18. BÖLÜM

1.7K 85 3
                                    

Seda mağazadan çıkıp başka bir mağazaya girdi. Öyle sinirliydi en açık elbiselerin olduğu reyona ilerledi. Bu adam çok olmuştu artık... Seçtiği kan kırmızı elbiseyle kabine gitti giyinmek için. Dışarı çıktığın da yine aynı sessi duydu.

"Buda olmamış... Neden inat ediyorsun ki böyle giyinmek için? Kendini birilerine beğendirmeye çalışmana bile gerek yok, sen fazlasıyla güzel bir kadınsın." Diyerek sözlerini tamamladı Cenk. İçinden benim kadınımsın diye geçiriyordu.

"Sana ne ya? Git sene başımdan..." aynada kendisini süzüyordu Seda. Bu elbise ona tam oturmuştu. İnce ip askıları, dizlerinin bir karış kadar üstünde bitmesi, bedenini ikinci bir deri gibi sarması, tamda aradığı şeydi. Cenk'i deli edecek kadar cesur ve sekssiydi.  "Bence çok güzel oldu. Sence kırmızı benim rengim değil mi?" listede ki yazılanları ima ediyordu.

"Neden böyle bir elbise istiyorsun? Kırmızı ve diğer tüm renkler senin için ideal bence. Sonuçta güzel olan sensin, renklerde senin üzerinde ayrı bir güzelliğe ulaşıyor." Bu adam kadınları nasıl ayartması gerektiğini iyi biliyordu. "Haklısın, çok güzel bunu alıyorum" dediğinde yine genç adamı öfke sarmıştı. Bu kız laftan anlamayacaktı.

"Almıyoruz..."   diyerek kükredi Cenk. Sonrada genç kızı kolundan tutuğu gibi mağazadan çıkardı.

"Ya sen var ya... " dediğinde sözünü bile tamamlayamadan genç adam tarafından öpülerek susturuldu. Cenk artık sabrının sonuna gelmişti ve susmak bilmeyen kızı en mantıklı, daha doğrusu işine gelen yöntemle susturdu. Alışveriş merkezinde, herkesin gözleri önünde... Bunu umursadığı söylenemezdi. Yavaşça uzaklaştı genç kızdan. Nefesini düzenlemek için derin nefesler alıp veriyordu. Seda ona yine karşılık vermemişti ama şimdilik itirazda etmemişti. Sonra sevdiği gözlere çevirdi bakışlarını. Böyle bir renk ancak Seda'ya uyardı. Gözleri genç kız gibi her an, her saniye renk değiştire biliyordu. Seda bazen cici kız olurken, bazen de dünyanın en ateşli kadını olabiliyordu. Elindeki listeyi Seda'ya verip konuşmaya başladı.

"Ben tek başıma halledemem bunları, sende gördün listeden olsa gerek Kader baya yorgun görünüyordu. Yardım edeceğini söylemiştin." Üstüne basarak söylemişti son cümlesini.

"Of tamam ya" diye çıkıştı genç kız. Kader için bu gün katlanmalıydı Cenk'e, öpüşü hala aklındaydı. Bir an karşılık vermek istese de kendini tutmuştu. Onu her gördüğünde başka şeyler ister olmuştu aslında. Mesela yanında ki kadınların suratını dağıtmak, saçlarını yolmak, gözlerini oymak, birkaç kırık çıkık fena olmazdı. Ama hep frenlemişti kendisini. Bunu neden yapacaktı ki? O cenk'in hayatında neydi ki? Sevdiği ama sevilmedi adamdı Cenk. Bunu kabul edeli yıllar olmuştu. Onu her gördüğünde kalbinin hızını ilki olmasına bağlasa da, zamanla onu sevdiğini kabullenmişti. Gördüğü kimseye benzemiyordu. Sevilecek adam değildi ama kalbi onu bu konuda hiç dinlememişti. Annesi gibi olmaması gereken bir adama, sadece bedeniyle değil tüm benliğiyle ait olmuştu.  Başını salladı bu düşüncelerden kurtulmak için. Genç adam onun listeye dalıp giden yüzüne bakıyordu o sırada.

"Ne oldu? " diye sordu merakla. Gözlerini yumdu kısa bir an Seda. Sonra yine duygusuz haline bürünüp, alaycı bir tavırla elinde ki listeyi okumaya başladı. Şuan bu listeyi hazırlayana teşekkür bile edebilirdi. Kurtarıcısı olmuştu resmen.

"Bak dengesiz akrabaların ne istemiş?" diyerek okumaya başladı. " L beden kaban istiyorum. Renk koyu mavi... Arkasında pembe fiyonk olsun. Ara boy, fermuarlı ve kesinlikle çiçek detayı olmasın. Şimdi söyle bakalım bu neyin kafasında ya? Gece elbisesi dese belki bulunur ama kabanda hem de mavi kabanda ne alaka pembe fiyonk? " diye resmen cırlamıştı. Bu insanlar kesin deliydi ve en acilinden kliniğe yatırılmalıydılar.

KADERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin