İndirdik göklerden aşkları..
Kimdik biz,
Yürüdük bu yolda, korkusuzca?-----
Lay, baş meleklerin yanında sakin kalmaya çalışsa da, pek başarılı olamıyordu.
"Bunu görmezden gelemeyiz." dedi baş melek Lee.
"Planımızı doğru bir şekilde yapmalıyız. Karşımızda bir kral var ve.. sahip olduğu meleği öylece ortada bırakmaz." Diye cevap verdi diğer baş melek Choi.
"Neden sadece olmamış gibi davranmıyoruz? Neden ölümler tekrar olmaz zorunda? Biz meleğiz ve ölümleri önlemek bizim işimiz değil mi?" Aralarında ki en anlayışlı ve son baş melek olan Jeon.
Lay en sonunda sessizliğini bozdu. Ufak bir sahte öksürük ile dikkat çekti önce. "Savaşmak yerine neden onları vazgeçirmeye çalışmıyoruz?'
Baş melek Lee Lay'e döndü. "Vazgeçirmek sence doğru bir yol mu? Şimdi Vazgeçseler bile tekrar yapmayacaklar mi? Onları ortadan kaldırmak en doğru olanı."
"Bunu yapmak istemiyorum. Son olanlardan sonra.. yapmak istemiyorum." Dedi Jeon.
Bir süre sessizlik çöktü ortaya. Cennette, herkesin eşit olduğunu temsil eden, hepsinin birbirine eşit derece uzaklıkta olduğu yuvarlak masada oturuyorlardı.
Baş melek Lee ayağa kalkarak tüm dikkati üstüne çekti. "Biz öldürmeyeceğiz. Zevkle yapacak kişilere bırakacağız."
"Geriye kalan altı prens.." dedi fısıltıyla Choi.
"Kim Taehyung. Kai'nin yerine o geçmeli. Bu görevi keyifle yapacağını biliyorum. Bunu başardığında Kai ölmüş olacak.. ve melekte öyle."
Lay derince nefes aldı.
"Lay."
Baş melekten adını duyunca hızla ayağa kalktı. "Efendim?"
"O prensi bul ve anlaşmayı yap."
Lay hızla kafasını salladı ve dışarı çıktı. Yapabilir miydi? Yapmak zorundaydı? Ama nasıl yapacaktı? O melek.. onun kardeşiydi.
****
"Sizi kapının dışında bekleyen biri var, lordum."
Kai, bekleyenin varlığını hissedemiyordu. Bir şeytan değildi bu yüzdeni melek ya da azrail olmalıydı. Baş işareti ile geleni onayladı. Boş çerçeveyi yüzüstü masaya çevirerek kapıya odaklandı. Yalnızca bir dakika içinde içeri melek girmişti.
Kendisine ait olmayan bir melek.
Kai gülümsedi, "Buraya girmeye cesaret eden ikinci meleksin." dedi alayla. "Ne istiyorsun?"
"Kardeşimi korumanı." dedi melek son derece ciddiydi. "Şayet verdiğin sözü tutmama gibi bir niyetin varsa seni hemen şimdi burada öldüreceğim."
Kai ufak bir kahkaha bıraktı. İşaret parmağını ona doğru uzattı ve kaşlarını bir şey hatırlamak ister gibi çattı. "Lay, değil mi?" Bir kaç adım attı ve tekrar gülümsedi. "Baş meleğin ayakçısı."
"Yardımcısı." diye düzeltti Lay. "Lord olduğun için kendini bu kadar üstün görme Kai, seni tek hamlede öldürmeye yetecek koz verdin düşmanların eline."
Kai düşünür gibi dudaklarını büzdü. Ellerini siyah kot pantolonunun cebine soktu. "Koz olduğunu nereden biliyorsun?" diye sordu meleğe. "Ya onlara yem attıysam?"
Lay bir anda şeytana ilerleyerek, bıçağını boğazına dayadı. "Kardeşim senin oyuncağın değil!"
Kai, parmağının ucuyla geri itti boğazındaki bıçağı. "Hangi cephede olduğunu anlayamıyorum, düşman mısın, dost mu?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şeytanla Dans Et // KaiSoo
Mystery / ThrillerMasum bir aşk öyküsü değil, delice yaşanmış öyle bitmiş. Kör eden büyük aşkları, biraz bunu hak etmiş. Yan çift; HunHan - ChanBaek