Final

5.4K 445 344
                                    

Finale özel bol oy ve yorum ✨

...

Kamerayı biraz daha kendime çevirdim ve yüzümün iyice gözükmesini sağladım.

"Nasıl? Şu an daha net gözüküyor muyum?" Canlı yayında mesajlara göz atarken bana küfredenler ve bir sürü iğrenç sıfatlarda bulunanlarla birlikte kıkırdadım.

"Çok güzel şeyler yazıyorsunuz, merak etmeyin bu yayını açma amacımı en kısa sürede öğreneceksiniz ilk önce onur konuklarımız da gelsin" gülümseyerek söylediklerimden bir süre sonra Ömer, babam ve hemen ardından abimin de canlı yayına gelmesiyle sevinçle ellerimi çırptım.

"Ah! Evet onur konuklarımız da geldii" dedim.

"Sizin vaktinizin en fazla yarım saatinizi çalacağım, bu süre zarfında lütfen hepiniz mümkün olduğunuzca yayında kalın" diye konuştum yeniden. Tekrardan güldüm "Şu an 'senin için mi vaktimi harcayacağım' diyenleri duyar gibiyim her neyse, konuya gelelim" anlatacaklarım ağırlığından dolayı sıkıntılı bir nefes aldım.

Sürekli titreyen telefonuma kısa bir bakış attığımda babamın olduğunu farkettim, umursamadım, beni bulamazdı. Ayrıca, gecenin devamında daha çok arardı...

Şu an nereden başlayacağımı kestiremiyordum ama bir an önce başlamam gerektiğinin farkındaydım, saat 23:32'ydi az kalmıştı.

"Evet öncelikle size geçirdiğim muhteşem çocukluğumdan bahsedeceğim.

Babamın nefret ettiği görmeye tahammül edemediği biricik evladıydım, her seferinde onu memnun etmek için çocuk halimle uğraşır, ödevlerimi eksiksiz yapar, öğretmenlerimi memnun edersem saçlarımı okşayacağını düşünürdüm.

Ama babam hiçbir zaman saçlarımı okşamadı.

Buraya size ajitasyon yapmaya geldiğimi düşünüyorsunuzdur ama her neyse.

13 yaşıma kadar çok çok uğraştım ama babam benim yerime hep çok değerli abimin saçlarını okşuyor, ona güzel sözler söylüyor, benden esirgediği öpücüklerini hep ona veriyordu. Bu zamana kadar her olayda azarladı, en ufak birisine iyilik ya da kibarlık yaptığımda yaşadığım psikolojik baskılar dün gibi aklımda, çıkmıyor zihnimden" dedikten sonra yeniden derin bir nefes aldım, ekrandaki yansımamı boş gözlerle izliyordum.

Şu an babamın itibarını ne kadar zedelediğimin farkındaydım, fakat bu kimin umrundaydı? Devam ettim

"Günlerce aç kalıyordum, hiçbir şekilde bana elini kaldırmıyordu ama her dizlerinin üstünde çöküp yüzünü yüzüme yaklaştırarak bağırması, saatlerce dayak yemeyi kabul ettirirdi.

İnsanlara iyi davranmam onu çileden çıkartıyordu, çünkü onların da benden nefret edip hiçbir zaman tatmadığım, tadamayacağım sevgi ve merhamet duygusunu bilmememi  istemiyordu.

Neden?" Kocaman bir kahkaha attım, sanırım kafayı yiyordum..

"Çünkü ben anneme benziyordum, onu bırakıp giden anneme. Ondan çıkartamadığı nefretini benden çıkartıyordu.

Günlerimi daha da içime kapanarak geçiriyordum, her gün biraz daha fazla,  daha fazla..

14 yaşımdaydım, liseye geçmeme üç ay kalmıştı, sonra bir gece-" nefes alamadığımı hissettim, gözümden süzülen yaşı hızlı ve sert bir şekilde sildikten sonra konuşmaya hemen devam etmeye çalıştım, yoksa anlayamazdım biliyordum. Şu ana kadar mimik oynatmamıştım ama şimdi.

Tekrar söze girmeden önce telefonuma yeniden kısa bir göz attım, sayısızca aramalar ve mesajlar vardı. Ömer ile olan sohbete girdim ve olduğum yerin konumunu attım, 15 dakikaya burada olurdu, yakındı buraya her şeyi çok önceden ayarlamıştım.

"Sonra bir gece sözde 'abim' odama geldi, içmişti yalpalıyor ve iğrenç kokuyordu. Yaklaştı yaklaştı ve yaklaştı, ta ki benim yatakta geri geri sürünen küçük bedenimin yanına gelesiye kadar.

Deli gibi ağlıyor, çığlıklar atıyor, vücudumdan ellerini çeksin diye çırpındıkça çırpınıyordum, en sonunda babacığım çığlıklarıma kayıtsız kalmayıp geldi ve benim titreyen bedenime yırtılmış kıyafetlerime kısa bir göz attıktan sonra oğlunun kolundan tuttuğu gibi gitti.

Evet beni öz abim taciz etmişti"

Umursamazca söylediğim ama içimi yakan şeylerden sonra yorumlara baktım, hiçbir şey yazmıyordu, bana nefretine kusanlara ne olmuştu şimdi?

"O günden sonra yemek yemeye başladım, öğünlerimi arttırdıkça arttırdım yedikçe yedim ve hemen ardından odama koşup kapıyı kilitleyerek babamın gözüne gözükmedim. Artık kilo alıp çirkin bir kız olmak istiyordum, sonuçta o zaman abim beni beğenmez ve yaklaşmazdı değil mi?"

Liseye geçtiğimde sadece ve sadece görünmez olmak istemiştim, hiç kimseye ilişmeden okul hayatımı bitirecek ve babama diğer bir yönlü olarak istediğini verecektim.

Neden bunu yaptınız?"

Derin bir nefes aldım yine ve yeniden.

"Bana yaptığınız zorbalıkları tekrardan hatırlatayım mi? Beni kendi ellerinizle böyle yaptınız, siz beni bu hale getirdiniz, neden bana yaptıklarınızı size yaptığımda benden nefret ettiniz? Beni küçümsüyor, eziyor, en ufak şeyde rezil ediyordunuz, kendinize yapıldığında neden öyle tepkiler verdiniz?" Kapının yumruklanmasıyla kıkırdadım, saate baktım 24:56'ydı. İstese de o demir kapıya bir şey yapamazdı beni karşıdaki boydan boya kurşun geçirmez camdan izleyecekti. Çok geç kalmıştı artık...

"Arya aç şu lanet kapıyı" umursamazca omuzlarımı silktim ve onun hızlı adım seslerinin pencereye ilerleyişini dinledim.

Biraz beklemenin ardından göz göze geldiğimizde, gözleri önce bedenimi sonra odayı hızlıca taradı, odada görmesini istediğim şeyi gördüğündeyse gülümsedim.

"ARYA!" diye bağırışları kulağıma sinek vızıltısı gibi geliyordu.

"Güzelim yapma nolursun aç şu kapıyı!" Dediklerine aldırış etmeden ayağa kalkıp kamerayı ayarladım. "Evettt, son bir gösteri" dedim ve yavaş yavaş sandalyeye yaklaştım.

Adım seslerim, telefonumun titreşim halindeki sesi ve Ömer'in çığlıkları eşliğinde yalvarışları.

Ben bu zamana kadar kimseyi memnun edememiştim, kimsenin istediği kişi olamamıştım, ben bu hayatta hiçkimsenin hiçbir şeyi olamamıştım...

Sandalyeye çıkıp, boynuma geçirdiğim halatla birlikte ilk önce kameraya kocaman gülümsedim, birçok yorum yağıyordu.

Sonra ise gözlerimi sözde beni seven adama çevirdim, gözleri kızarmış ardı arkasına yaşlar akıtıyordu.

Öldüğümde kimsenin umrunda olmayacaktım, abim benden nefret edecekti, ya da çok ama çok düşük bir ihtimal biraz vicdan azabı çekip yeniden öfkelenecekti, babam da aynı şekilde olacaktı.

Ömer... O da unutacaktı, hem de kendisine 'seni asla unutmayacağım' dedikten sonra bile o kadar güzel unutacaktı ki beni, kendisi de zamanı geldiğinde şaşıracaktı.

Ben bu sonu hiç kimse için yapmıyordum, ben artık sadece bencil olmayayım istiyordum.

Ben artık geceleri sessiz sessiz ağlamayayım istiyordum.

Ben artık huzur istiyordum...

Saattin sıfır sıfır olduğunu gördüğümde gözlerinin içine bakarak en sıcak gülümsememi sundum ona, her zaman yazdığım gibi kocaman gülümsedim.

Altımdaki sandalyeyi ittirmeden önce mırıldandım.

"Yeni yaşım kutlu olsun..."

...

Bu bölümden sonra 'Son' diye bir kısım daha yazıp paylaşacağım ama ne zaman olur bilemiyorum.

Sizleri özleyeceğim ama bana ne olursa olsun her zaman yazabileceğinizi unutmayın.

BENCİLSİN / Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin