B-17

4.5K 383 102
                                    

"Arya iyi misin kızım?" Diyen hocanın sesini duymamla kafamı sıradan kaldırarak hocanın yüzüne baktım.

Ne kadar boş gözlerle bakıyorsam artık, bir an irkildiğini hissettim.

Sınıfta kalan son birkaç kişiye de dışarıya çıkmalarını söyledi ve yalnız kaldığımızda tekrardan konuşmaya başladı.

"Arya bu aralar seni sürekli derslerde uyuklerken görüyorum, uyuklamayı geçtim ara sıra sana soru sorduğumda bile yüzüme sadece aynı şuan ki gibi ifadesizce bakıyor, sana söyleyip söylemediğimi bile kavrayamıyorsun" dedi, ifadesizliğimi bozmayıp, sabahtan beri yaptığımı yaparak sessizliğimi bozmadım. O ise devam etti.

"Gözlerinin altındaki halkalar morarmaktan da başka bir evreye geçmiş, çürümüş, her ne kadar makyajla kapatmaya çalışsanda görüyorum, bana ne olduğunu anlatmak ister misin?" Dedi babacan bir tavırla, ister istemez gözlerim dolarken, yanaklarımın içini sertçe ısırdım.

Hiç görmediğin şefkati başkalarında aramak...

"Neden umursuyorsunuz ki hocam? Haftalar geçmesine rağmen neden şimdi?" Dedim alayla.

"Ben senin yalnızca öğretmenin değilim Arya, yeri gelir arkada-" kahkaha atıp hemen söze atladım.

"Dersinize katılan olmadığı ve öğrencilerin çoğunu sıklıkla aşağılamanizdan dolayı sizden nefret ettiği için benden mi medet umuyorsunuz?" Dedim bir çırpıda ve onun şekilden şekile giren yüzüne ifadesizce bakıp tekrar dudaklarımı araladım.

"Komik"

Ardından sıradan çıkıp lavaboya yürüdüm, sanırım elimi yüzümü yıkasam iyi olacaktı.

Avuçlarımın içerisine doldurduğum suyu yüzüme çarparken, kapının açılıp, içeriyi tiz kahkahalarla doldurması bir olmuştu.

Aynadan beni gördükten sonra yüzlerindeki gülüşü sönen kızlarla bakışlarımı çevirdim ve yeniden avuçlarıma su doldurup yüzüme çarptıktan sonra dışarıya çıkmak için adımladım.

Kapıdan çıkarken kulağıma ilişen "Zaten çirkindi, şimdi daha bir boktan olmuş" diyen kızı duymamla duraksadım.

Derin bir nefes alıp kendimi sakin tutmaya çalışacaktım fakat çoktan sinir bütün hücrelerime yayılmış, ellerim titremeye başlamıştı.

Birden kendimin bile şaşıracağım bir hızla kızın yanına gidip boğazına yapıştım. Yanındakilerin attığı korku dolu çığlık ve boğazına yapıştığım kızın nefesinin tıkanması saniyeler içerisinde gerçekleşmişti...

"Bana mı dedin sen onu?" Diye var gücümle bağırdım.

Herkes bu ani çıkışıma şok içinde bakıyor, her zaman sadece laflarla iğnelememe alışan kızlar hayretle yaptığımı izliyordu.

Bütün söyledikleri, bütün şeyler gözlerimin önünden bir film şeridi gibi geçti, o an gözümün karardığını, her şeyi yapabileceğimi hissettim. O an yıllardır içimde her daim beslenen fakat benim ortaya çıkmasın diye kendimden bile vazgeçtiğim kişiliğim, kırdığı kafesinden bütün birikmişleriyle fırladı.

Ne ara kızı duvara ittim, ne ara saçlarını kavrayıp, vücuduna yumruklarımı geçirmeye başladım bilmiyordum, tek bildiğim şey, sayısız kez 'Yeter' diye bağırmamdı.

"Yeter! Anlıyor musunuz yeter! Dayanamıyorum artık" dedim ve kolumdan tutan, altımda çaresizce çırpınan kızı kurtarmaya çalışan kimseyi umursamayarak tırnaklarımı yüzüne geçirip onun acı dolu çığlığıyla beraber sertçe çektim.

Çığlığı öyle kuvvetliydi ki, diğer kızların sesiyle beraber lavaboda yankılanan sesler, elimin altında ki kızı anında bırakmamı sağladı, ben az önce ne yapmıştım?

Bana dehşetle ve yüzlerinde okunan saf öfkeyle bakan onlarca yüz, elimde ise ilk defa kendimden başkasının olan kanın sıcak ve yoğun dokusu...

Bedenim zangır zangır titrerken, ben kendimi tanıyamadım. Ben gerçekten az önceki yaşananları yapan kişi miydim? Bir köşede acizce ağlayan o kıza bunları ben mi yapmıştım? Yutkundum.

Dayanamıyorum.

...

Karşımda kırmızı görmüş boğa gibi bana bakan babam, yanımda ise sesindeki şaşkınlığı gizleyemeden konuşan müdürümüz.

Eve gidince neler olacağını biliyordum, çok iyi biliyordum ama neden bu kadar sakindim?

Öylece tırnaklarımın arasındaki kurumuş kanlı derilere bakıyor, soğukça etrafı süzüyordum.

Sanırım ben bir şeyleri düşünmek için bile yorulmuştum...

...

BENCİLSİN / Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin