7. bölüm

3.1K 153 2
                                    

“Ben bu adamı terk ettim. Gamze denen kızla olan arkadaşlığını yanlış bulduğum için. Beni gerçekten sevgilisi olarak görseydi beni bir kız için üzüp herkesin önünde rezil etmezdi.” Okulda resmen kıyamet koparmak ister gibi bağırıyordum. Madem Gamzesini bırakmıyor o zaman ben onu bırakırım hem de bütün okulun önünde. “Sen benim için bittin artık. Arayıp sorma beni. Benim ne yaptığım yada kiminle olduğum bu saatten sonra seni ilgilendirmez. Bu ilişki bitti. Herkes duysun…” bitti bunu herkes bilsin bu olayda burada kapansın. Tam arkamı dönüp gidecektim ki kolumu öyle bir tuttu ki koparmaya niyetli görünüyordu. Canımın acısıyla “Ah “ diye inledim ama duyan yoktu. Beni resmen sürükleyerek Gamze denen sürtüğün yanına götürdü. Niye bunu yapıyor anlamıyorum. Ah canım çok fena yanıyor morarmasa bari.
“Gamze bu günden sonra seninle konuşmayacağız. Beni gördüğünde görmezden gel.” Gamze’nin yüzünün rengi görülmeye değerdi. Eh kim daha güçlü görmüş oldu.
“Ama ben sana bir şey yapmadım ki?” ah daha ne yapacaktı acaba?
“Bırak kolu mu lanet olsun morartacaksın.” Artık cıyaklama evresine girmiştim. Bu adam insanı severken bile öldüre bilirdi. Bu gün daha iyi anladım bunu. Bırakmadı beni ama kolumu gevşekçe tutmaya başladı buda bir şeydi.
“Gamze üzgünüm ama ben sevgilimle ayrılmak istemiyorum. Bu konuda fikrini değiştirir sandım ama olmadı işte. Bu günden sonra bir daha konuşmayalım lütfen” üzgünmüş ben hiç değilim ama hele onun yüz ifadesi gördükten sonra asla üzgün hissetmem.
“Anlıyorum ama…” devamı gelmedi neden mi? Çünkü ben izin vermedim.
“Anlıyorsan kaybola bilirsin değil mi? Bu tarz acıtasyon yapmana gerek yok değil mi?” kolumda ki el yine sıkılaşmaya başladı ters bir bakışla karşılık verdim. Ah bu kız elimde kalacak ya onun yüzünden çektiklerime bak.
“Ben öyle bir şey yapmıyorum Kader sen beni çok yanlış tanıyorsun.” Ah öyle mi?
“Sanmıyorum ben seni yanlış olsa bile tanımak istediğimden bile emin değilim.” Bu sözlerimden sonra arkasını dönüp gitti. Sonunda olması gereken oldu.
Kolumu çektim ve sonunda özgürlüğüme kavuştum. Ah bu adam sonunda doğru yolu bulmuştu. “Şimdi sen bir daha o kızla görüşmeyeceksin değil mi?” işimi sağlama almam lazımdı.
“Hayır gördüğün gibi ona da söyledim. Bak gitti kız rahatlar artık, istediğin oldu.” 
“Eğer olurda görürsem sen düşün neler olacağını bu iş biter. Benim dışımda başka kızlarla böyle içli dışlıda olmanı istemiyorum.” Hazır yasak koyma işini ele almışken biraz daha yasaklama fena olmaz ya.
“Tamam ama sende öyle elin adamlarının hakkında konuşmayacaksın Anıl konusunu unutmadım. Benden başka hiç kimsenin tipi yada kası seni ilgilendirmeyecek” benim için hava hoştu zaten hem adam evli ne olmasını bekliyorsa artık. “Anlaştık” diyerek gülümseyip boynuna sarıldım. Yine sadece benimle olacaktı, bencillik olsa da bu benim istediğim tek şey. En azından şuan için. Onun belime sarılışı bana güven veriyordu hem böyle olmamış mıydı? 
“Tamam o zaman madem anlaştık hadi gidip bir şeyler yiyelim bak senin yüzünden zayıfladım sevgilim.” Bu adam böyle tatlı olmak zorunda mıydı? Eh kimin sevgilisi sonuçta…
“İyi gidip yemek yiyelim” dedim ve konuna girip okulun çıkışına ilerlemeye başladık Seda’da bizimle. Bana bakıp bakıp gülüyordu. Ah canım arkadaşım benim ya.
“E ne yiyeceğiz biz gitmeden karar verelim ya?” diye söylenmese olmazdı zaten.
“Ne yemek istersiniz canım bak bence şöyle bir kebap yiyelim üstüne künefe of nasılda canım istedi.” Bize seçin diyor ama kendisi çoktan seçmiş.
“Bana uyar ya hele künefe kısmı tam benlik ya.” İşte Seda ve en zayıf noktası…
“Bana da uyar, hadi gidip güzelce doyuralım sizi Çetin bey.” Bana bakıp belime sarıldı. Ah bu adam böyle olsa hep ne olur sanki? Arabayla kebapçının yolunu tuttuk ben çok acıkmıştı gerçekten. Bu zaferi ziyafetle kutlamak mükemmel bir fikirdi. Restorana gelince arabayı park edip indik ah harika bir gün. Tabi bu düşüncelerim içeri girip Batu’yu kadının biriyle yemek yerken görene kadardı. Ah lanet olsun şimdi bu kadında kimdi? Ya yurt dışında ki sevgili o ne olmuştu? Neyse ne bana ne kendimi toparlayıp Çetin’in yönlendirdiği masaya geçtik. Onu görmezden gelmek en iyisiydi. Onun tam karşısına oturdum ben onu görmezlikten gelsem de o beni görsün istiyordum.
“E siparişleri verelim ne yiyorsunuz?” her zaman geldiğim bir yer olduğu için ne isteyeceği mi biliyordum.
“Ben İskender ve tatlı olarak kadayıf istiyorum.” Dedim Seda’ysa,
“Ben urfa kebabı alayım ve tabi ki künefe istiyorum.” Demişti. Kendisi içinde Seda’nın siparişlerinin aynısını vermişti. Ortaya salata ve içecek olarak da kola aldık. Benim gözlerim zaman zaman Batu pisliğine kayıyordu. Yeni gelmiş olmalılar ki daha sipariş vermemişler sadece su yudumluyordu ara sıra. Ben bunları düşünürken birden masalarına abim geldi. Anlaşılan hep birlikte takılacaklardı. Gerçi yanında kız getirmemişti ama…
“Hayatım yemekler geldi sen nereye bakıyorsun?” diye soran Çetin’e döndüm oda benim baktığım yere bakıyordu şimdi. Neyse ki masada abim vardı.
“Abin ve Batu’da burada gidip bir selam verelim.” Demişti ki onu durdurdum. Biz niye selam veriyoruz onlar versin.
“Ya dur aşkım ya bırak şimdi hem onların masasında tanımadığımız biri var rahatsız etmeyelim.” Diye basit bir açıklama yaptım. Sonra iskenderime büyük bir iştahla yumuldum. Şuan aklımı sadece yemeğime vermeliydim. Seda’ya baktığımda oda yemeğiyle ilgileniyordu. Şaşırtıcı bu durumda yorumda bulunmamıştı. Belki de Batu olayı yüzünden susmayı tercih etmişti. Masada ki sessizlik sinir bozucu olamaya başladı.
“E sevgilim ben yokken neler yaptın bakalım anlat” bir konu açmak şarttı.
“Hiç ne yapayım, senin yumuşamanı bekledim ama nerde.” Bu konuda asla yumuşamazdım zaten.
“Sahi Gamze denen o kızla ne haltlar karıştırdınız? Köşelerde ne konuşuyordunuz?” işte bayan meraklı,
“Saçmala ya ne halt olacak sadece konuşuyorduk hem ne köşesi ya? Biz gayet ortam içindeydik.” Haklı yani bunun cevabı benimde merak ettiğim bir konu.
“Madem öyle neden okulda ki her kez sizin çıktığınızı düşünüyordu?” 
“Saçmalamayın ya sen bana uzak durduğun için olabilir ama. Beni gördüğün yerde yolunu çevirdiğin için.” Buda bir neden olabilir ama of tamam bu gün tartışmaya mecalim kalmadı zaten. Tam bu sırada Batu’yla göz göze geldik. Öyle sinirli bakıyordu ki nedeni merak ettim. Sonra abim de bize döndü. Bu durumda yanlarına gidip selam vermek şart oldu. Çetin’in elini tutup oturduğum yerden kalktım oda benimle. Seda’ya baktığım da yerinden kıpırdamadığını gördüm. 
“Sende gel istersen canım bir selam verip gelelim?” yüzüme baktı ve omzunu silkti.
“İnan Cenk’in suratına katlanacak durumda değilim ben. Baksana şuna elinde gelse dövecek gibi bakıyor ben böyle iyiyim. Hem bayan olan biziz onlar gelmeli” diyip kestirip attı. Yapacak bir şey yoktu. Masalarını gidip selam verdik. 
“Seda hanım neden gelmedi?” diye sordu abim. 
“Şey bize selam vermesi gereken sizmişsiniz biz bayanız ya ondan.” Abim kötü bir bakış yolladı Seda’ya sonra masadan kalıp, “Madem öyle istediğini yapalım hanımefendinin. Sizde oturun masaya bir şeyler içelim beraber.” Tam itiraz edecektim ki,”Oturun dedim” diye tısladı abim. Sonra Seda’nın yanına gitti. Gözlerim ona kilitlenmişti. Seda istifini bozmadan yemek yemeğe devam ediyordu. Elerini sandalyesini koyup eğildi. Bir şeyler söylüyordu ama buradan duyamıyordum. Seda hala yemeğini yiyordu, sonra sakince abime dönüp gülümsedi. Bir şeyler söyledi ama tabi ben duyamadım. Şimdi o masaya gidip konuşulanları dinlemek istiyordum ama korkumdan yapamıyordum. Abin sinirle doğruldu.
Seda’dan sizlere
Bana doğru gelen Cenk’e baktım ama umursamadım. Geleceğini zaten biliyordum…
“Afiyet olsun” dediğinde tam dibimdeydi. Ona gülümsedim ve “Teşekkür ederim size de” dedim imayla. Masada ki o kız büyük ihtimalle onun sevgilisiydi. Zaten hep kadınlarla görüyorum onu. Yalnızlık bu adama göre değildi… Ellerini sandalyeme koyup bana doğru eğildi. Nefesini ensemde hissedebiliyorum. 
“Neden masaya gelmedin?”
“Gelmem mi lazımdı?” alayla güldü. Güler tabi…
“Benden kaçmak dururken yanıma gelmemen normal aslında”
“O zaman neden soruyorsun?”
“Benden kaçtığını itiraf mı ediyorsun?”
“Nasıl anlamak istiyorsan öyle anlayabilirsin. Şimdi izin verirsen yemeğimi yemek istiyorum. Soğuyunca pek bir şey anlamıyorum ah birde Çetin ve Kader’i de masaya geri gönder onların yemekleri de soğuyacak yoksa” 
“Öyle mi?”
“Öyle” dedim oda sinirle bana baktı ve geri çekilip kendi masasına doğru gitti. Arkasından bakarken sadece güldüm. 
Kader’in anlatı mı?
“Yemeklerini soğumadan masaya dönmeliymişsiniz Seda hanım öyle diyor” diye kısa bir açıklama yaptı abim masaya gelir gelmez. Ne konuştuklarını sormak istesem de Batu’yla muhatap olmak zorunda kalmadan masadan uzaklaşmayı seçtim.
“Abim ne dedi?” diye direk sordum masaya gelir gelmez.
“Hiç” diye bir cevap beklemiyordum doğrusu.
“Ne demek hiç? O kadar konuştunuz siz ya.” Diye itiraz ettim.
“Of ne konuşabiliriz ki? Nasılsın falan dedi işte. Her zaman ki şeyler.” Yani bende abartıyorum sanki? 
“İyi hadi yemeği bitirip kalkalım.” Dedim ve Çetin’in yardımıyla yerime oturdum ve yemeğe devam ettim. Sonunda bu günü kazası belasız atlata bildik. Sonunda eve gelebildim fazla hareketli bir gündü.
Odama gitmek için merdivenlere yönelmiştim ki Batu’nun sesiyle durmak zorunda kaldım.
“Yenimi geliyorsun?” soruya bak sanki görmüyor paşam.
“Gördüğün gibi, günün özetini de anlatma mı ister misin ağabeycim?” yüzü öyle öfkeli bakıyordu ki ah bu manzaraya bitiyordum. Eh hayat bu biri gelir biri gider…

KADERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin