2. bölüm

6.5K 260 6
                                    

yorum ve beğeni istiyorum arkadaşlar

ETİKET İSTEYEN ARKADAŞLAR BELİRTSİN LÜTFEN KEYFİLE OKUYUN YORUM VE BEĞENİLERİDE UNUTMAYIN CANLAR

Kader resmen beni görmezden geldi. Zaten başka ne bekleye bilirdim ki. Çok değişmiş. Hali, tavrı, konuşması, bakması, saçları, giyinişi, her şey ama her şey değişmiş. O küçük kız büyümüş ve bambaşka bir insan olmuş. Nasılda özlemişim onu, tabi bana duygusuz bakan Kader’i değil. 

Eskiden olsa nasılda mutlu olur gözleri paylardı benim yanımda. Şimdi bir yabancı… Artık aynı evi paylaşan iki yabancıyız. Bunu ben istedim ve oda uydu.

“Abi ben çıkıyorum” diyordu bağırarak. Nereye gidiyordu acaba? Ona mı? Çetin’e mi? “Tamam tatlı belam sen çık ama geç kalma.” Gülümseyip başıyla onayladı koyu kahve saçları yüzüne dökülmüştü. Bir eliyle yukarı doğru attı. Sonra bana dönüp, “Görüşürüz akşam” bu kadar sadece bu cümle bende tamam dedim ve gitti.  Evimi özlemişim. Eskiden iki kişi kaldığım evde artık Kader’de kalacaktı. Ah benim küçük sevgilim nasılda değişmiş.

“Cenk ne yapıyorsun orda?” diye sordum aldığım cevapsa şaşırmama neden olmuştu.

“Akşam ne pişirsem diye düşünüyorum. Sahi sence ne yapmalıyım?” Ne? Yemek mi pişirecek? “Neden sen pişiriyorsun anlamadım ki?”

“Neden olacak tatlı belamla anlaştık sırayla. Artık sende geldiğine göre yarın sabah kahvaltı hazırlama sırası sende.”

“Ne anlaşması? Ben mi kahvaltı hazırlayacağım Kader hanıma? “

“Evet aynen koçum sen, akşam yemeği de Kader’in yarın. İş bölümü var oğlum bu evde.”

“Yuh kız evi kendine göre çevirmiş sende kabul ettin öyle mi?”

“Ne yapsaydım? Kader oğlum bu annemlere söylemekle tehdit ediyor sonra. Ah bir görsen bu cadı ağlamayı bıraktı ama cadılığı iyice eline aldı.”

“Ne yani şimdi bu evde?” elimle evimizi gösterdim bizim evimiz. “Söz Kader’in mi?” bir kahkaha attı ki sormayın sonrada umursamazca, “Oğlum ne yaparsın el mahkum sende idare et artık” oldu ederim. Ne idare etmesi ya… Hele cadılığı elden bırakmadıysa kan kusturur bu kız bana.

Bu konuyu daha fazla uzatmak istemedim. “Neyse sen yap yemekleri ben çıkıyorum.” Diyerek kapıya yöneldim. Arkamdan gelip, “Nereye Batu yeni geldin zaten.” Dedi paşam. Yani birde hesap soruyor sanki evli çiftiz de.

“Biraz temiz hava alayım. Hem bu konuyu da açık havada düşünürüm.” Gülümsedi. Gülümser tabi…

“İyi düşünsen” diyip tekrar mutfağın yolunu tuttu. Düşünecek bir şey yoktu aslında. Evde yeni bir düzen vardı. Bende uymalıydım artık. Kader’le aramı bozmaya niyetli değildim. İki yabancıda olsak yinede aynı evde kalacaktık ve şimdilik buda yeterliydi benim için. Akşam eve döndüm. Kader’de gelmişti. Üstüne rahat bir eşofman giymiş salonda televizyon izliyordu. Yanına gittim ama beni fark bile etmedi. Sakince yanına geçip oturdum.

“Selam ne yapıyorsun?” diye konuşmaya başladım. Bana dönüp oldukça rahat bir tavırla cevap verdi. Hiçbir şey yaşamamışız gibi. “Hiç televizyon izliyorum öyle sen?” bende aynısını yaptım. Ama kalbim acıyordu bu durum yüzünden. Ben bu hallere düşecek adamıydım?

“Bende yeni geldim. Biraz dolaşıp eski arkadaşlarımı gördüm.”  Başını salladı. Sadece başını salladı. Ben sinirden daha fazla gerilmeden… Cenk salona gelip, “ Yemek hazır masaya geçelim hadi” diyerek bizi masaya davet etti. Yemek yapmayı iyi biliyordu. Güzel ve sakin geçen yemekten sonra Kader odasına çekildi. Ders çalışması lazımmış. Bizde Cenk’le lafladık. Bir konu kapandı başka bir konu açıldı. Sonuçta görüşemediğim yıllar vardı. Her şey birikmişti… Saat geç olunca odama yatmak için çıktım ama Kader’in odasından konuşma sesi geliyordu. Sakince odasının kapısına kadar gittim. Konuşma sesi duyuluyordu. Bu yaptığım yanlıştı ama kendime engel olamadım ve kapıya iyice yaklaşıp dinlemeye başladım. Duyduklarım beni üzse de Kader için sevinmeliydim.

KADERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin