***
Sakız Pembesi
Draco, dördüncü yıldan beri Harry'ye karşı hislerinin değiştiğinin farkındaydı. Ve bu hislerin giderek büyüdüğünün de.
Ne yaptıysa bu yüzden yaptı hatta.
Altıncı yıl, Dumbledore'a gitti, herkesden gizli olması şartıyla köstebeklik yapmayı kabul etti. Sebebi olarak babasının aptallığını ve Voldemort'un tarafını asla tutmama kararını öne sürse de, yaşlı profesörün gözlerindeki rahatsız edici pırıltı ona gerçek sebebi bildiğini söylüyordu.
Olan biteni Pansy öğrendiğinde, aynı şeyi o da yaparak Dumbledore'a gitti. Çünkü Hermione Granger gibi parlak biri, sadece muggle doğumlu olduğu için bu hayattan sökülmemeliydi. Ya da safkan olmayan hiç kimse, temel olarak asıl saçmalık bu safkan propagandası ve bu propagandayla alınan, alınmak istenen canlardı.
Savaş bittiğinde, Draco büyük bir cesaret örneği göstererek Harry'ye asayı attığı için Altın Üçlü ve seherbazlar tarafından veritaserum etkisi altında sorgulandı. Her şey, Harry'ye olan hisleri hariç, ortaya çıkmıştı artık. Çünkü o konuyu açmasını gerektirecek bir soru sorulmamıştı.
Draco, Malikane'ye dönmedi.
Hala manevi olarak yaralarını sardığı bir dönemde Diagon Alley'de Granger'la karşılaştığında tüm çırpınmasına rağmen, Weasley'lerin yanına sürüklendi. Bol patpatlı maçosal bir havada selamlanır ve herkes yaptıkları için onu tebrik ederken, yumuşacık bir kucaklanmayla kendini Molly'nin omzuna ağlarken buldu. Bir hafta boyunca Kovuk'ta ağırlanmıştı ardından. Harry ile Quidditch üzerinden bağlanabilmiş, gecelerin getirdiği kabusları altın üçlünün anlayışlı sarılmalarıyla atlatmıştı.
Bu ziyarete Pansy de dahil olduğunda, Draco başına geleceklerden emindi. Ve öyle de oldu. Öpülmekten dudakları kızarıp şişen Hermione, Pansy'yle el ele merdivenlerden indiğinde, arkadaşının cesaretine imrenmişti Draco.
Kendisi asla itiraf etmeyecekti. Edemezdi. Düşüncesi bile korkuyla titremesi için kafiydi.
Ron, bir kaç hafta sonra gönderdiği mektupta kendisinde veelalardan başka kimsenin herhangi bir arzu hissi yaratmadığını açıklayan bir mektup göndermişti. Veelaseksüel olduğuna kanaat getirmiş, Draco'dan akıl istiyordu. Attığı kahkahalar kaldığı otelin odasında çınlarken, yine de kızıl saçlı gence yardım etmeye karar verdi.
Okula döndüklerinde, ayrı görülmesi mümkün olmayan beş kişi, şimdi Altın Beşli olarak anılıyorlar, herkes tarafından seviliyorlardı.
Ancak, Harry'nin talihsizliği bir türlü sona ermiyordu.Ayağa kalkıp, tshirtünü çıkarırken umursamaz davranıyor olsa da, tüm gözlerin üzerinde olduğunu biliyordu esmer.
Keyifle ve huşu içinde, ıslak tshirtünü kenara atan Harry'yi izleyen Draco ise kalabalık arasında kaybolduğunu sanıyordu.
"Ne yaptın yine?"diye fısıldadı Pansy,"Bu ifadeyi biliyorum, sen yaptın değil mi?"
Draco gözlerini Harry'den çekmeden, "Üçüncü sınıflardan bir Hufflepuff'a Harry'nin üzerine su dökmesi için para verdim." dudaklarını yalayıp, "Kendini kurutabilir ama arada büyücü olduğunu unutması işime geliyor."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Drarry One Shots
FanfictionAngst'a yer yok Sonuna kadar fluff! Yer yer smut yer yer şapşallık. Başlangıç: 15. 12.21 Bitiş: akıllarda bir soru işareti Ne yaptığımı bilmiyorum bana bi'şey sormayın.