11

1.3K 68 47
                                    

AcuPid0

***

Ismarlama
(+18/+20 hafif BDSM)

Gecenin sessizliğine yüksek müziğin bass tonlarını yayan mekanda, Draco her hareketinin hakkını vermeye özen göstererek dans ediyordu. Alkol, kanında keyifle kıvranıp dönerken, müzik de onu kıvırıp döndürüyordu.

Harry Potter, onunla aynı mekandaydı ve Draco'nun her hareketi onu kendine çekebilmek içindi. Ve kahraman, içkisinden yudumlarken, gözleri Draco'yu bulduğundan beri üzerinden ayrılmıyordu, biliyordu platin adam. Zümrütlerin delici bakışını, okul yıllarından biliyordu. O zamanlar öfkeden ensesinde delik açmak ister gibi bakarken, şimdi hali hazırda Draco'da var olan bir deliği doldurmak isteğiyle bakıyordu.

DJ ara verdiğinde, şuh hareketlerle saçını geriye doğru savuran platin adam, bara geçip peçete istediğinde, gözünün kenarına ilişen hareketliliğin, kendisine doğru gelen esmer tenli afet olduğunu bakmadan biliyordu.

"Sana bir içki ısmarlayabilir miyim Malfoy?"

"Ne için tam olarak?"

"Sadece, hmm, bu güzel, hatta muhteşem dansın için teşekkür baabında."

"Hm, mantıklı. Tamam, bana bir içki ısmarla o halde süper kahraman. Ama sonra beni evine götüreceksin."

"Ne için tam olarak?"

"Ismarlayacağın içkiye teşekkür baabında." deyip göz kırptı Draco.

*

Sereserpe, yatağa yatırıldığında, sanki alkol vücudundan buharlaşarak uçmuşçasına ayıktı. Bacaklarını ayırıp, arasına yerleşen suratın kime ait olduğunu bilmek bile, beklenti ve arzuyla tirtir titremesine yetiyordu. Deliğinden geçen serin bir duyguyla içinden geçen temizlik uğurunu anca algılayabildiğinde, uğuru Harry'nin dili takip etti.

Her dil darbesi ardından girişini iyice yoklamaya çalışan baskıyı hissediyordu Draco. Bağırışları odada yankılanırken, avuçladığı çarşaf yırtılmak üzereydi artık. Deliğini yalayıp emen dile ek olarak, içine giren parmağın ustaca yaptığı üçüncü manevrayla beli kıvrılarak yataktan kurtulduğunda haykırarak boşaldı. Şehvetli bir keyif dalgası, boşalmasının verdiği minik seğirmelere aldırmadan içine giren ikinci ve üçüncü parmakla, tsunamiyi biriktiren bir deniz gibi Draco'yu savurup duruyordu.

İkinci serinliği hissettiğinde, ıslanan deliğine yerleşmek için kendini hizalayan adamın yüzüne baktı. Nemlenmiş cildi akışkan bir karamel gibi parıldarken, delici zümrütler, Draco'yu yaran aletinin etkilerini açlıkla izliyordu. Rahatsız edici tıkama hissi, birkaç git gelden sonra zevkin kapılarını aralarken, platin adam varıyla yoğuyla üzerindeki adamın ağırlığı altında keyiften eğilip bükülerek, içindeki malzemeyi en derinlerde hissetmek için kıvranıyordu. Bir an sonra kolları yatak başlığına kaldırılıp, yumuşak derili kelepçelerle hapsolduğunda, zevk noktasını bulan Harry'nin şiddetli gelgitleriyle kendinden geçmişti.

Çığlıkları, içinden çıkan aletin yokluğuyla mırıltılı, yalvaran iniltilere dönüştü ve kendisini yokluğuyla cezalandıran adama bakmak için gözlerini açtı. Köşedeki dolaptan mektup mühürlemek için kullanılan wax mumlarından biriyle ayrılıp, başına gelen adam, elindekileri yatağa bırakıp, Draco'ya eğildi, "İstemediğin ve sana zevk vermeyecek bir şey yapmayacağım. Teşekkürünü ancak böyle kabul ederim Malfoy. Kendini bana ver ve sana kendimi vereyim. Razı mısın?"

Zevk, Harry'nin sesinin kılığında kulağından boynuna yol alırken başını salladı çılgınca, "Evet.. Evet.. Razıyım evet."

Terlemiş gövdesi, pamuklu bir kumaşla temizlenirken, Draco, ona hükmeden adamın yüzündeki konsantrasyonu izledi. Esmer parmaklar arasında yerini alan wax mumu, koyu renkli dudaklardan dökülen efsunlarla eriyip göğsüne damladığında, ilk salisenin yakıcılığı ikinci saliseyle soğuyup zevkin sadece ekosunu yaşattı platin adama. Harry bu defa, "Katlanabileceğin gibi mi?" diye sordu.

"Ka-katlanmak mı? Oh.. Devam et, Harry, lütfen."

Gözleri kadife kumaşla bağlanırken, kullanabileceği tek duyu organı olarak kulaklarına güvenebilirdi. Odada atılan adımı, kumaşın sürtünme sesini ve esmer dudaklardan dökülen eritici efsunun fısıltılarını duyabiliyor, beklentiyle her saniye biraz daha sertleştiğini hissediyordu. Aynı yakıcı zevk, yine göğsüne damladığında, Draco'nun boğazından doyumsuz bir çığlık kopardı. Bacaklarını hareket ettirmek istediğinde, onlarında sabitlendiğini fark edince, beklentiyle artık kızaran aletinin seğirdiğini çok net hissediyordu. Harry'nin onun bu haline karşı davudi bir tonla gülmesi, oh, Salazar... Draco böylesi tehlikeli bir açlıkla hiç baş etmek zorunda kalmamıştı daha önce.

Her yakıcı damlayı bir diğeri kovaladı. Göğüs ucuna düşen bir damladan sonra Draco, temas için yalvarırken, üzerine binen ağırlıkla yutkunup, içine girecek sertliğe mental olarak hazırlamaya çalıştı kendini. Onun yerine, başka bir şey, kayganlaştırılmış bir şey, içine ittirildi. Belini hareket ettirip anlamaya çalıştığı sırada, prostatına yerleşen oyuncak birden titredi, işte o an, açtığı ağzından dökülmek üzere olan çığlık, ağzına kapanan dudakla boğulurken, yatağa öylece bağlanmış haliyle ne kadar hareket edebilirse o kadar fırlattı kendini. Boşalmak istiyordu. Ve bu defa öyle bir boşalacaktı ki, Harry onun kalıntılarını tavandan temizlemek zorunda kalacaktı.

Sert bir hareketle prostatına işkence eden oyuncak içinden çıkarıldığı gibi, bu defa bacak arasında beklemekten delirmek üzere olduğu sıcaklığı hissederek, sessiz derin bir nefes aldı. İçine yerleşen alet, yorulmuş ama hala beklentiyle hassas olan zevk noktasına ardı ardına inerken, boynunda ve çenesinde aç darbelerle gezen dile yer açmak için kafasını yana yatırdı. Gelmek üzereydi. Çok yakındı. Çok.

Gitgide kasıklarındaki tüm kasların düğümlendiğini hissediyordu. Gözüne bağlanmış kadife kumaş, şiddetli bir hırıltı eşliğinde yüzünden ayrıldı.

"Benimle boşal, benimle boşal. Hadi Draco!"

"AH-HA-R-RYY~!" Şiddetli ilk saniyeleri acıyla karışsa da, uzun süren kasılmasını, Harry'nin hızlanan darbeleri takip ederken, içinde hiçbir şey kalmamacasına, kuruyana dek, haykıra haykıra boşaldı Draco. Duvarlarını bezeyen spermin sıcaklığı ve kayganlığıyla titrerken, dudaklarına kapanan dudakları avını yakalayan bir hayvan gibi bırakmadan emdi.

Ellerini ve ayaklarını çözdükten sonra yatağa giren Harry, güçlü temizlik ve iyileştirme efsunlarının ardından, onu çekip göğsüne yatırarak üzerlerini örttü. Uyku, ikisini de anında alıp götürdü.

*

Sabah, alarmına küfrederek uyansa da, baştan aşağı gevşemiş, tatmin olmuş hissederek gülümsedi Draco.

"Sana bir günaydın öpücüğü ısmarlayabilir miyim Malfoy?" diyen uykulu sese dönüp, "Tabi ısmarlayabilirsin. Hatta, lütfen ısmarla."

Şefkatli bir öpücükten sonra, huzurla nefes alıp verdi.

"Oyunlarını seviyorum Draco Malfoy-Potter." diyen eşine gülüp, "Oh, ben de. Ben de seni seviyorum Harry Malfoy-Potter. Ama James'i annemden almaya sen gideceksin haberin olsun."

Komodindeki Akşamdan Kalma iksirlerine uzandıktan sonra Harry, "Tabi ki."

Drarry One ShotsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin