıdan içiri girdiğimizde gördüğüm şeyle bütün vücudumu sinir kapladı.
Begüm başkasına gülüyordu. Başka bi erkeğe gülüyordu. O güzel gülüşünü başka bi erkeğe gösteriyordu.
Hiçkimse bilmiyordu onu sevdiğimi. Hiçkimse ona ne kadar aşık olduğumu bilmiyordu. Çağataya bile söyleyemiyordum. Oda Handeyi sevdiğimi zannediyor, onunla beraber olmam için uğraşıyordu.
Begümü kaybetmekten çok korkuyordum. Onu çok üzüyordum. Her şekilde. Bazen çok acımasız davranıyordum, aslında her zaman. Ama iyiliği için ondan uzak durmam gerekiyordu.
Daha fazla dayanamadığımı anladım ve onlara doğru hızlı bi şekilde yürüdüm. Begümün kolundan tuttuğum gibi kaldırdım. Tam ağzını açacağı sırada
"Sus yoksa şurada seni öldürene kadar döverim." dedim
Bir iki adım attıktan sonra akıma gelen şeyle arkamı döndüm. Çocuğa kısa bi bakış attım. Daha önce okulda görmemiştim. Belkide dikkatimi çekmemişti. Ağır adımlarla yanına ilerledim ve yumruğumu sert bir şekilde suratına geçirdim. Yumruğu attıktan sonra Begümün o tiz çığlığını duydum. Onu umursamadan yerde yatan piçin kulağına doğru fısıldadım.
"Birdaha benim olana yaklaşırsan ölürsün."
Merhabalar. Öncelikle yorum sayısını artırırsanız çok mutlu olurum. Multimedyada Baran. Keyifli okumalar.
