kaybettim ben zamanı.

648 152 138
                                    

Muz balığı için mükemmel bir gün

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Muz balığı için mükemmel bir gün.

Salinger'i okumaya başladığımda elimin değidiği ilk eseri bu öykü olmuştu. Lisedeydim ikinci dünya savaşına ilgiliydim ve lise biterken benzer isimli manga serisini keşfettiğimde on sekizime basmak üzereydim.

Ve şimdi yaşım yirmi üç olmuşken içim çıkana kadar anime serisine ağlıyordum.

Jeongin dehşet içinde salonda, yerde cenin pozisyonunda ağlayan bana baktı.

"Jisung yeter artık biraz daha ağlarsan beynin burnundan akacak."

"Bu tıbben mümkün mü?" dedim sümük dolu burnumu çekip.

"Sen başarmak için bir yolunu bulacaksın gibi geliyor." dedi başımı yasladığım battaniyemin yanına otururken.

"Sen izlesen sen de ağlarsın."

"Ağlayacak olsam buna büyük ihtimalle uzmanlık sınavı sebep olur." dedi, kulağımdaki kulaklığı çekiştirip çıkardı.

Yavaşça yerden doğrulup burnumu seslice sildim. Küçük bir yığın olmuş peçetelere bir tane daha eklerken Jeongin cidden halime üzülüyor gibiydi.

Acımasız birisi değildi ama çok vicdanlı biri de değildi Jeongin. Çoğunlukla arkadaşları ile eğlenmeyi seven - hedonist- ve aynı zamanda kazanma odaklı -pragmatik- bir karakteri vardı.

Felsefe hayatına sadece bir lise dersi olarak dahil olmuş, bununla beraber; yay burcu yerleşimlerini daha çok Zeus hovardalığı boyutunda yaşardı.

Götü başı ayrı oynardı yani.

Özetlersek.

"Neyin var senin?"

"Yok bir şeyim." dedim anlamaz bir halde.

"Sürekli üzgünsün sık sık sinirleniyorsun ve eskiden yanından ayırmadığın o kartlarını bile geçen kitaplığın arkasında buldum evi süpürürken."

"Mistizme inanmıyorum diyen sen değil miydin?" dedim kış soğuğundan çatlamış ellerimi hırkamın ceplerine sokup.

"Ama sen inanıyorsun."

"Ve sen bununla defalarca dalga geçtin?"

"Jisung konunun bununla ne alakası var?"

"Kartlarımı kullanmamam seni daha çok memnun etmeli diyorum."

"Sormadım say." dedi ayağa kalkıp.

"Sormadın zaten." dedim yüz üstü yere uzanıp.

"Sen hiçbir zaman doğru soruları sormuyorsun Jeongin,  sendeki araştırmacı ruh çoktan ölmüş."

"Başlama gene şu adli zırvalıklarına."

Derin bir nefes alıp gözlerimi kapadım. Jeongin'in bazen okkalı bir tokatla yerinden çıkarmak istediğim çenesi ise tekrar hareket etti. Fakat beklediğimin aksine.

Ay Carmela! jeongsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin