19. bölüm

1.7K 87 2
                                    

 "Kim bu densiz ya?" diyerek Batu kapıya açmaya gitti. Kader'in korktuğunu fark etmişti.  Kapı açıldığında gördüğü kişiyle şoka uğradı. Cenk yüzü gözü kan içinde kapının kenarında oturuyordu. Bir eliyle kapıyı yumruklamayı da ihmal etmiyordu. Kapıyı açan genç adama baktı. Tabi mosmor bir gözle ve patlamış kaşıyla. Ah yüzü gerçekten felaket gözüküyordu. Gömleğinin omzu yırtılmış ve düğmeleri kopmuştu. Perişan bir halde hem de zil zurna sarhoş olarak kapıda durması şok geçirmek için yeterliydi. Kader'in sesiyle, daha doğrusu inlemesiyle kendisine geldi.

"Aman Allah'ım! Ağabey sana ne oldu?" diye sorarak genç adama bakıyordu. Gözleri dolmuş ve elleriyle dudaklarını kapatmış bir halde. Kabus görüyor olmalıydı.

"Ah... Yok bir şey" diye konuştu Cenk ama canının acısı daha fazla cümle kurmasına engel oldu. Paytak adımlarla salona ilerledi ve kendisini koltuğa bıraktı.

"Cenk kalk hadi hastaneye gidelim"  başını olumsuz anlamda salladı genç adam. Bu gece ölene kadar içmek istemişti ama sadece sarhoş olup kavga çıkaracak kadar içmişti. Seda'nın sözleri aklından çıkmıyordu. Ne demişti genç kız?

 "Sen o şansı iki yıl önce kaybettin. Neyin kafasını yaşıyorsun. Bana sadece uğursuzluk getirdin... Tanıştığımız gün masumiyetimi aldın. İkinci karşılaşmamızda da bebeğimi... Değil seninle evlenmek adını adımla bir arada bile düşünmek istemiyorum. Sen benim masumiyetimin ve bebeğimin katilinden başka hiçbir şey değilsin. Duydun mu beni katilimizsin... Senden nefret bile etmiyorum düşün artık... " bu sözleri duyan hangi seven kalp yıkılmazdı ki. Hem de haklıydı genç kız. Onun kötü anılarından başka bir şey değildi.

"Hayır sadece kötü anıları değilim" diye kendi kendine söylendi. "Böyle değil, değil mi Kader?" kardeşine soruyordu artık. Umutsuzluk bütün yüreğini sarmıştı. Genç kız bu sorunun neden olduğunu anlamadı.  "Ne kötü anısı ağabey? Ben anlamıyorum..."  Cenk elini saçlarının arasından geçirdi.

"Neden beni sevmiyor, ya da sevmek istemiyorum. Hatalıyım ama kalbim sadece onu istiyor. Yavaş yavaş ölüyorum ama görmüyor." Hala konuşmaya devam ediyordu. İçi o kadar doluydu ki anlatmazsa ölebilirdi.

"Ağabey kim? Kimden bahsediyorsun?" Kader duyduklarına inanamıyordu. Onun ağabeyi aşıktı hem de sırılsıklam.  "Ah kim? Tam bir baş belası o..." daha fazla konuşamadan olduğu yerde sızdı. Hatta Kader'in yaptığı pansuman boyunca da uyanmadı. Ara sıra yüzünü buruşturup mırıldandı o kadar. Batu arkadaşını zorda olsa odasına götürdü. Bahsettiği kişinin Seda olduğunu biliyordu. Ama bu kadarını oda beklemiyordu.

"Ağabeyim kime aşık Batu?"

"Bunu bana değil ona sormalısın, gerçi benim bir tahminim var ama,"

"Kim"

"Bana değil ona sor. Ayrıca ben ona sorduğumda yalanladı. Bilemiyorum ama bu bizi pek ilgilendirmiyor."

"Ne demek ilgilendirmiyor? O benim ağabeyim" Batu gülümsedi genç kıza ve bir hamlede kollarına çekti.

"Evet benimde en yakın dosttum ama söz konusu aşksa sadece iki kişiyi ilgilendirir. Mesela bizim aşkımızda, sadece bizi ilgilendirir." Bu sözleri gözlerinin içene bakarak söylemişti. Bu kadar yakın olmayı nasılda özlemişti. Sevdiği kokuyu ciğerlerine bayram ettirmek ister gibi derince soludu. Ah sevmek bu Dünyada ki sen güzel şeydi. Bazen acı verse de insanın en çok umut ettiği konuydu. Yalnız bir kalp hep eşini beklerdi.

"Ama o çok kötü. Ah o kızı bulursam bunun hesabını fena sorarım. ",

"Hım... Nasıl sorarsın peki?"

KADERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin