Ceza.

685 45 4
                                    

Aselin ağzından

Berke beni bara götüreceğini söylemişti. Evet daha önce hiç bara gitmemiştim ve dolayısıyla ne giyineceğimide tam olarak bilmiyordum. Berkeye ilk önce begümlere uğrayabilirmiyiz demiştim. Oda kabul etmişti. Fakat bi sorunumuz var ben Begümün evini bilmiyordum. Hemen telefonumu çıkartıp Begüme mesaj attım ve ev adresini öğrendim.

Begümün evine vardığımızda ona olan biten herşeyi anlatmıştım. Tek dediği şey "Asel gitme bak pişman olursun. Berkeye güvenme. Heleki seni bara götürecekmiş hiç güvenme ona."

Ama onu dinlemeyip dolabından bişeyler seçtim. Saçım zaten dalgalıydı ona bişey yapmama gerek yok sanırsam.

Kıyafetimi giydiğimde gayet güzel görünüyordum.

Berke beni gördüğünde bi ıslık çaldı ve "vay canına" dedi. bu lafı gülümsememe neden olmuştu.

Bara vardığımızda Berke bi çocuğu gördü ve konuşmaya başladılar sen içeri geç ben geliyorum demişti. Bende dediğini yaptım. Barın içerisine girdiğimde ortamın pek sağlıklı olmadığına karar verdim. Hemen hemen herkes sarhoştu. Berkeyi biraz bekledikten sonra geldi ve bi masaya oturduk.

Aradan 1 saat falan geçmişti. Biraz fazla içtim heralde. Beynimde kuşlar uçuyordu. Berke ben geliyorum beni burda bekle demişti. Ama çok sıkılmıştım ve Begümlere gitmeye karar verdim. Çantamı aldım ve ayağa kalktım.

Dışarı çıktığımda düz ve karanlık bir yok vardı. Kimse yoktu herhalde.

Birazcık yürüdükten sonra karşıdan bi kaç kişi bana doğru gelmeye başladı. Hepsinin elinde bira şişesi vardı. Korkuyormuydum? Tabikide hayır. 1 önde 2 si geride durdu. Çocuk ilk önce beni bi süzdü. Bunlar sokak çocuklarına benzemiyordu. Gayet temiz ve zengin çocuğu gibi bi tipleri vardı.

"Bu saatte tek başına burda napıyorsun bakalım küçük." diyerek konuşmaya başlamıştı öndeki esmer uzun boylu çocuk. Hiçbirşey diyememiştim ne dicektim ki.

"Hm demekki konuşmuyoruz." dedi ve yanıma yaklaştı. Elleri bedenimi işgal etmişti resmen. Ama ben bunun karşısında hiçbirşey yapamıyordum. Bağırmıyordum, itiraz edemiyorumdum, hiçbirşey söyleyemiyordum.

Arkadan bi kahkaha sesi geldi. Arkamı bile dönemiyordum. O sırada esmer çocuk konuşmaya başladı.

"Ooo Çağatay abi hoşgeldin."

Çocuk bunu dedikten sonra istemsizce gözümden yaşlar döküldü. Nedenini bilmiyordum. Istemsizce Çağatay'ın yüzüne baktım. Yüzü ifadesizdi. 2 3 dakika sadece gözlerimin içine baktı. Çağatay konuşmayınca esmer çocuk konuşmaya başladı.

"Abi söyleyeceğin bişey yoksa biz gidelim." dedi ve elini belime koydu. Hemen itmeye çalıştım elini fakat o kadar güçlüydüki onun karşısında hiçbirşey yapamıyordum.

Ondan kurtulamayacağımı anladığımda tek çare Çağataydı. Gözlerinin içine baktım ve bana yardım et bakışımı attım. Tabi anladıysa aptal.

" Ege kızı bırak." dedi bunu söylediğinde içim rahatlamıştı.

"Ne!" Dedi Ege şaşırmış bi şekilde. Çağatay'ın ne söyleyeceğini gerçekten merak ediyordum.

"Benim işim bittikten sonra sana gönderirim dostum." dedi Çağatay kahkaha atarak. Onun kahkahasına Ege de katılmıştı. Ne bekliyordum ki zaten? Onun beni kurtaracağını falan mı? Benden nefret ediyordu. Ama yinede bu sözü içimde bişeylerin burkulmasına neden oldu.

Ege onu başıyla onayladıktan sonra beni ona attı. Çağataydan belimden tutup kendine çekti. O sırada Egegil ortalıkta görünmüyorlardı. Bi kaç dakika sonra beni duvara yapıştırdı ve

"Cezanı çekmeye hazırmısın sürtük?" Dedi sert bir şekilde ve dudaklarını boynuma gömdü.

Yasak Bölge❄️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin