13. bölüm

1.7K 87 2
                                    

Sabah başında ki şiddetli ağrıyla uyandı Seda. Gözlerini zorlukla açabilmişti. Nerede olduğunu anlamak için yanın da yatan Kader’i görmesi yeterli olmuştu. Ses çıkarmadan yataktan çıktı ve banyoya gitti. Kısa bir duş alıp saçlarını hafiften kuruttu. Kader’in dolabından askılı siyah kısa bir elbise alıp üstüne geçirdi ve alt kata indi. Mutfağa yöneldiğinde Cenk’i gördü. Bir iki saniye duraksamadan sonra girdi mutfağa,

“Günaydın erkencisin” diyerek konuşmaya başladı. Onunla genelde yalnız kalmak istemese de şuan başka seçeneği yoktu.

“Günaydın kahve ister misin? Ayrıca bu kadar çabuk uyanmanı, ah pardon ayılmanı beklemiyordum.” Diye laf sokmayı da ihmal etmedi. “İyi olur başım çok ağrıyor ağrı kesici var mı?” diye sordu bu defa genç kız. “Var ama önce kahvaltı etmelisiniz. Ben zaten hazırlamaya başladım sende beklerken kahveni iç ve ayıl biraz daha. İçmemen gerektiğini Kader söylemiştim sana söylemedi mi?” bunları kızgınlıkla söylemişti. Bu kız hiç laftan anlamıyordu. O şerefsizin ona sokulduğunu gördüğünde deliye dönmüş ve bir saniye daha beklemeden soluğu onun yanında almıştı. Adama geçirdiği yumruğu bile az bulmuştu. Başka bir yerde görünce kafasını koparmayı planlıyordu. İyi ki Batu’yu dinleyip o bara gitmişti. Yoksa bu kız bir zamanlar onun yatağında olduğu gibi sarhoş haliyle o adamında yatağında da olabilirdi. Bu düşünce sinir sitemine zarardı.

“Ne yapacağımı sana soracak değil Cenk. Beni kardeşinle karıştırma yada hayatında ki her hangi biriyle.” Bu son söz sevgilisi olacak kızlar içindi. Yalnız kalmak ona göre değildi bunu öğreneli çok olmuştu.

“Şu haline bak çok mu hoşuna gidiyor sarhoş gezmek? Ya o adam sana bir şey yapsaydı…” bu sözler genç kızın sesiyle yarıda kaldı…

“Senin gibi mi? “ bu soru genç adamın kaşlarını çatmasına neden olmuştu. Öfkesi artık sınıra ulaşmıştı.

“Evet benim gibi. Yine uyandığında kendini tanımadığın bir adamın yatağında bulmaman için.” Bu sözler çok ağırdı ama umursamadı Seda. “Onu tanıyordum ama birkaç kez takıldık” öyle rahat konuşuyordu ki Cenk’in yüzünde sinirden bir kas seyiriyordu. Hep böyle acımadan sarf ediyordu sözlerini genç kız. Ona kendisinden sonra başkalarının dokunması canını yakıp geçiyordu.

“Takıldınız demek” dedi imayla sırıtarak ve kendi işine döndü. Seda onunla ilk tanıştığı geceyi düşünmeye başladı. On sekiz yaşına yeni girmişti. Babası bir davet için onunda yanında bir otele götürmüştü. Sesiz geçen gecesi arkasından konuşulan piç sözleriyle cehenneme döndü… Kendisini otelin barına atmıştı. İçmeye başladığında yanına genç bir adam yaklaşmıştı. Konuşmuyordu ama ona baktığını hissediyordu. Bir kadeh de o sipariş etmişti… Barmenden istediği son kadehi tepesine dikerken yanında ki adam konuşmaya başlamıştı en nihayetinde.

“Bu kadar içtiğine göre derdin çok olmalı?” gözlerini ona çevirmişti. Giydiği koyu mavi kısa elbiseyle gözlerinin rengi de maviye dönmüştü. Karşısında ki adam sırıtıyordu.

“Sana ne benim ne kadar içtiğimden? Ben sana bana niye bakıyorsun diye sordum mu?” diye karşı atağa geçmişti son kalan mantığıyla.

“Sorsan cevap vermesi çok kolay olurdu benim için. Böyle bir güzelliğe bakmamak günah sayılır.” Bu sözlere kahkaha atmıştı genç kız. Karşısında ki adamın onun gülüşünde kaybolduğundan habersiz. Bara geldiğinden beri onu süzüyordu ve en sonunda atağa geçmişti Cenk. Böyle güzel bir kız fazla yalnız bırakılırsa şansı başkası kapardı. Cenk avına sesiz yaklaşmış ama kendini fark ettirmişti.

“Hım… Sen şu çakın olanlardan mısın?” diye gözlerini kadehine dikip sormuştu. Babası bu manzarayı görse kıyamet kopardı. “Bilmem sence?” genç kız gülümseyerek evet anlamında kafasını sallamıştı. Bir iş yemeğine gelmişti ama gecesi harika geçecek gibi duruyordu Cenk’in.

KADERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin