15.bölüm Pars

109 20 18
                                    

                       Pars Dean

                     Üç gün önce

Şoktaydım.

Tam anlamıyla şoktaydım.

Az önce Adeline beni öpmüştü.

Cümleyi içimden tekrarlayıp az önce olan olayın farkına vardığım zaman beynimin içinde büyük bir ışık yandı.

Bu yanan ışık vücudumun her yerinde farklı etkilere yol açarken kalbim boğazımda atıyor, taş fırına atılmış gibi her yerimi yakıp kavuruyor, basan bu sıcaklıktan dolayı boncuk boncuk terler akıtıyordum.

Ben olayı daha yeni idrak ederken Adeline'in attığı korku dolu çığlıkla beraber yanımdan hızla koşarak kaçması olduğum yerde sendelememe neden oldu.

Şokta olduğumdan dolayı  arkamı geç dönmüş olmalıyım ki, koştuğu yöne baktığımda beni bom boş ,ıssız ve tamamen sessiz olarak karşılayan koridorla bakışmış olduk.

Artık iradem yavaş yavaş elime geçmeye başladığında son hız onun koştuğu yere doğru koşmaya başladım.

Daha dakikalar önce karıştırdığım saçlarımın bir kaç tutamı gözlerimin önüne seriliyor, görüş açımda küçük siyahlıklara neden oluyordu.

Telaşla hem koşuyor, hem de arada durup etrafa bakınarak onun adını haykırıyordum.

Artık koridor çıkmaz bir yerde bittiği zaman içimi telaş ve endişe tamamen doldurmuştu.

Koşmamdan kaynaklı olarak ağızımdan sık sık aldığım nefesler eşliğinde belki bir umut ordadır diye revire ışınlandım.

Fakat burda da beni karşılayan daha önceden orada yattığı, üzeri son derece kusursuz bir şekilde örtülü hasta yatağı ve daha önce kimse burada bulunmamış gibi tamamen tertemiz hale gelen kimsenin olmadığı boş bir oda olmuştu.

Havanın yavaş yavaş kararmaya başlaması okulun her yerinde bulunan meşalelerin içeriyi aydınlatma görevini güneşten devr almasına neden oluyordu.

Artık Güneşin de yavaş yavaş inzivaya çekilmesiyle içimdeki endişe korkuya dönüşürken olabildiğince vakit kaybetmemeye çalışarak Spitha Kalesine ışınlanmak için harekete geçtim.

Bu sırada mühür de deli gibi sızlıyordu.

Mührün bu denli sızlaması beni daha da korkutuyor, Adeline'in başına bir şey gelip gelmediği hakkında iyice endişeye kapılıyordum.

Bütün bu karamsar duygularımla beraber son hız Spitha Kalesine ışınlandım.

Bu Kalenin sahibi Fotia krallığımızın en önemli ve ünlü Şövalyelerinden Hadrick'ti.

Bir şövalyenin Kaleye sahip olması için ülkesi adına önemli işler veya fedakarlıklar yapması gerekiyor, bunlarla sınırlı kalmayıp kendini halka ve krallığa kanıtlaması, asil bir soydan gelmesi, maddi durumunun da oldukça yüksek olması gerekiyordu.

Ancak ve ancak bu şartları taşıyan bir Şövalye Kale sahibi olabilirdi

Bunlar dışında zengin soylularımızın hepsi rahatça bir Kaleyi satın alabilir ya da inşa ettirebilirdi.

ADELİNEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin