16. bölüm

1.5K 88 2
                                    

 “Ya rüyamı görüyorum ben ya? Bu nasıl yapar?” elleri titriyordu Kader’in güvendiği dağlara taş yağdığını görmek içini param parça etmişti. Gözleri gördüğü şeye inanamıyordu. Çetin nasıl o kızla birlikte hem de elle ele göz göze olurdu. Bedeni öfkeyle doluyordu. Bunu hesabını ikisi de verecekti. Hızlı adımlarla onlara doğru yürüdü.

“Çetin” dedi dişlerinin arasından. Genç adam Kader’i görünce afalladı. Gamze’yse hiç keyfini bozmadan bakıyordu. Zafer benim der gibi.

“Sevgilim bak…” demişti ki yüzüne sert bir tokat yedi Çetin. Seda olayları izliyordu.

“Kes… Utanmadan hala sevgilim mi diyorsun? Bu fahişeyle kafe köşelerinde cirit atıp sonra bana sevgilim mi diyorsun?” resmen avazı çıktığı kadar bağırıyordu. Bu pislikler her şeyi hak ediyordu.

“Yanlış anladın…” diyerek açıklamaya çalışıyordu ama nafile. “Şerefsiz pislik… Elle ele duruyordunuz siz ya neyi açıklıyorsun?” herkes onlara bakıyordu. Sanki izlenme rekorları kırın sinema filmini izler gibi. Gerçi şuan bütün rekorları kıracak bir sahne yaşıyorlardı.

“Bu sürtükle beni nasıl aldatırsın sen ya? Şu tipe bak ya yerden bitme…” bu sözleri Gamze’nin yüzüne tükürür gibi söylemişti. Bu hakaretle yerinden kalkan Gamze’yi Seda önüne geçerek durdurdu. Eh küçük birde uyarıda yaptı. “ Sıranı bekle, ani hareketlerin ne kadar riskli olduğunu sana söylemediler mi?” sinirle soludu. Kalktığı yere oturdu genç kız.

“Bak biz sadece… Biliyorum nasıl göründüğünü ama... “

“Ne aması ya? Ne aması? Bu sürtükle cehennemin dibine kadar yolun var artık. Sakın… Eğer bir daha karşıma çıkarsan seni pişman ederim. Bitti bu saatten sonra adımı bile anma” Çetin yaptığı yanlışı biliyordu ama kaybetmek de istemiyordu. Kader onu böyle terk edemezdi.

“Yapma aşkım….” Demişti ama kime? Kader masada ki kahveyi eline alıp genç adamın suratına dökmüştü. İçinden de inşallah sıcaktır diye dua ederken. Şaşkınlıkları geçmeden diğer kahvede Gamze’nin başında aşağıya dökülmüştü. Saçları iğrenç gözüküyordu kahveyle. Pastayı da Seda alıp her ikisinin yüzüne yapıştırmıştı ve Kader’e dönüp, “Yapmasam içim de kalırdı Valla” demişti sırıtarak.

İki genç kız arkalarında özel servis etikleri kahveli ve pastalı iki ihanet suçlusu bırakarak gittiler. Kader sinirden ağlamak istiyordu ama böyle pislikler için herkesin içinde ağlayıp kendisini rezil edemezdi.

“İyi misin canım? Bak sakin ol, böyle bir durumda sakin olunmaz ama eve gidene kadar idare et.” Diye onu sakinleştirmeye çalışıyordu Seda. Gerçi böyle bir durumda sakin olunmazdı ama yapacak pek fazla bir şeyde yoktu.”Tamam ben sakinim ya.” Diyerek burnundan soluyordu. Ah bu hayata daha neler görecekti gerçekten merak ediyordu.

“Neyse canım eve geldik bu konuyu kapatalım, birde ağabeyime açıklama yapmak istemiyorum”

“Ağabeyine mi yoksa bu haberi dört gözle bekleyen başka birine mi?” bu soruyu sorarken yüzü aydınlanmıştı. Belki de arkadaşı gerçek aşkıyla birlikte olup, mutlu olabilirdi.

“Saçmalama ya… Ne alaka?” diye sinirle söylendi. Bu ayrılık onu üzmekten çok kırmıştı. Bir kez daha güvendiği biri onu yarı yolda hem de boynuzlu bırakmıştı. Ah en çokta o yerden bitme kızla olmasını kendisine yediremiyordu. Onu nasıl öyle ucuz sıradan bir kızla boynuzlardı ki? En azından gidip bir manken falan bulsa olmaz mıydı? Kendi düşünceleriyle küçük bir şok yaşadı. Resmen aldatıldığı için değil de, o basit kızın ikinci kadın olmasına takmıştı.

“Hadi girelim artık eve, sende çık şu hayal aleminden.” Diyerek onu ikaz ediyordu Seda. Çünkü yaklaşık on dakikadır kapının önünde ağaç olmuşlar ve meyve vermeyi bekliyorlardı.

KADERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin