Şeytanla Dans Et // KaiSoo

Diğer Yarım

Bazı ruhlar dünyaya gelmeden, diğer yarısını bulmuştur.
Dünyada tekrar karşılaştıklarında, bu sefer onları hiçbir güç ayıramaz.
Aşk bu yüzden kutsaldır.

---------

"Gerçekten aptalsın."

Kyungsoo iç çekti. Evet aptaldı.

"Başka şansım yoktu."

"Evet vardı!" Sehun ona sinirle yürüdü. "Onunla başa çıkabilirdim!"

Sehun azraildi. Kyungsoo ile iş birliği yapıp, hastanede ölen insanları diğer tarafa geçiriyordu. Ve gerçekten, delinin tekiydi.

"Sehun ikimizde biliyoruz, ona karşı çıkamazdın."

Sehun bir ileri bir geri gidiyordu Kyungsoo'nun odasında. Sinirliydi. "En azından denerdim! Yardım alırdım!"

"Kimden!? Tanrıdan mı?!" Kyungsoo'nun sabrı taşıyordu.

Sehun tam konuşacağı sırada bir anda durdu. Kyungsoo, onun şuan bir şey hissettiğini biliyordu. Bir anda ortadan kaybolduğunda ise durumun ciddi olduğunu anladı.

İçi huzursuzdu.

Bir anda içindeki huzursuzluk daha da büyümüş ve hemen ardından omzunda büyük ve sert elleri hissetmişti.

"Neden bu kadar gerginsiniz doktor bey?" Kulağına fısıldamıştı Kai.

Kyungsoo derin bir nefes aldı ve koltuğunda dönerek Kai'ye baktı.

Kai, Kyungsoo'nun dönmesi ile ellerini sandalyenin iki yanına koyarak ona doğru eğilmişti.

Gülümsüyordu çünkü lanet olsun, gülüşünün bir çok insanı etkilediğini biliyordu.

Kyungsoo'yu da etkileyecekti.

"Neden buradasın?" Dedi Kyungsoo sakince.

Kai tahrik edici bir şekilde dudaklarını yaladı "Senin için."

"İşteyim Kai. Başka zaman."

Kyungsoo sandalyeyi döndürmek istemişti fakat Kai ona engel oluyordu.

"Anlaşmamızda yer ve zaman belirtmedik."

Kyungsoo derin nefes almamak için direndi. Çünkü şeytanın fazlasıyla cezbedici bir kokusu vardı.

"Evet belirtmedik çünkü işime saygı duyacağını düşünmüştüm."

Kai kahkaha attı.

Fazlasıyla.tahrik.edici.bir.kahkaha.

"Ne kadar melekçe bir düşünce bu böyle." Hala gülüyordu. Ve güldükçe Kyungsoo'ya yaklaşıyordu. "Ben şeytanım, bebeğim.. senin zor duruma düşmen benim umurumda değil."

Kai, boynuna değen soğuklukla durdu. Dalgayla bakan gözleri buz kesmişti. Gülüşü solmuştu. Gözleri Kyungsoo'ya baksada, aslında ilgilendiği o değildi.

"Bu ne cüret?"

"Ondan uzak dur. Derhal."

Evet, Oh Sehun'un deli olduğunu yazmıştım. Kai'ye kafa tutacak, hatta tırpanını boğazına dayayacak kadar deli.

Kai kafasını çevirdi ve ölüm meleğine baktı. "Oh Sehun." dedi yavaşça. "Yerinde başka bir ölüm meleğinin olmasını her şeyden çok isterdim."

"Anlaşmamız!" oturduğu yerden bağırdı Kyungsoo ve Kai'in gözleri onu buldu. "Kimseyi öldürmeyeceksin!"

"Evet biliyorum." Gülümsedi. "Öldürmeyeceğim."