***
(Bu hikayenin ilhamını internette denk geldiğim, yukardaki medya yani, bir canon verdi. Attığım kahkaha yüzünden kedim korkup koltuktan düştü)
Bulgu
Okuldan mezun olup, hayallerindeki evi bulmuşlardı. Kendilerinden beklenen yerine, kendileri için yaşamayı, kendileri adına kararlar vermeyi beraber öğrenmişler, seçtikleri kariyerlerde tavsiye alsalar da kimseye hayatlarına karışma izni vermemişlerdi.
Gelecek Postası ve Haftalık Cadı Güncesi, ikisini de yerin dibine soktu başlarda. Uzun süre bununla uğraştılar. Hayır, Draco Harry'ye amormentia falan içirmemişti, ne cüretle böyle birşey düşünebilirlerdi. Draco gayet çekici, akıllı, çekici, hırslı ve kapışması eğlenceli, çekici bir adamdı, sevdiği kişiyi etkilemeyi başaracak becerisi vardı ve iğrenç oyunlara ihtiyaç duymazdı. Ahmaklar.
Harry ise, hayır efendim kesinlikle imperius etkisi altında falan değildi, gözlerini kaplayan bir buhu tabakası görüyor muydunuz? Hayır. Ayrıca on üç yaşından beri bu lanetin onu etkilemediğini methiyeler düzerek ilan eden siz değil miydiniz? Hm? Beyin israfları sizi.
Bu kargaşa sona erdiğinde, Draco şifacı olmak adına eğitime başlayalı altı ay oluyordu. Harry ise, Severus'un göz açtırmayan disiplinli eğitimi altında K.S.K.S eğitimine başlamıştı. Draco, son anda bir bebeği ejderha çiçeği hastalığından kurtarmayı başardığında, anında aziz ilan edilirken, ilişkilerine edilen hakaretler yerini iltifatlara ve övgülere bırakmıştı.
Draco hepsine iki yüzlü şarlatanlar demişti.
Harry ise, "Mehh." çünkü o tüm bunlara alışıktı.Akşam eve döndüğünde Harry, Draco'yu nerede bulacağını gayet iyi biliyordu. Kablosuz radyo dinlerken, Molly'nin en son öğrettiği tarifi yapıyordu muhakkak. Ah, Kovuk'a geldiği ilk gün, Harry'nin elini bir saniye bile bırakmayı reddetmişti. Tedirginliği, sevgilisinin ailesiyle tanışacak olmasıydı. Ama Harry şu cümleyi çok net hatırlıyordu, "Tabi ki gerginim Harry! Kadın, manyak ve en acımasız ölüm yiyenlerden birini taşlaştırarak patlattı. Beni sevmeme ihtimalinden korkmamam anormal olurdu asıl."
Şimdi canciğer kuzu sarması gibiydiler. Harry'nin pabucu damda yerini almıştı, Ron'unki ile beraber. Her zaman Draco'ya iyi bakmasını söylüyordu. Ron'a da Hermione'ye tabi. Godric korusun, ikisinden birinin eğer kaşının teli çatılsa, Molly'nin gazabına uğruyorlardı.
Cüppesini çıkarıp vestiyere astığı gibi mutfağa ilerledi. Tahmininin doğru olduğunu görerek sırıttı. İksir yaparken ya da hastaları için merhem hazırlarkenki konsantrasyonuyla tüm ilgisi yapmakta olduğu yemekteydi. Kapının girişine yaslanıp onun kararlı ve aynı zamanda akıcı hareketlerini izledi Harry. İkisinin de eğitim süreci sona yaklaşıyordu. Artık hayatlarında yeni bir sayfa açmak üzere olduklarının ikisi de farkındaydı. Draco'nun endişeleri vardı ve söylemese de Harry biliyordu, çünkü aynı korkular onunda içini burkuyordu.
Ya, işlerimiz yüzünden birbirimizden uzaklaşırsak?
Ya başarısız olursam?
Ona layık olamazsam ve onu kaybedersem?En çok bu can yakıyordu, kaybetme korkusu.
Draco, sonunda yemeği kısık ateşte pişmeye bırakıp nefesini salarak Harry'ye döndüğünde, yüzüne yayılan gülümseme, esmer adamın güneşiydi. En karanlık günlerinde bile ruhunu aydınlatıp, sıcaklığıyla sarmalayarak onu kurtaran güneş. Harry o güneş olmadan tek bir güne dahi uyanmak istemiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Drarry One Shots
أدب الهواةAngst'a yer yok Sonuna kadar fluff! Yer yer smut yer yer şapşallık. Başlangıç: 15. 12.21 Bitiş: akıllarda bir soru işareti Ne yaptığımı bilmiyorum bana bi'şey sormayın.