Yaklaşık on adımlık bir mesafe kadar uzağımda, duvarın yarısını kaplayan pencerenin önünde arkası dönük bir şekilde duruyor.
Giydiği siyah gömleği, uzun olan boyunu ve geniş omuzlarını daha da belli ediyor, daha birkaç dakika önce karıştırdığını belli eden dağınık saçlarıyla tam bir tanrı gibi görünüyordu.
"Vayy beee prensten tanrıya, sen bu çocuk hakkında fikir yürütme Adeline sonra mazallah tanrı falan çıkar ben kaldıramam şuracığa yığılırım bak."
İçimden geçirdiğim şeyleri önemsemeden son bir kez daha baştan aşağı süzdükten sonra içimden geçirdiğim şeyle ister istemez ağzımdan küçük bir gülücük firar etti.
"La kasa da kasa ha!"
Ondan da gelen bir kahkaha ile gülüşüm yüzümden yavaş yavaş silindi.
"Keşke bütün kızarmalarımı şuana saklasaydım yüzüm kalsaydı kızarırdım eminim ki."
Arkasını dönmeden konuşmaya başladı.
"Öncelikle senin çok güzel bir yüzün var hatta tanrıçalardan bile daha güzel.
İkinci olarak da seni ve içinden geçirdiğin şeyleri aynı kişi olarak mı kabul edeyim yoksa farklı kişiler olarak mı kabul edeyim ona göre tepki verece-."
Daha sözlerini bile bitirmeden arkasını dönmesi ile sözleri havada asılı kaldı.
Beni görür görmez bütün laflarını yutarmışçasına yutkundu.
Gözleri baştan aşağı beni süzdü ardından yavaş yavaş tekrar yutkundu.
Sanki beni görmesini hazmetmek zormuş gibi bir yutkunuştu bu.
Gözleri, titredi ve en parlak yıldızları bile imrendirecek bir biçimde ışıldadı.
Bu sefer onun içinden geçirdiği şeylere kahkaha atan ben olmuştum.
"Gördün mü kasayı aslan parçası, tükürdüğünü daha tüküremeden yuttururlar adama."
İçinden geçirdiği bu sözlerin ardından yüzüme usulca süzülen birkaç perçemi büyük bir özgüven ile arkaya savururken yürümeye başladım.
Aramızdaki bu kısa mesafeyi aşıp yanına vardığımda sanki unuttuğum bir şeyi hatırlamış gibi bir ses çıkararak ellerime üzerimden hayali küçük topçuklar aldım ve onları Pars'a uzattım.
"Al gözlerini, bende kalmasınlar sonra benim yüzümden kör kalmanı istemem."
Konuştuğumu yeni fark etmiş gibi kafasını iki yana salladı ve öksürdü.
Koluna girmem için kolunu uzatırken ekledi.
"Senin için kör kalacaksam, gözlerim bir ömür sende kalabilir."
Ben yine dalga geçtiğini düşünerek ondan çapkın bir gülüş görmeyi beklerken ciddi yüz ifadesini görmek beni dumura uğratmıştı.
Ciddi miydi dediği şeyde.
Yüzümde bir tebessüm oluşurken kendimi tembihledim.
"Hayır Adeline gardını bu kadar kolay indirme iki güzel söze hemen eriyen kızlardan değilsin sen, tamam belki de öylesin ama bunu belli etme en azından."
Ardından kolunu bana doğru yeniden uzatarak ekledi.
"Gidelim mi ?"
O gördüğüm garip rüyadan sonra duraksadım.
An itibarı ile iki önemli karar almıştım.
Asla koluna girmeyecektim ve öyle kelimesini kullanmayacaktım.
Bay çapkın baş belası yüzünden yeni fobim oluşmuştu.
"Tam bir drama quuensin Adeline,
Çocuğun ne suçu var?
Senin garip garip rüyalarının suçu.
Rüyanı da değiştirecek değil herhalde.
O yapar, garip garip güçleri var zaten güvenmiyorum ben ona.
AAA bu kadar hızlı olmayın derken ben bunu kast etmiyordum ayıp oluyor artık girsen mi çocuğun koluna.
Ya bana niye bu kadar özendin diye sorarsa!
Ben yine aynı sahneyi yaşamak istemiyorum.
Hem baksana yiyecek gibi bakıyor."
İçimdeki kaosu görmezden gelerek ve rüyamdaki sahnenin gerçekleşmemesini dileyerek uzattığı koluna girdim.
Bakışlarımı yüzüne doğru çevirdiğimde gördüğüm şey karşısında şoka uğradım.
Yanakları kıpkırmızıydı.
Gördüğüm manzaranın doğruluğundan şüphe ettiğim için gözlerimi birkaç kez kırpıştırdım.
Evet bu gördüğüm kesinlikle gerçekti.
Bu haliyle kesinlikle sekiz yaşındaki masum bir çocuk gibi görünüyordu.
Gördüğüm bu manzara karşısında sıcak suyun içine atılmış bir buz parçası gibi eriyen kalbimin verdiği emirle kesinlikle sonrasında çok pişman olacağım bir şey yaptım.
Girdiğim kolundan destek alarak parmak uçlarıma ağırlığımı vererek kendimi yukarı yükselttim.
Burnuma dolan buram buram karamel kokan tıraş losyonu ve onun kendine has kül kokusu eşliğinde dudağımı pürüzsüz yanağına bastırarak küçük bir buse bırakarak hemen kendimi geri çektim.
________________________________________________________________________________
Ağağağağğağğağğa
Ağlamıyorum sadece gözüme biraz Parsline çifti kaçtı ,allahım çok tatlılaaaarrrr.
Şuana kadarki en iyi bölümlerden biri olabilir offff çok tatlıydıııı.
Bölüm hakkındaki görüşleriniz nelerdir?
Küçük öpücük hakkındaki görüşleriniz nelerdir?
Parsline çifti hakkındaki fikirleriniz nelerdir ?
Başka bir bölümde görüşmek üzere kendinize çoook iyi bakın.
Muhhhteşem günler diliyorummm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ADELİNE
FantasyFantastik sıralamasında 40.oldu Bütün evrenlerin sorumluluğu hafızasını kaybetmiş 18 yaşındaki bir kıza yüklenir ise ne mi olur? Hadi gelin Adeline Clark'ın nefes kesen bu macerasına beraber tanık olalım. 18 yaşında olan. Adeline in hayal meyal hat...