Hafta sonu öğlen saatlerinde Tomlinson ailesinin evinde bir zil sesi yankılandı. Lottie küçük kardeşleriyle oynamayı bırakıp koşarak kim olduğunu bile sormadan kapıyı açtığında karşısında kendisinden epeyce uzun bir çocukla karşılaştı.
“Sen kimsin?” diye sordu kaşları çatılırken. “Abin evde mi?” Diye sordu yüzü berbat hâlde olan çocuk.
Lottie tam ağzını açıp bir şey söyleyeceği sırada Jay hızla kapıya doğru geldi. “Kimmiş kızım?” kapıda bu daha önce görmediği çocukla karşılaşınca aynı kızı gibi onun da kaşları çatıldı. “Kime gelmiştiniz?”
“Louis için gelmiştim.” Dediğinde Jay onun oğlunun arkadaşlarından birisi olduğunu zannedip çocuğu içeri davet etti. “Buyur, gel evladım. Louis odasında. Büyük ihtimalle uyuyordur.”
Harry bu tip samimi bir tepki aldığından dolayı şaşkın olarak ayakkabılarını çıkarıp içeri girdiğinde Jay ona oğlunun odasını tarif etti. Bu sırada Lottie saçlarını uçuşturarak kardeşlerinin yanına gidiyordu.
Harry ilk başta içeri girmekte biraz tereddüt etse de kapalı kapıyı tıklatmadan içeri girdi ve hemen ardından geri kapattı.
Yatağında tuhaf bir vaziyette yatmış olan oğlanı görünce kaşlarını çattı. Yatağa doğru yaklaşıp suratına baktı. Uyuyordu.
Birden bütün siniri geri gelince burnundan hızlı hızlı solumaya başladı. Uyuyan çocuğun yakasından tuttuğu gibi havaya kaldırdı.
Zavallı Louis uykusundan bu şekilde uyandırıldığı için ilk başta neler olduğunu anlayamasa da karşısında duran sinirli yeşilleri görünce biraz da olsa ayılmaya başladı.
“Napıyorsun amına koyayım.” Evdekilerin duymasından korktuğu için dişlerini sıkarak konuşmuştu.
Harry ise onu dinlemiyordu. Hâlâ yakasından tutuyordu ve bir anda onu ayağa kaldırıp duvara doğru bastırdı. “Bana bak gözlerini siktiğim...” diye lafa girdi Harry. “Bana niye yalan söylüyorsun amına koyayım?!” Mavi gözlü çocuğu biraz daha duvara bastırdı.
Louis, Harry ve duvar arasında bu kadar sıkışık kalmaktan rahatsız olduğundan yakasına yapışmış olan elden kurtuldu. “Ne diyorsun be? Hem evimi nereden buldun sen?” Şimdi ikisi de birbirine düşmanca bakıyorlardı.
“Sen benimkini nereden bulduysan ben de oradan.” Louis’nin gözleri Harry’nin kolundaki alçıya kaydı birkaç saniye. Ardından tekrar yeşillere sert sert bakmaya devam etti.
“Hani şu aptal çete size zarar vermişti? Hani dostlarının evlerine falan girmeye çalışmıştı? Nereden uydurdun bunları siktiğimin mavisi!” Harry'nin sesi biraz yüksek çıkınca Louis stres oldu. Evdekilerin tedirgin olmasından korkuyordu.
Tam o sırada odanın kapısı açılarak içeriye dolu dolu olmuş gözlerle tombik Daisy girdi. “Abi...” burnunu çekti. “Bu abi kötü mü?” deyip Harry’i gösterdiğinde Harry’nin gözleri büyüdü. Louis ise hızlı adımlarla kardeşinin yanına varıp onun boyuna kadar çömeldi ve saçlarına bir öpücük kondurdu. “Hayır güzelim, o iyi bir abi. Sen şimdi git ablanlarla oyna, olur mu?” Daisy tekrar burnunu çekip abisinin yanağına ufak dudaklarıyla bir öpücük kondurdu. Ardından penguen adımlarıyla diğer odaya ilerledi.
“Ne diyeceksen de ve git. Ailemi rahatsız ediyorsun.” tekrar Harry’nin yanına yürüyüp önüne geldi. “Demem gerekeni dedim zaten. Asıl şimdi senin konuşman gerekiyor. Bana o aptal yalanı neden söyledin?”
“İçimden öylesi geldi.” Deyip omuz silkti Louis. Harry ise sinirli ve ufak bir kahkaha atıp Louis'nin omzuna sağlam elini koydu. “Benimle dalga mı geçiyorsun?” elini sıktığında Louis gözlerini kapatıp ona yumruk atmamak için içindeki öfkeyi bastırmaya çalışıyordu.
Omzuna konan eli sinirle ittirdi. "Ne yani oraya gelip seni merak ettiğimi mi söyleseydim? Tabii ki yalan söyleyecektim. Hem sen bu işten herhangi bir şekilde etkilenmedin bile yalan söylemem neden bu kadar zoruna gitti anlamadım. Amacın ne de buraya gelip ailemi ve beni rahatsız ediyorsun?"
Harry suratına yayılan sırıtışla duvara yaslanarak elini çenesine götürdü. “Demek merak ettin?”
“Ne? Hayır, salak mısın?”
“Az önce kendin söyledin Louis.”
Louis yumruklarını sıkmış, kendisine pişkin pişkin sırıtan çocuğa bakıyordu. “Harry... Git lütfen.”
“İşine gelmedi değil mi?”
Louis ellerini yumruk yapmış bir vaziyette yeşillere baktı. Onu yaka paça evden atmamak için hiçbir sebebi yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sarmaşık | Larry Stylinson | TR version
Fanfikce"Bizi bulurlarsa..." dedi boş şişeyi sallayıp. "Döveriz." Deyip bacaklarını açarak iyice yayıldı Harry koltuğa. "O kadar adamı?" "O kadar adamı..." Harry&Louis Bottomlinson Bu bir çeviri değildir. Olaylar Türkiye'de geçiyor.