"... sonra arkasını dönüp uyudu." Dedim sıranın üstüne çıkmış, dizlerimi göğsüme doğru çekmiş bir vaziyette otururken.
"Yani şimdi ne desem bilemedim." Dedi Zayn kaşlarını kaldırıp dudağını büzerken.
"İkiniz de suçlusunuz. Hem ne diye kavga ediyorsunuz ki!" Diye azarladı Niall beni bir yandan cipsini ağzına doldururken.
"Bilmiyorum Niall. Onu kırdığımın farkındayım zaten, ayrıca böyle kalmak da hoşuma gitmiyor yani." Sızlanarak kafamı dizlerimin üzerine koydum.
"Git konuş o zaman. Şu an Liam'la birliktedir. Zayn'i de kat yanına git, konuş." Niall yanındaki Zayn'e bir omuz attı.
"Ben gitmem o kas yığının yanına." Ellerini havaya kaldırdı.
"Off, amma naz yaptın sen de amına koyayım. Hoşlanıyorsun işte çocuktan." Niall bunu der demez Zayn'nin kıpkırmızı kesildiğine yemin edebilirim.
Niall'ın omzuna bir yumruk geçirdikten sonra ayağa kalktı. "Siktir git." Sonra bana döndü. "Hadi, sen de kalk gidelim de konuş Harry'le." Kafamı sallayıp ayağa kalktım sıçrayarak.
Biraz sonra Harry ve Liam'ı bahçede banklarla otururken bulunca bu fikrin pek de iyi olmadığına karar vermiştim. Her ne kadar geç de olsa.
Çünkü kendileri etrafına dört - beş kızı almış, gülüşerek sohbet ediyorlardı. Sinirle Zayn'e döndüm. "Siktir et. Ben sınıfa gidiyorum." Tam arkamı dönmüştüm ki Zayn direkt koluma yapıştı. Bir yandan da bizi görmüş olan Liam bağırmaya başladı. "Zayn! Yanımıza gelsenize!"
"Hay sikeyim ya..." diye söylenerek önüme döndüm ve çoktan Liam'a doğru süzülen Zayn'nin peşine takıldım.
"...öyle işte kızlar." Tam yanlarına geldiğimizde Harry sözünü bitirip bana döndü. Gözlerimi devirerek banktaki boş yere oturdum.
"Ayh, eteğime oturdun!" Yanımdaki kız cırlayınca irkildim. Gözlerimi tekrar devirerek "Kusura bakma." Diye mırıldandım.
"Harry, doğum günün ne zaman? Sana hediye almak istiyorum." Dedi Harry'nim koluna yapışmış, ona pörtlek gözleriyle bakan kız. Resmen sınanıyordum burada.
Harry sahte bir şekilde güldü. "Şey, aslında..."
"Off, boş versene Harry'nin doğum gününü sen." Diye araya girdi Liam. Kolunu Zayn'nin omzuna atmıştı.
"Ama-"
"Aaa, ben şimdi hatırladım seni!" Yanımdaki kız diğerinin sözünü kesip bana döndü. "Sizi geçenlerde koridorda öpüşürken görmüşlerdi!"
"Ne? Kim?" Dedi kızlardan biri cırlayarak.
"Harry ve Louis işte!"
"Oha! Cidden mi?" Harry'nin kolundaki kız gözlerini büyütmüş bir bana bir de Harry'e bakıp duruyordu.
Birkaç saniyelik durgun ortamın ardından Harry pantalonunu düzelterek ayağa kalktı. Kolunu sarmış olan kızda mecburen ellerini çekmek zorunda kalmıştı. "Aslına bakılırsa evet, doğru görmüşler." Bana doğru gelip bileğimi yakaladı ve ayağa kalkmamı sağladı. "Şimdi izleninizle bu iki delikanlı kaçar." Kızlara göz kırpıp beni de arkasından sürükleyerek okula girdi. Ona direnmiyordum çünkü direnmemi gerektirecek bir neden yoktu.
Kuytu bir yer bulduğunda oraya girdi. Beni önüne alarak sırtını duvara verdi. "Çok yakışıklıyım galiba ben." Diyerek saçını arkaya attığında gülmeden edemedim.
"Hıı~ kesin öylesindir." Burnumu kırıştıtararak sesimi biraz değiştirdim.
"Birileri kıskanmış sanki."
"Ne alakası var? Kendini kandırma sümüklü." Gözlerimi kıstım.
"Sümüklü mü?" Deyip kahkaha atmaya başladı. Onun gülüşüne dayanamayıp ben de gülmeye başladım.
Kahkahalarımız dinmeye başladığında hızla eğilerek dudaklarıma sert ama kısa bir öpücük bıraktı. "Sakın bir daha bırakma beni tamam mı? Kendimi kaybediyorum bak."
Gözlerimi kapatıp bedenimi yavaşça gövdesine bıraktım. "Senin yokluğun yoruyor beni." Saçlarıma öpücükler bırakmaya başladı yavaşça.
"Özür dilerim. Konuyu sana açıklasaydım bu şekilde ayrı kalmazdık." Kafamı aşağı yukarı salladım.
"Eski sevgilinin seninle ne işi varmış?" Merakımı bir türlü bastıramıyordum işte.
"Klasik. Geri dönmek istiyormuş. Ama merak etme ben ona gereken cevabı verdim ve engelledim. İçin rahat olsun." Gülerek kafamı kaldırdım ve dudaklarını öptüm. "Seni seviyorum."
"Ben de seni bir tanem." İnce dudaklarımı birbirine bastırarak gözlerine baktım.
Bir süre sonra sanki bir şeyi hatırlamış gibi kıpırdandı. "Bu arada harika bir haberim var."
"Neymiş o?" Üstünden kalktım.
"Annem... Annem nihayet çıkabilecek." Sevinçle söylediği cümle beni de mutlu etti. "Gerçekten mi?"
"Evet, bir avukat vardı, o yardım etmiş. Annemin çıkmasını sağlayabilecekmiş. Ayrıca suçların asıl sahibi olan babam da bu sayede içeri girecek."
"Bu çok iyi bir haber! Senin adına çok sevindim Harry." Hızla kollarımı ona sardım. O da beni sımsıkı sardı.
"Görüyor musun? Hayatım seninleyken nasıl da düzene giriyor Louis."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sarmaşık | Larry Stylinson | TR version
Fanfic"Bizi bulurlarsa..." dedi boş şişeyi sallayıp. "Döveriz." Deyip bacaklarını açarak iyice yayıldı Harry koltuğa. "O kadar adamı?" "O kadar adamı..." Harry&Louis Bottomlinson Bu bir çeviri değildir. Olaylar Türkiye'de geçiyor.