"Gerizekalı özürlü beyinsiz sen kendini ne sanıyorsun ya bide geçmiş karşıma bundan sonra olacaklardan sorumlu değilim diyor ay çok korktum ya sen bu okulun sahibisin zaten gelmiş artistlik taslıyor ben bu yollardan çok geçtim be sen hayırdır"
"Asel bi susmadın ya"
" Ya görmedin mi bana neler söyledi Begüm aslında onu orda parçalarımda arkadaşlarına dua etsin rezil etmedim onu"
"Asel bence sen onlara karışma kimsenin yanındada onlar hakkında bişey söyleme çünkü okuldaki herkes onlara kölelik ediyor"
"Yok artık bide o kendini beğenmiş aptallara kölelik mi ediyorlar" diye bağırdım kendime hakim olamıyarak
"Asel bağırmasan ya biri duyacak sonra başın daha çok derde girecek"
"Of tamam hadi sınıfa çıkalım" dedim ve ayaklandım aslında okul çok güzel görünüyordu ama o grup gerçekten sinirimi bozmuştu.
Sınıfa girdiğimizde hoca derse girmişti.
"Hocam çok özür dileriz."
"Begüm sen otur. Yeni kız sen kal, seninle tanışmadık bize kendini tanıt bakalım"dedi hoca
"Ben Asel Öztürk..." Ben tam kendimi tanıtmaya başlayınca sınıfın kapısı büyük bir gürültüyle açıldı o aptal grup içeri girdi.
"Ooo kimleri görüyorum. Çağatay beyimiz sınıfımıza teşrif edebilmiş"
"Kes hoca. Sana mı soracam ne zaman sınıfa geleceğimi."
Hoca kıpkırmızı olmuştu. hoca bile bu aptaldan korkuyormuydu? Kim bu Çağatay?
Hoca o sinirle sınıftan bi hışım çıktı. Kimseden ses çıkmıyordu. Çağatay beyimizde hala kapıda dikiliyordu. Adama bak ya kendini bişey zannediyor aptal.
Tam yerime oturacağım sırada bir el bileğimden tuttu. Geri dönmemle o aptalı görmem bir oldu.
"Bakıyorumda küçük sürtüğümüzde buradaymış" dedi sinirli bi şekilde.
Tim sınıf benim napacağımı bekliyor gibi bana bakıyordu. Gerçekten çok sinirimi bozmuştu bu aptal.
"Beni her gece altında inlettiğin o sürtüklerden sanıyorsan yanılıyorsun aptal."
Bunu dedikten sonra bileğimi daha çok sıktı. Kesin moraracaktı bu aptal yüzünden. Dudaklarını kulağıma yaklaştırdı ve
" Benim her gece altımda inleyen kızlara bi daha sürtük dersen seni öldürürüm. Ve bilki sen asla onların tırnağı bile olamazsın sürtük."
Bu aptal şey sürtüklerine değer mi veriyordu yani yok artık.
" Sende eğer bana bir daha sürtük dersen ölürsün aptal."
Bunu dememle birlikte beni duvara yapıştırması bir oldu.
"Bana bak sana öyle şeyler yaparımki o altımda inlettiğim kızlardan olmak için hergün dua edersin şimdi o çeneni kapat yoksa ben başka yollarla kapatırım."
Bakışları öyle derin ve korkutucuyduki orada ölmek istedim. Gözlerim yanmaya başlamıştı. Avazım çıktığı kadar bağırmak ve ağlamak istiyordum. Neden bunu istiyorum bende bilmiyorum. Boğazımı o kadar çok sıkıyorduki orda öleceğimi zannettin. Tam o sırada arkadan bir ses geldi. Herkes o ses doğru döndü.
"Onu hemen bırak Çağatay."Sesin geldiği yöne baktığımda kumral dağınık saçları masmavi gözleri olan biriyle karşılaştım.Omg!! Sen insan mısın??
"Sana ne oluyor Berke yoksa bu sürtük için bana karşımı geleceksin."
Elimi daha çok sıktı eminim mosmor oldu.İster istemez ağzımdan bir inilti çıktı.Daha fazla dayanamadım ve gözyaşlarımı serbest bıraktım.Birden gözüm karardı.Tek hatırladığım Çağataya yumruk atan Berkeydi.